OTELCİLİKTE SELAMLAŞMANIN ÖNEMİ

K.Ünsal Barış K.Ünsal Barış 31/12/2019 23:40
Her oyunun bir kuralı olduğu gibi, uygar insanların hep birlikte bir düzen, ahenk ve barış içinde yaşayabilmeleri için bazı uygarlık kurallarına uyma gereksinimi vardır.
Bu kurallardan birisi de selamlaşma kuralıdır. 

Selamlaşmadan amaç karşı tarafa iyi niyet, dostluk ve saygı sunmaktır. Bundan da amaç, karşı taraf ile uygarca ve samimice iletişim kurabilmektir.  Yer küremizdeki tüm insanlar arasında, günün belirli saat dilimlerinde selamlaşma gereksinmesi yalnızca insanlara özgü bir davranış şeklidir.

İnsanlar arasında iyi iletişim kurmanın en önemli adımı, tabii ki, güler yüz ve samimiyetle diğer insanlarla selamlaşmaktır. İyi niyetin, samimiyetin, dostluğun, sevginin, saygının ilk göstergesi selamlaşmaktır.

Selamlaşmak; Uygar yaşamın “olmazsa olmaz” şartlarının en başında gelenidir. Selamlaşmanın olmadığı yerlerde iyi niyet, samimiyet, dostluk, sevgi, saygı, kurallara ve yasalara uymayı da beklememek gerekir.

Biz otelciler, insanlara hizmet etmek için, hizmet sektörünün direği diyebileceğim otelcilik mesleğini, ister bilinçli, ister rastlantı olsun meslek seçmiş kişileriz. Bence iyi bir seçim yapmışız. Günümüzün hemen hemen 24 saatini birbirinden farklı kültür, dil, din ve ırktan oluşan insanlarla birlikte geçirmekteyiz. Uluslar arası ilişki, dünyada kaç insana kısmet olmaktadır?  Bunu hiç düşündünüz mü?

Amaç diğer insanlara hizmet etmek olunca, güne gülümseyerek başlayıp, gülümseme ve selamlaşmayı gün bitimine kadar sürdürmek otelcilikte mutlak şarttır.

*****
Bu bağlamla, selamlaşmanın farklı gereksinim ve tercihlerle yapıldığını görüyoruz. Bunlar; 

1)    Söz ile
2)    Baş eğerek
3)    Şapka ile
4)    Tokalaşma ile
5)    Öpüşerek
6)    El öperek

SÖZ İLE SELAMLAŞMA

Günün farklı saat dilimlerine göre;

-    Günaydın!
-    İyi Sabahlar!
-    İyi Günler!
-    Merhaba!
-    Tünaydın!
-    İyi Akşamlar!
-    İyi Geceler!

Not: “İyi” kelimesinin kullanıldığı yerlerde “hayırlı” kelimesi de kullanılabilir.

Yukarıdaki selamlaşma deyimlerini kullanmak, Cumhuriyetimizin bize kazandırdığı öz Türkçe ve uygar selamlaşma deyimleridir (“Merhaba” Farsça kökenlidir). Bunların ötesinde kullanılacak deyimler, kelimeler ve cümleler Türkçe kökenli olmayıp, ya Arapça, ya Fransızca veya İngilizce kökenlidir.

Benim 3 yıllık resepsiyon memurluğu dönemimde, yukarıda değindiğim selamlaşma deyimlerine ilaveten, mesleğimiz için önemli kabul ettiğim bazı cümlelerin İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Japonca karşılıklarını karşımdaki konuğumuzun milliyetine göre her gün kullanırdım.

Bu konuda üstlerimizin bize bir telkini veya bir yönlendirmesi de yoktu. Otelimizde ağırlıklı olarak konaklayan bazı yabancı ülke insanlarını kendi dillerinde selamlamak, onların hatırlarını sormak, günü nasıl geçirdiklerini sormak onları çok mutlu kılıyor, aramızda bir dostluk ve samimiyet bağı oluşuyor, konukları otelimize daha sıkı bağlıyorduk. Bazı konuklarımız otelimize tekrar gelişlerinde ellerinde bir hediye ile geliyorlardı. Bu benim için çok güzel ve çok değerli bir ödül ve motivasyon oluyordu.   

Günümüzde bu lisanlara Rusça dilini de ekleyip, tüm F/O, F&B, H/K personeline bu selamlaşma deyimlerini öğretmek gerekir. Bu öğretinin ve alışkanlığın sağlanmasının işletme menfaatleri yararına olacağını düşünüyorum.  

