Dünden Bugüne

Osman Ergin Osman Ergin 31/12/2019 23:40

Bölüm 1

 

Turizm sektörüne ilk adım attığım yıllarda çalışmakta olduğum beş yıldızlı ve bölgenin en iyi otellerinden birisi olan tesisimize gelen bir misafirimizi ailesi ile birlikte adeta kaçırırcasına Belek’teki hatırı sayılır bir otele apar topar ve ivedilikle götürüp yerleştirdiğimizi hatırlıyorum.

 

Daha sonrasında detaylarını öğrendiğim şekli ile Almanya’da bir firmanın sahibi ve patronu olan müşteri kahvaltının akabinde tesisin havuzuna adım attığı ilk anda fabrikasında çalışan işçisini görüyor ve kahvaltı haricinde tesisin hiçbir hizmetinden faydalanmadan otelinin değiştirilmesini talep ediyor ve bu talepte aradaki fiyat farkı tesisin patronu tarafından ödenerek kabul ediliyor.

 

Tabi ki bizim dinimize göre “İnsanların birbirlerine üstünlükleri ancak takva iledir.” Lakin bu olaydan anladığım kadarı ile Avrupalı kafasına ve Alman mentalitesine göre patronun tatil yaptığı yerde işçi tatil yapamaz. Gerçekten düşününce o dönem ile bu günün mukayesesinin yapıldığında iyi otele iyi paralar ile gelinebiliyordu ve tesislerin kalitesi sahilinde güneşlenen turistlerle bile ayırt edilebiliyordu. Şimdi ise sayısı eskiye nazaran azımsanmayacak ölçüde çoğalan yabancı tur operatörleri artan tesis sayısı ve ürün çeşitliliği sebebi ile tesislere bu ayrıcalığı tanımıyor.  

 

Hal böyle olunca da artan tesis sayısı oranında artan turist sayısı ile turizmle ihya olması gereken yörelerimiz zamanla imha olmaya başlarken tamamen ranta ve durumdan vazife çıkarmaya endeksli yabancı operatörlerin, elindeki fiyat ve hedef belirleme kozunu kullanarak turizme yön verme politikası sonucu turistik tesisler de asgariye indirilen kar marjları ile yağma ve talan ediliyor.

 

Hali ile de mevsim normallerinin altında seyreden müşteri potansiyeli ile rezervasyonlardaki tutukluk, tur operatörlerinin sinsi ve iki yüzlü pazarlıklarla tesisleri ucuza kapatma her şey dahil fiyatları biraz daha düşürme gayretlerini ister istemez aklımıza getiriyor.


Bölüm 2

 

Dünyada veya Türkiye’de nerede olursa olsun turizmde unutulmaması gereken bir şey var ki, planlama, tanıtım ve altyapı turizmin en önemli unsurlardır.

 

Türk Turizmi için bu üçlüden birincisini ele almak gerekirse turizmde günü birlik planlamalar dışında hiç bir zaman uzun vadeli bir program yapıp da bu planlamaya uyumlu icraatlar, planlama programına sadık kalınarak sonlandırılamamıştır.

 

Turizmde tanıtım konusuna gelince Kültür ve Turizm Bakanlığına bütçeden ayrılan tanıtım fonunun yetersizliğinden kaynaklanan eksiklikler, ancak tanıtım fuarlarına katılan bölgesel turizm yatırımcılarının ve bu yatırımcıların kurmuş olduğu derneklerin destekleri ile yamalanabilmiştir.   

 

Turizmde önemli sac ayaklarından üçüncüsü ve olmazsa olmazını bize bir söz bırakmadan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay açıklamış ve Türk turizminin en önemli sorununun altyapı olduğunu, altyapı sorunlarının 2013 yılına kadar çözümlenmemesi durumunda Türk turizminde duraklama döneminin başlayacağını söylemiştir.

 

Yine Kültür ve Turizm Bakanının ağzından duyduğumuz şekli ile “Türkiye bütçesine tahsislerden 200 milyarlara ulaşan gelir sağlanmıştır.”  Bakanımızın bu cümlesinden aklımıza gelen de hemen şu olmuştur.  Madem ülke ekonomisine turizmden sağlanan gelirlerden turizm giderlerine yeterli kaynak aktarılmıyor. O halde tahsislerden sağlanan gelirler bir kereye mahsus da olsa Turizm Tanıtım Fonuna, yıllara yaygın alternatifli bir planlamaya, alt yapıya harcanmalı ve yatırımcı rahat bir nefes aldırılmalıdır.

               

Sonuç :


Yazımın başında bölüm 1 diye ayırdığımız kısımda da söylediğimiz gibi yabancı tur operatörleri müşterilerini gerek tesis gerekse bölge olarak istediği yere istediği şekilde yönlendirme yeteneğine sahip olduğundan fiyat politikasını kendine göre ayarlamakta ve merkezi yurtdışında olduğu için de zaten vergiden muaf olup vergi yükü yerli yatırımcıya binmektedir.

 

Bu ve benzeri olaylar ile çevresel etmenler yatırımcının planlama politikasını devre dışı bırakmaktadır.

 

Yatırımcı kurmuş olduğu bölgesel dernek ve sivil toplum kuruluşları ile tanıtımında bizzat kendisi aktif rol oynamaktadır.

 

Altyapı konusuna gelince turizmciler bölgelerindeki alt yapı birliklerine üye olarak alt yapı hizmetlerine bizzat ortak olmakta ve devletten gelen katılım payının iki katından fazlasını yerel yönetimlerle birlikte üstlenmektedir.

               

Son olarak abartmış olduğumu düşünmüyorum ayın neredeyse yarısını denetimlerle geçiren turizmci sezon içerisinde belki büyük kazançlar elde etmektedir. Lakin büyük kazançların ancak büyük riskler ile elde edilebileceği de unutulmamalıdır.

      

                                                                                                                                                                                Osman ERGİN - MANAVGAT


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.