Turizmci meclis üyesine kumpas

Kendisine karşı takınılan olumsuz tavrın nedeninin, sözünü esirgemeden tüm sorunları korkusuzca dile getiren tavrı olduğunu belirten Karacabay, “Otelcilere verdiğim destek çabalarından dolayı, bildiğimi esirgemeden tüm sorunları dile getirdiğim için, İstanbul turizminin tüm sorunlarını masaya yatırdığımdan dolayı bana kumpas kuruldu. İstanbul turizminde yaşanan hiçbir problem İTO tarafından dikkate alınmıyor ve çözüm getirilmiyor.

Bu da beni çok üzüyor ve rahatsız ediyor. İstanbul Ticaret Odası her ne kadar turizme sahip çıktığını iddia etse de, perde arkası hiç de öyle değil. Örneğin, TUGEV’deki büyük üye kayıpları, İstanbul Shopping Fest’in İTO tarafından sona erdirilmesi. Ben bunları içime sindiremediğim için, mecliste dile getiriyorum. Bu tepkim İTO yönetiminde rahatsızlık yarattı. O nedenle de İTO Meclis üyeliğim düşürülmeye çalışılıyor. Ama bana yapılan bu tertibe rağmen, doğruları dile getirmeye devam edeceğim” dedi.

İTO’nun şubat ayında yapılan meclis toplantısında zehir zemberek bir konuşma yapan Aydın Karacabay, “Bana yapılan haksızlıkları tüm çıplaklığıyla dile getirdim. Bu konuşmayı yapmayı defalarca erteledim. Ama artık bana başka bir seçenek bırakmadılar ve ben de sahnelenmeye çalışılan bu çirkin oyunu tüm ayrıntılarıyla anlattığım bir konuşma yaptım” diye konuştu.

İTO Başkanı Şekib Avdaviç’e defalarca ulaşmaya çalıştığını ve randevu istediğini de ifade eden Aydın Karacabay, bu çabalarının da sonuçsuz kaldığını ve başkanın kendisine randevu vermediğini söyledi.

Aydın Karacabay’ın İTO Meclis toplantısında yaptığı konuşma:

“09 Ocak 2019 tarihinde saat 11:00 ‘de planlanan Ocak ayı Olağan Komite toplantısına, saat 11:07 ‘de katıldım. Fakat oda boştu. Komite koordinatörümüz Gözde Hanım, komite toplantısının bittiğini ve imzaların kapandığını, beni de yok yazmak durumunda kaldığını belirtti. Bu sırada Meclis üyelerimizden Murat Dikicİ Bey de yanımdaydı. Daha sonra 14 Ocak 2019 Pazartesi gününe olağanüstü komite toplantısı bildirimi geldi. Birkaç gün sonra iptal olduğu söylendi. Akabinde 21 Ocak 2019 Pazartesi saat 09:00 ‘da yapılacağı bildirimi iletildi. Toplantıya katıldım ve Komite Başkanı olarak toplantıyı açtım. Toplantı isteyen tarafa gündem ile ilgili sunumunu yapmak üzere söz verdim. Karşı taraf herhangi bir sunumu olmadığını söyledi ve “Toplantı bizim için bitmiştir” dedi. Sonra da toplantıyı terk etti.

Toplantıdan ayrılırken, 23 Ocak 2019 Çarşamba günü için tekrar toplantı çağrısı yapıldı ama ertesi gün iptal edildi. Daha sonra 25 Ocak 2019 tarihinde saat 15:00’te toplantı çağrısı yapıldı ve toplantıya katıldım. Toplantı gündemi olarak hazırlanmış liste önümüze koyuldu. Hepsi turizm ve otelcilik sektörünün klasik yapısal sorunları ve daha önceki komitelerde defalarca konuşulmuş, tartışılmış, kararlar alınmış ve yönetime gönderilmiş konulardı. Adeta bir tiyatro sahnelendi ve 30 yılını otelcilik sektörüne vermiş, üniversite bitirme tezini “Verimli ve Vizyoner Otelcilik” konusunda hazırlamış, bu konularda defalarca sivil toplum örgütlerinde ve üniversitelerde sunumlar yapmış biri olarak zekama ve aklıma resmen hakaret edilmiştir. Bu durum kısacası çok kötü niyetli bir tertip ve bel altı bir ayak oyunundan ibaretti. Benim Meclis üyeliğimin düşürülmesi veya bezginlik, bıkkınlık yaratılarak şahsımı istifaya zorlamak için yapılan çok çirkin, nezaketsiz bir oyunun içinde olduğumu, yönetimin tarafıma yapılan bu tezgahlara seyirci kalınmasının İstanbul Ticaret Odası gibi seçkin bir kurumda, kabul edilemez ve vicdanları sızlatan bir durum oluşturduğunu, üzülerek nazarı dikkatinize sunmak isterim.

