AB vizesi ne getirir, ne götürür?

"Vizesiz Avrupa süreci" bir çok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu sorunlardan bazıları, doğrudan turizmi etkiliyor. Neden mi? Anlatalım.

Turizm Aktüel Turizm Aktüel 31/12/2019 23:40
AB vizesi ne getirir, ne götürür?

Türkler için vizesiz Avrupa sürecinin başlaması, hiç kuşkusuz son derece önemli ve aynı zamanda da çok iyi bir haber. Ne var ki, özellikle geniş halk kitlelerinin vizesiz seyahat etme özgürlüğü açısından çok sevindirici bir gelişme olan "Vizesiz Avrupa süreci" bir çok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu sorunlardan bazıları, doğrudan turizmi etkiliyor. Neden mi? Anlatalım.

Türkler için vizesiz Avrupa sürecinin yaratacağı sorunlardan en önemlisi, Türkiye´ye turist getiren bazı ülkerlere yönelik kaldırılan vizelerin yeniden konulması gereği ve bunun neden olacağı misafir ve gelir kaybıdır. Fakat CHP´nin Dış İlişkilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı İsman Faruk Loğoğlu´nun dile getirdiği bazı başka dezavantajları da sözkonusu.

Loğoğlu, TBMM düzenlediği basın toplantısında Vize Serbestisi Diyaloğu ve Geri Kabul Anlaşması'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Birbirinden çok farklı olan vize serbestisi ile geri kabul konusunun aynı başlık altında değerlendirilmesinin yanlış olduğunu savunan Loğoğlu, "Geri kabul anlaşması Türkiye'ye ağır yükümlülükler getiren bir anlaşma. Anlaşmanın getirdiği yükümlülükleri de Meclis onayından sonra hemen uygulamaya koyacak.

Geri kabul anlaşmasının getirdiği yükümlülüklere karşı vize serbestisi uygulaması en erken 3,5 yıl sonra gündeme gelecek. O da AB tarafının yapacağı bir değerlendirmeye bağlı olarak. Olup olmayacağı belli olmayan bir şeye karşı biz çok ağır yükümlülükler üstlenen bir noktaya getirilmiş bulunuyoruz" dedi.
 
Vize serbestisi konusunun Türkiye'nin doğal hakkı olduğunu, ancak yeterince ve etkili müzakere edilemediği için bugünlere gelindiğini ifade eden Loğoğlu, "Elma ile armudu karıştırırcasına vize serbestisi ile geri kabul anlaşmasını aynı teraziye koyduk. Ve bunu bir müzakere başarısı gibi takdim eden bir AB işleri bakanımız var" değerlendirmesinde bulundu.
 
Loğoğlu, CHP olarak Türkiye ile AB arasında, Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşması'nı yeterli ve başarılı bir müzakere şekli olarak görmediklerini söyledi.
 
Uluslararası Af Örgütü'nün Avrupa'nın sadece 12 bin Suriyeli mülteciye giriş imkanı tanıdığını hatırlatan ve bu rakamın düşüklüğünü eleştiren Loğoğlu, Geri Kabul Anlaşması'nın bu bakımdan da değerlendirilmesi halinde Türkiye'yi bekleyen sorunların daha net görülebileceğini belirtti. Loğoğlu, Geri Kabul Anlaşması'nın takipçisi olacaklarını, vize serbestisinin bu gibi farklı konulara bağlanmaması için de Hükümete gereken desteği vermeye hazır olduklarını kaydetti.
 
Süreç nasıl başladı?
 
Türkiye ile AB arasındaki en büyük anlaşmazlıklardan biri olan vize muafiyeti için diyalog süreci bugün Ankara’da resmen başladı. Türkiye ile AB arasında 'Vize Serbestisi Mutabakat Metni' ve 'Geri Kabul Anlaşması' imzalandı. Başbakan Erdoğan, bugünün bir milat olduğunu belirterek, "3-3,5 yıllık sürecin sonunda vizesiz Avrupa seyahati başlamış olacak'' dedi. AB’nin Türkiye’ye şart koştuğu üçüncü ülkelerden gelen kaçakların kabulüne ilişkin “Geri kabul anlaşması” Ankara’da imzalandı. Anlaşma onay için TBMM’ye gönderilecek.
 
SÜREÇ BAŞLIYOR
 
Türkiye’nin, AB’ye üyelik müzakereleri sırasında uzun süredir talep ettiği vize muafiyeti görüşmeleri, geri kabul anlaşmasının imzalanmasına paralel olarak başlatılacak. Bu kapsamda AB ilk olarak, Türk vatandaşlarına vize kolaylığı getirecek. Schengen vizesi almak isteyen belirli meslek gruplarına ait kişilerden uzun süreli vize taleplerinde daha az evrak istenecek.
 
Ankara ise Türkiye’den AB’ye kaçak giriş yaparken yakalananları kabul edip geldikleri ülkelere gönderilene kadar tutulacakları mülteci kamplarına gönderecek. Karşılıklı adımların yaklaşık 3,5 yıl gözleneceği sürecin sonunda AB’den Türk vatandaşlarına vize muafiyeti getirmesi talep edilecek. Bu talep yerine getirilmediği taktirde geri kabul anlaşması da gözden geçirilecek.
 