Uluslar arası belli başlı selamlaşma tercihleri şunlardır:

BAŞ EĞEREK SELAMLAŞMA

Baş ile selamlaşma daha çok resmi bir selamlaşma şeklidir. Bazı durumlarda da uzak mesafeden yapılacak selamlaşmalarda kullanılır. Yakın mesafede sözlü selamlaşma tercih edilmelidir.

ŞAPKA İLE SELAMLAŞMA

Başında şapka bulunan bir erkek, şapkasını hafifçe kaldırıp, başını hafifçe eğerek selamlaşır. Başında şapka bulunan bir hanımın şapkasını çıkarması söz konusu değildir, ancak başını hafifçe eğerek selamlayabilir.

Not: Şapkalı hanımların kapalı mekanlarda şapkalarını çıkarma zorunluluğu yoktur, ancak erkeklerin mutlaka çıkarmaları gerekir.

TOKALAŞARAK SELAMLAŞMA

Tokalaşarak selamlamada bazı kurallar vardır. Bu kurallara dikkat ve özen gösterilmesi gerekir.

-    Tokalaşmada ilk hareketin yaşça veya mevkice büyük olandan gelmesi beklenmelidir.

-    Bir erkek ile bir hanımın tokalaşması gerektiği durumlarda, eşit yaş ve mevkide iseler, ilk hareketin hanımdan gelmesi beklenmelidir. 

-    Tokalaşırken eller birbirini ne sıkıca sıkmalı, ne gevşek bırakmalı ve nede eli ucundan tutmalıdır. 

-    Eller dostlar arasında birkaç defa sallanabilir ancak protokolde ve resmi ortamlarda bir tam ve bir yarım el hareketi ile tokalaşılır.

-    Tokalaşırken gözler karşı tarafın gözüne bakmalıdır. Tokalaşırken gözlerin farklı yönlerde bulunması veya mahçup bir şekilde yere bakılması doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Bu durum ya çok yakın ve samimi arkadaşlar arasında olabilir. Aksi durumlarda kural bilmezlik veya lakaytlık olarak kabul edilir.

-    Bir hanım oturur durumda iken tokalaşması gerekirse, hafifçe doğrulması  zarif bir hareket olur. Hanımlar ayağa kalkmak zorunda değildirler. Ancak mevki ve yaşça kendisinden üstte bulunan kişiler karşısında saygı gereği ayağa kalkıp tokalaşmalıdırlar.

-    Hanımın elinde eldiven varsa, tokalaşırken çıkarmak zorunda değildir.

-    Tokalaşırken elin yarısını tutmak (Yalnızca parmakları tutmak) bir nezaket gereği değil, kural bilmemek veya samimiyetsizlikten kaynaklanır.

YANAK ÖPÜŞEREK SELAMLAŞMA

Yanaklar öpüşerek selamlaşma yalnızca çok yakın ve samimi insanlar arasında yapılabilir. Yakın arkadaşlar, dostlar, aile mensupları, sevgililer gibi.

EL ÖPEREK SELAMLAŞMA

El öperek selamlaşma Türk örf ve adetlerinde sık rastlanan bir gelenektir. Yaşça küçük olan, yaşça büyük olanın elini öpüp, alnına değdirerek selamlaşır.

Bir de uluslar arası protokol kuralları çerçevesinde ve sosyetede hanım elini öperek yapılan selamlaşma vardır. Öpülecek hanım eli Türklerde olduğu gibi elin üst kısmı öpülerek değil, elin alt kısmına, parmakların birleşim noktasına dudak değdirerek yapılır. Elinde eldiven olan hanım eldivenini çıkarmaz.

Bunların dışında uluslar arası kabul edilmiş selamlaşma kuralı yoktur. Son yıllarda halk arasında rastlanan kafa tokuşturma şekli uygarca bir davranış şekli değildir. Yeni ve yapay olarak doğan bu şekil, Türk örf ve adetlerinde de yoktur.

Yukarıda değindiğim selamlaşma şekillerinden “söz” ve “tokalaşma” ile yapılan selamlaşma şekilleri, hizmet sektörü çalışanlarını özellikle ve yoğunlukla ilgilendirmektedir.  

Otel ve Otelcilik Okulu yönetimlerinin, personelin/talebelerin selamlaşma kurallarını doğru ve tam olarak öğretmelerini, selamlaşmanın ve gülümsemenin otelciliğin temel kurallardan birisi olduğu ilkesini aşılamaları gerektiği düşüncesindeyim.     

Türk misafirperverliğine ve otelciliğine uygarca selamlaşmak ve gülümsemek yakışır. 







 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.