Bu çirkin tezgah, şu şekilde planladı ve uygulandı: Kasım ayı olağan komite toplantısına 86 yaşındaki annemin rahatsızlığı dolayısıyla katılamadım. Ocak ayı olağan toplantısına 5 dakikalık gecikmemi fırsat bilerek imzalar kapatıldı ve yok yazıldım. 21 ve 25 Ocak sömestr haftasıydı. İlk ve orta dereceli okullara devam eden 3 çocuğum olduğu için, o haftayı ailece şehir dışında geçireceğim beklenildiğinden, -ki yıllardır bu hep böyle olmuştur- o haftaya toplantı konmuştu. 5174 sayılı TOBB Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince “Meclis üyesi son 6 ay içerisinde yapılan toplantıların yarısından bir fazlasına özürlü veya özürsüz katılım sağlamadığında meclis üyeliği düşmüş sayılır” denilmektedir. Yani bende son 6 toplantının 1 tanesini Kasım da kaçırmıştım. 1 tanesinde 5 dakikalık gecikmeme rağmen imzaıa kapattıkları için yok yazılmıştım. İki tane de olağan üstü toplantı eklendiğinde, hesaplarına göre dört toplantıda yok yazılmış olacaktım ve meclis üyeliğim düşürülecekti.

Bu son derece planlı ve çirkin bir tezgahtı. Şimdi bir anlık düşünelim ve arz ettiğim bu konularda biraz iyi niyet arayalım. Yani moda tabir ile empati yapalım. Şimdi madem çok acil konular vardı, 9 Ocak’ta yapılan olağan toplantı, neden dört dakikada yangından mal kaçırır gibi sonlandı ve hiçbir konu gündeme alınmadı. 21 Ocak sabah 09:00 da olağanüstü çağrı yaptınız. Geldik, toplandık. Neden o toplantıda “Bizim hiç gündemimiz yok, toplantı bitmiştir” dağılabilirsiniz dediniz? Komite uzmanımız saygıdeğer hanımefendi Gözde Aydemir de burada, kendisine her türlü detayı sorabilirsiniz. Bu nasıl bir nezaketsizliktir, siz insanlarla oynamayı nasıl içinize sindiriyor sunuz? Ben bu tatsız olayları yaşarken, Sayın Yönetim Kurulu Başkanı özel kalemine giderek acil randevu talebinde bulundum.

Çok çirkin bir tezgah ile karşı karşıya olduğumu ve bu olaya müdahale edilmesi gerektiğini söyledim. Fakat Sayın Başkan, tüm bu çirkin tezgahı adeta onaylarcasına ne bir telefon etti, ne de bir randevu verdi. Sayın Başkan randevu vermediği gib,i kendisine bu rahatsızlıklarımı ileten meclis üyesi arkadaşlarıma, ‘Aydın Bey ortalığı velveleye veriyor, kendini aklamaya çalışıyor’ gibi nezaketten, mantıktan, akıldan uzak yorumlar yapmış. Lütfen çıksın bu kelimeleri sarf edip etmediğini açıklasın. Ya ben ne yapmışım ki, ortalığı velveleye vereyim de kusurlarımı kapatayım. Neymiş benim kusurum, çıksın açıklasın ben de öğreneyim. Bizler bu yaştan sonra dedikodu ile uğraşacak değiliz.

Daha sonra, genel sekretere randevu talebinde bulundum. Sağ olsun randevu verdi. Tüm bu olayları anlattım. Kendisi bana, “Evet. Bu anlattıklarınız teknik olarak mümkün fakat etik olarak çok yanlıştır. Ben başkan ile görüşüp size dönüş yapacağım” dedi ve bir daha da ne aradı, ne de sordu. Bazı arkadaşlarımın tavsiyesiyle Hukukçu Genel Sekreter Yardımcısı Nurcan Hanım’la görüşmeye gittim. Kendisi ofisinde değildi. Fakat daha sonra beni telefonla aradı. Kendisine de olanı biteni aktardım. Fakat bugüne kadar kendisinden de herhangi bir dönüş olmadı.