2 ANLAŞMA
 
Ankara Palas’taki imza törenine Başbakan Tayyip Erdoğanda katıldı. Törende, Geri Kabul Anlaşması’nı İçişleri Bakanı Muammer Güler, vize muafiyetine ilişkin protokolü ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imzaladı.
 
BAŞBAKAN ERDOĞAN: GERÇEK ANLAMDA BİR MİLAT
 
İmzaların atılmasının ardından törende bir konuşma yapan Erdoğan, ''Türkiye ile AB ilişkilerinde gerçek anlamda bir milat'' diyerek şunları belirtti:
 
"Bugün 16 Aralık 2013. Türkiye ile AB ilişkilerinde gerçek anlamda bir milat oluşturuyor. AB ile ilişkilerimizde 3 Kasım 2002 tarihi bir milattı. Hükümetimizin iş başına gelmesiyle yeni bir süreç başlamıştı. 17 Aralık 2004. Ve 3 Ekim 2005 tarihleri. Aynı şekilde çok önemli dönüm noktalarını teşkil etti. Bugün de tıpkı bu tarihler gibi hem bir milat özelliğini taşıyor hem de Türkiye – AB ilişkilerinde yeni bir süreç başlıyor.
 

Bugün attığımız karşılıklı imzalarla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımıza vizesiz seyahat başlıyor. Bir yol haritası üzerinde mutabık kalındı. Türkiye Geri Kabul Anlaşmasını imzaladı. Üç, üç buçuk yıl gibi bir sürede vizesiz Avrupa seyahati başlamış olacak.

TÜRKİYE KAÇILAN DEĞİL DÖNÜLEN ÜLKE OLDU

Elbette Avrupa Birliği’ne özellikle şükranlarımı sunuyorum. AB’de sanki vizeler kalkarsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Avrupa’ya akın edecekmiş gibi bir hava oluşturuyor. Vize uygulaması 12 Eylül 1980 sonrasında darbe rejiminin talep ettiği bir uygulamaydı. Özellikle ülkemizdeki aydın ve sanatçıların 12 Eylül’ün baskısından kaçmasını önlemek için vize engeli konulmuştu. Bugün böyle bir kaçışı gerektirecek bir durum kalmadı.
 

Son 11 yılda yaptığımız reformlarla, Türkiye kaçılan bir ülke değil, dönülen ya da gelinen bir ülke oldu. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan sanatçılarımız aydınlarımız artık geri dönüyor. 

11 yılda 7 milyona yakın kişiye istihdam ürettik. Küresel ekonomik krizde bazı Avrupa ülkeleri rekor seviyede işsizlik oranı görürken, 6 milyon kişi işsiz kalırken, biz istihdam sağladık. Türkiye’de son 11 yılda seyahat kültürünün çok yaygınlaştığını da buna eklemek durumundayım.

THY şu an 236 noktaya uçuş yapabiliyor. 10 yılda 10 milyondan fazla vatandaşımız ilk kez uçağa bindi. 2003’de 34 milyon kişi, bu yılın sonunda 152 milyonu aşması bekleniyor. Bu sayının yarısı yani 75 milyon kişilik kısmı yurt dışı uçuş yapanlardan oluşuyor.

Şunu gururla ifade etmeliyim ki, eskisi gibi baskılardan kaçmak, iş bulabilmek için değil iş kurmak, yatırım yapmak, dünya üzerinde mazlum halklar varsa onlara yardım için koşuşturuyor.

ENDİŞELERİ OLMASIN... EN KÜÇÜK BİR SORUN YAŞAMAYACAKLAR

2002’de vatandaşlarımız 42 ülkeye vizesiz seyahat ediyordu, biz bu sayıyı 69’a çıkardık. En son Rusya ile vizeleri kaldırdık. Hiçbir sorun yaşamadık. AB ile vizeler kalktığında kimsenin endişesi olmasın. En küçük bir sorun yaşamayacaklardır. İş adamlarımız, sanatçılarımız, sporcularımız, STK’larımız daha rahat seyahat edecekler.
 
3,5 YIL ÇOK FAZLA
 
Benim her zaman bir ifadem var. Yük olmaya değil, yük almaya geliyoruz. Vize engeli çok daha önce kaldırılmış olmalıydı. Türkiye diğer adaylar gibi bu imkandan yararlandırılmalıydı. Bugüne kadar vizelerin kalkmamış olması açıkçası AB’ye zarar veren bir süreç olmuştur. Biz üç buçuk yılın çok fazla olduğuna inanıyoruz. Sürecin kısaltılmasından yanayız. Öyle tahmin ediyorum ki, imkanlar ölçüsünde daha kısa zamanda tamamlanması için bu adımları atmamızda fayda var. Biz üzerimize düşeni yapacağız." (Hürriyet)

 

 

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.