Rusya Tur Operatörleri Birliği (ATOR) verilerine göre, Rus turistlerin en çok tercih ettiği 25 ülkeye yapılan çıkışlar yıllık bazda yüzde 16’nın üzerinde artarak yaklaşık 20,2 milyon kişiye ulaştı. Büyümede organize turizm belirleyici rol oynarken, birçok destinasyonda tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayıları görüldü.

Türkiye, 2025 yılında da Rus turistlerin en çok ziyaret ettiği ülke olmayı sürdürdü. Transit geçişler dahil olmak üzere Rusya’dan Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı yaklaşık yüzde 3,4 artışla 6,94 milyona ulaştı. Türkiye mutlak liderliğini korurken, alternatif destinasyonlara olan talebin artması nedeniyle pazar payında sınırlı bir gerileme yaşandı.

Mısır'a Rus turist ilgisi yüzde 35’lik arttı

Türkiye’nin ardından Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin yaklaşık 2,45 milyon ziyaretçiyle öne çıktı. BAE yüzde 23’lük artışla güçlü bir ivme yakalarken, Çin’deki büyüme oranı yüzde 29 olarak kaydedildi. Mısır ise yüzde 35’lik artışla yaklaşık 2 milyon Rus turisti ağırlayarak 2025’in en hızlı yükselen kitle destinasyonlarından biri oldu. Tayland, yüzde 11,7 artışla 1,95 milyon ziyaretçiye ulaşarak tarihinin en yüksek seviyesini gördü.

Yılın en dikkat çekici sıçramalarından biri Vietnam’da yaşandı. Vizesiz seyahat uygulamasının etkisiyle Rusya’dan Vietnam’a giden turist sayısı yaklaşık 700 bine ulaştı ve yıllık bazda yüzde 200 artış kaydedildi. Japonya, Endonezya, Maldivler ve Abhazya da 2025’te rekor ziyaretçi rakamlarına ulaştı.

Rus turistlerin tatil başına harcamaları yükseldi

Organize turizm satışları da güçlü seyrini sürdürdü. Paket tur satışları yıllık bazda yüzde 20–23 oranında artarken, online rezervasyon adedi yüzde 40’ın, ciro artışı ise yüzde 55’in üzerine çıktı. Bu durum, Rus turistlerin daha erken rezervasyon yaptığını ve tatil başına harcamalarını artırdığını ortaya koydu.

Sektör temsilcileri, 2026 yılında da Rusya çıkışlı yurt dışı seyahatlerde büyümenin devam etmesini bekliyor. Özellikle Vietnam, Çin ve Orta Doğu destinasyonlarının öne çıkacağı, yeni uçuşların devreye girmesiyle Afrika ve Güneydoğu Asya’nın daha da güçleneceği öngörülüyor.