Ayrıca Yönetim Kurulu’nda yer alan ve bu işlerin mimarı olan şahsiyet, yönetimindeki gücünü kullanarak beni tüm aktivitelerden soyutladı. İnanılmaz bir şekilde tecrit edildim. Örneğin; İTO’da gazetemizin Ocak sayısında Sayın Başkanın, “İhtisas Komiteleri hazırlık yapıyor” şeklinde bir demeci vardı. Bu doğrultuda Sayın İsrafil Kuralay başkanlığında Kültür Turizm İhtisas Komitesi oluşturuldu ve yaklaşık 4 ay önce ilk toplantısı yapıldı. İnanın Sirkeci’de çıkmaz sokaktaki 5 odalı hosteller, Sultanahmet ‘te hanutçuluk yapan çakma turizm acenteleri bile toplantıya davet edildi. Fakat bir meclis üyesi olarak, ben yoktum. Toplantının ertesi günü Başkan Yardımcısı İsrafil Bey’i ziyaret ettim ve bunun nedenini sordum. Kendisi çok kibar ve samimi şekilde üzüntülerini dile getirdi ve “Ben katılımcıların kültür kısmını belirledim, yönetimdeki diğer arkadaş turizmcileri belirledi. Ben bu konuyu konuşup size dönerim” dedi ve bir daha ondan da ses seda çıkmadı. Sayın meclis üyeleri, eskiden sendikaların ağaları vardı, şimdi STK‘ların baronları oluştu.

Sayın yönetim soruyorum size, tüm işleri hallettiniz, tüm problemleri çözdünüz, sıra çirkin ayak oyunlarıyla basit spekülasyonlar yapmaya mı geldi? Şöyle bir bakın son 10 aylık performansınıza. Rutin, günü kurtarmaya yönelik işlerden başka iz bırakan, akılda kalan ne yaptınız? Yapılan toplantıların yarısından çoğu tatil edildi. Belli ki mecliste bir rahatsızlık, huzursuzluk var. Bunların sebeplerini araştırın. Ben 5 yıllık meclis üyeliğim sırasında hiç böyle bir döneme şahit olmadım. Meclis üyeleri, yönetimi sizce ne kadar samimi buluyor? Bu huzursuzlukların kökeninde ne gibi sorunlar var?

Uluslararası kabul gören bir yenilik yaptınız mı, devrim niteliğinde kararlar alarak, yapısal kangren olmuş bir probleme çözüm bularak, yerli ve yabancı basında İTO‘nun saygınlığını arttıracak bir icraat gerçekleştirdiniz mi? Sergilediğiniz performans ile ilgili, hiç içinizde samimi bir özeleştiri yapıyor musunuz? Ben kendi sektörümle ilgili İTO‘nun bünyesinde bulunan TUGEV’den örnek vereyim. Yanlış ve başarısız uygulamalar ile yönetimsel hatalardan dolayı, gelirini üye otellerinden sağlayan TUGEV’de üyelerin %80 ‘i üyelikten ayrılmış durumda. Turizmin “T” sinden anlamayan biri Genel Müdür olarak atanarak, kurum kadük hale getirildi. Neymiş efendim, doktorası varmış. Bu doktora turizm ile ilgili bir doktora olsa, anlayacağım. Ama o da yok.

Yine İTO gazetesinin Ocak ayı sayısının manşetine bakınız. “Türkiye‘nin en değerli markası İstanbul için Gelecek Vizyonu” altında, Sn. Başkanımızın açıklaması var. “Benim İstanbul vizyonum Turizm, Finans ve Lojistik anlamında bu şehri dünyanın ilk üç şehrinden biri olarak görmektir” diyor Başkanımız. Bu açıklamayı yapan başkanın ilk icraatı, İstanbul Shopping Fest‘i kapatmak oldu. İstanbul Shopping Fest (İSF) bir süredir problemliydi. Başındaki kişi ile yönetim anlaşamıyordu. Bu kurumu yeniden yapılandırmak yerine, en kolay olanını yaptılar ve kapısına kilit vurdular. Geçenlerde Dubai Prensliği, “Dubai Shopping Fest sayesinde Dubai milyonlarca turist çekmektedir. Bu organizasyonu her yıl büyüterek devam edeceğiz” diye bir açıklama yaptı. Hiçbir doğal güzelliği olmayan çöl Dubai’nin İstanbul‘dan yukarılarda olması inanın kanıma dokunuyor.

Meclis üyelerinden gelen fuar seyahatleri ile ilgili birkaç şikayeti de aktarmaya çalışayım. Otomotiv sanayinin en önemli fuarlarından Oto Mekanik Otomotiv Fuarı Arjantin’in başkenti Buenos Aires‘te yapıldı. Sektörle alakalı meclis üyeleri, Sn. Başkana bu konuda ricacı oldular. Fuara kendi imkanları ile giden arkadaşlardan bir tanesi yanıma gelerek, “Yahu ben otomotiv yedek parça üreticisi bir firmayım ve bu krizde yaklaşık 50 bin TL harcayarak bu fuara gittim. Bir de ne göreyim, İTO buraya otelci bir meclis üyesini getirmiş. El insaf yani. Ben hakkımı helal etmiyorum” diye sitem etti.”