İstanbul’un tanıtımına 50 Milyon Euro’luk katkı...
Bu yıl 1-7 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek Bosphorus Cup Yelken Yarışları'nın, İstanbul’un tanıtımına değeri 50 milyon Euro’ya ulaşan katkı yapacağı belirtildi.

Bu yıl yarışlara 150‘den fazla teknenin katılması bekleniyor. Etkinlik Türkiye Yelken Federasyonu’nun da desteği ile düzenleniyor. Yarışın başlama anı bütün dünyaya canlı yayınlanıyor. Yarışların ilk yapıldığı 2002 yılından beri, Yeni Zelanda’dan Finlandiya’ya kadar toplamda 200 milyona yakın televizyon izleyicisine ulaştığını hatırlatan Gorbon “Böylesine etkin tanıtımın maddi değeri yaklaşık 50 Euro’ya ulaşıyor. Bu yıl ulaşacağımız medya sayısının daha da artacağını dolayısıyla yapılacak tanıtım değerinin de yükselmesini bekliyoruz. Yarışlar sayesinde İstanbul’un sunduğu olağanüstü güzellikleri birçok uluslar arası basın-yayın kuruluşuna tanıtıyoruz” diye ekliyor.
Bosphorus Cup’ta, 2002 yılında ORG Sports tarafından Boğaz’da yelken yarışının sponsorlar desteğiyle pazarlanması ve bütün dünyanın bildiği bir etkinlikle markaya dönüştürülmesi hedefi ile yola çıktıklarını hatırlatan Gorbon yarışmayla ilgili şu bilgileri verdi: “ Yarışlar Türkiye Yelken federasyonu ve Türkiye Açık Deniz Yarış Kulübü desteği ile gerçekleştiriliyor. Günümüzde, uluslararası bilinirliği ile Avrasya Maratonu ve Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’ndan sonra en çok bilinen Türk spor markası haline geldi.”
Bosphorus Cup’a 2002 yılında ilk yapıldığında yarışa 19 yelkenin katıldığını, 12 yıldır toplamda 540’a yakın tekne ile 5 bini aşkın yelkencinin yarıştığını belirten Gorbon, “Geçen yıl ise yarışa 70′den fazla yelkenli katıldı. Bunların içinde Yunanistan ve Bulgaristan’dan katılan teknelerde vardı. 2013’te yarışlara dünyaca ünlü yelkenciler Mike Sanderson ve Lionel Pean’de katıldı. Bosphorus Cup’ta tamamen İstanbul’un ve İstanbul Boğazı’nın doğal güzelliklerini anlatıyoruz. Projenin amaçlarından biri de kentin binlerce yıllık tarihçesini, mimari birikimini; Dolmabahçe Sarayı, Rumeli Hisarı, Ortaköy Camii gibi dünyaca meşhur yapılarını dünyaya tanıtmaktır” diyor.
Projeyle Marmaray gibi dev yatırımlar, balıkçılar, kürekçiler, akıntılar, hatta balık ve kuşları da tanıttıklarını dile getiren Gorbon açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Çevre duyarlılığının hızla arttığı günümüzde, tamamen rüzgâr enerjisi ile hareket eden son teknoloji teknelerin İstanbul’un tam ortasında izlenebilir olması olaya çok büyük değer katıyor. Çevreci ve sürdürülebilir enerji kullanımı ile ilgili tüm dünyaya bir mesaj verilmesi sağlanmaktadır. Yarış Parkuru, Dolmabahçe Sarayı ve Tarabya Koyu arasında yer alıyor. Yarışın başlangıcı Dolmabahçe Sarayı’nın bahçesinin tam önündeki hattan olup, tekneler Dolmabahçe – Tarabya arasında toplam üç tur atarak yarışıyorlar.”
“Türkiye gibi güçlü bir ülkede örneği az sayıda olan ‘Made in Turkey Spor Etkinliği’nin liderlerinden biriyiz” diyen Orhan Gorbon sözlerini şöyle noktalıyor: “Spor endüstrisi özelleşemediği için ekonomik olarak gelişen Türkiye’de biraz arada kalınıyor. Özel sektörden spora sermaye gitmiyor. Bu yüzden de Türk sporu zayıf bir noktada kalıyor. Dünyada ki önemli yelken etkinlikleri ekonomik açılardan zorlanıyor. Bu durum ilginin Doğu Akdeniz’e ve Türkiye’ye kaymasını hızlandırıyor. Dünya spor pazarlaması sektörü Türkiye’ye ilgi gösteriyor bunu fırsata çevirmek gerekiyor. “ (tourexpi)
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: