Turizmciler çok kazanıyor, onlardan daha fazla vergi alalım önyargısı var
CHP Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, TBMM Genel Kurulu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı 2026 bütçesi ve Türkiye turizminin son durumu hakkında konuştu. Çorabatır, “Turizmciden ne kadar daha fazla vergi tahsilatı yaparız düşüncesi var. Turist sayısına bakarak 'çok kazanıyorlar' önyargısı devam ediyor. Sektör ise, artan maliyetlerle başa çıkmaya çalışıyor” dedi.
65 Milyar Dolar gelir elde eden bir sektörü temsil eden Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın dünya ile rekabet edeceği bir bütçeye sahip olmadığını belirten Sururi Çorabatır, "Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Tanıtım Bütçesi, 90 milyon USD civarında. Bunun da 4/3'ü sektörden alınıyor. Rakip ülkelerde tanıtıma ayrılan bütçe 130 ila 450 Milyon Dolar aralığında değişiyor. Turist başına yapılan tanıtım harcamasında dünya 12’nci sıradayız.
Biz artık bilinen rakiplerle değil, yeni bölgesel güçlerle rekabetteyiz
Mısır, Fas, Dubai ve BAE, Uzak Doğu, dijital turizm, yapay zeka ve sürdürülebilirlik odaklı model, tematik mimari ve peyzaj ile. Yunanistan, İspanya ise, ürün değil destinasyon markası odaklı, sürekli yenilenen konseptlerle karşımıza çıkıyorlar.
Turizmde atağa kalkan sürpriz ülke Suudi Arabistan; 150 milyon ziyaretçi, ülke ekonomisine %10 katkı beklerken Vizyon 2030 Mega Destinasyon Projeleri ile Rus turistleri çekmek için 90 güne kadar vizesiz seyahat anlaşması başlatması turizme verdiği önemi gösteriyor. Bu ülkeler düne kadar bizim için risk ve rakip değildi. Bugün ise Türkiye’nin alternatifi haline geldiler.
Sektör fiyatlama yapmakta zorlanıyor
Turizm gelirlerindeki artışın önemli bir kısmı enflasyon nedeniyle yapılan fiyat artışlarından kaynaklanmaktadır. Maliyet artışlarını fiyata yansıtınca gelen turist azalıyor, gelirimiz artıyor. Satışı yakalamak, boş kalmamak için yapılan indirimleri yansıtınca da turist sayımız arttı açıklamalarını sık sık duyuyoruz.
Rakip ülkelerde turizm, öncelikli desteklenmesi gereken bir sektördür
Bizde ise turizmciden ne kadar daha fazla vergi tahsilatı yaparız düşüncesi var. Turist sayısına bakarak 'Çok kazanıyorlar' önyargısı devam etmektedir. Sektör ise artan maliyetlerle başa çıkmaya çalışıyor.
TGA payı, konaklama vergisi, tahsis uzatma bedelleri, ecrimisil tahsilatları, telif hakları bedelleri, havayolları ve konaklama tesislerinden her yıl alınacak harçlar, teşvik kanunu da ceza kanunu haline geldi. Resmen turizmciler üzerinden kaynak yaratılıyor. ÖTV, sertifikasyon ücretleri, saymakla bitmeyen vergiler, yüksek faiz, kur baskısı, gıda, yakıt, enerji fiyatlarındaki kontrolsüz artış rakip ülkelere göre çok yüksek olan enflasyonla birleştiği zaman, sektör maliyetler altından kalkılamaz hale geliyor.
Karlılık her geçen gün düşüyor
Ülkemizde ayakta kalabilen tek sektör turizm de bu yüklerden dolayı artık alarm veriyor. İki yıldır söylememize rağmen hizmet ihracatçısı statüsünden gelen %5’lik Kurumlar Vergisi indirimi düzenlemesi yapılmadı. Daha önce uygulanan enerji indirimi yapılamaz mı?
Özellikle 12 ay istihdam edilemeyen sektör çalışanları için SGK desteği sağlanamaz mı? Renovasyon, iklim değişikliği yatırımları, için uzun vadeli sektörel kredi desteği çalışması yapılamaz mı?
Turizmciler üzerindeki ekonomik yükler turizm kentlerinde sokağa da şehir ekonomisine de yansıyor. Ekonomik durum iç turizm hareketinde de sıkıntı olacak.
Konaklama vergisi de, dünyada bilinen amacının tam tersine yerele hiçbir katkı sağlamıyor. Vergi hazineye gidiyor. Merkezi bütçeden de belediyelere kış nüfusuna göre pay veriliyor. Belediyeler yaz nüfusuna hizmet verebilmek için büyük çaba harcıyorlar. Turizmi ve yarattığı ekonomiyi diğer bölgelere de taşımalıyız.
Türkiye’nin turizm imajını bozan temel unsur hukuksuzluktur
2025 yılında ülkemize gelen turistlerin yüzde 95’i sadece 6 şehirde konakladı. TGA’ya büyük görev düşmektedir. Deprem bölgesindeki illerimize tanıtımda öncelik vermeliyiz. TGA milyarlarca lira para harcıyor. Dünya bizi reklamlardan değil, haberlerden izliyor. Türkiye’nin turizm imajını bozan temel unsur hukuksuzluktur.
İmaj da reklamla değil hukukla düzelir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve diğer başkanlarımızın tutukluluğu, iş insanlarına yapılan baskı ve şirketlere kayyum atamaları Türkiye’nin uluslararası imajını da doğrudan zedeliyor. Özgürlüklerin kısıtlandığı ülkeye nitelikli turist gelmez. Hukukun güven vermediği yere yatırımcı gelmez.
Ülke turizmini her türlü zorluğa rağmen bugünlere taşıyan TÜRSAB, TÜROFED, TTYD, TÜROB, TUREB’e hava yolu şirketlerimize, taşımacılık sektörü ile profesyonel yöneticilere ve gururumuz olan emekçi çalışanlarımıza teşekkür ederiz" dedi.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: