Belçika'nın çeşitli şehirlerinde özellikle de Brüksel'de gezerken karşınıza bir evin duvarında  boydan boya çizilmiş bir çizgi romanı kahramanı ile burun buruna gelebilir, arabanızla giderken bir kanalın  veya bahçe duvarının figüratif desenlerle bezeli olduğunu görebilirsiniz.

Bir metro durağnın girişinde çocukluğumuzun kahranmanı redkit resmiyle karşılaşabilir,bir şehir kütüphanesinin duvarlarının okumayı teşvik edici resimlerle donatıldığını fark edersiniz.Ya da bir apartmanın boş kalan metrelerce ebatındaki duvarında, küçük bahçesindeki küçük ağacın izdüşümü ve masmavi gökyüzünün parıltısını benim gibi otobüste giderken fark edip ilk durakta inerek o resmi ararsınız.

Kimlerdir bu ressimleri çizenler,hep merak edip durmuşumdur Belçika'ay gidip gelişlerimde.Geçtiğimiz aylardaki Belçika seyahatimde, Charleroi'ya giderken şehrin girşinde metronun geçtiği viyadüğün altında bir grup dikkatimi çekti.Arabaları park edip ellerinde spray boyalarla resim çiziyorlardı.

Kimi düşünen adam,kimi figüratif bir desen köprünün ayağına çizmişti.havanın yağmurlu ve soğuk oluşuna aldırmadan devam ediyorlardı çizmeye.Sorduğumda,malzemeleri mülk sahiplerinin aldılarını,vakit geçirmek için yaptıklarını amatörce çizdiklerini söylediler.Yanlarından ayrılırken Brüksel'de beni otobüsten indiren dev resmin 2001 tarihini ve ressmın imzasını gördüğümü hatırladım.

İster profesyonel  isterse amatörce çizilmiş olsun, bu resimler, eski bir semtin yıpranmış duvarlarının eskiliğini örten,tek düzeliğini yok edip renklendiren, şehri canlandıran, yağmurlu kış günlerininden uzaklaştırıp insanı dinlendirdiği hemen hissediliyor..