Yeme-içme ve eğlenceye 6 Milyar Dolar!

Türkiye’de gece hayatının mimarlarından Erol Kaynar, hem ortaklık hem de mekânlarını yurtdışında açması için talep yağmuruna tutulduğunu söyledi. Kaynar, “Kurumsallaşmayı tamamladık. Yokuşu çıktık, şimdi yarış atı gibi koşmaya hazırız” dedi. Kaynar, ekonomik krizlerin terörden daha fazla gece hayatını etkilediğini belirtti.

31/12/2019 23:40
Yeme-içme ve eğlenceye 6 Milyar Dolar!

Erol Kaynar, Türkiye’de gece hayatının 30 yıllık patronu. Sortie, Salomanje, Limoncello, Cento per Cento, Cento Lounge ve Kalamata mekânlarına birkaç gün önce Akasya AVM’de Fauchon’u ekleyen Eksen Group’un sahibi. Grubun CEO koltuğuna Alp Franko’yu oturtması, emeklilik planları yaptığı şeklinde yorumlandı. Gerçeğin öyle olmadığını söyleyen Erol Kaynar ve Alp Franko sorularımız yanıtladı.

-Toplumsal morali bozan üzücü olaylarda, eğlence hayatı duruyor.

Erol Kaynar: Ülkemizde acı bir şey olunca hepimiz üzülüyoruz. Bizim sektör üzüntüsünü dükkanı kapatarak gösteriyoruz. Bizden başka da bunu yapan yok. Müziği açıp, insanları eğlendirmek içimizden gelmiyor. Aslında böyle olmalı mı emin değilim. Sonuçta biz turizme de hizmet ediyoruz.

-Ekonomik krizler mi yoksa terör eylemi veya Soma gibi felaketler mi daha çok etkiliyor?

EK: İkisi de çok etkiliyor ama 30 yıllık tecrübem bana gösteriyor ki ekonomik kriz, diğer üzücü toplumsal olaylardan daha fazla etkiliyor.

Alp Franko: Para, moralden daha etkili.

EK: Döviz yükseldiği gün biz onu hemen hissederiz. Bazen insan moral bulmak için çıkar. Ama para yoksa çıkamaz.

HİZMETTE MONOPOL OLMAZ

-Bu sektör çok büyük grupları da çekti. Bir monopol tehlikesi olabilir mi?

AF: Sanayiciler, finansçılar yeme-içmeye yatırıma geldi. Bu çok iyi bir gelişme.

EK: Onların da bunu bir iş gibi görmesi iyi. Ama bizim sektörde tekelleşme olmaz. Fabrika değiliz biz. Nihayetinde tüketici karar verir. İnsanla muhatap olunan yerde monopol oluşmaz.

PEK ÇOK TALİP VAR

-Peki sizin talibiniz olmadı mı hiç? Bazı söylentiler çıktı ama…

EK: Biz kurumsallaşmayı tamamladık. Markalarımızı oturttuk, altyapımızı tamamladık. Cento per Cento ve Salamonje şu anda zincirleşmeye hazır. Yokuşu çıktık ve şu anda yarış atı gibi koşmaya hazırız. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında Sortie ile birlikte bu markalarımızı isteyen çok. Dubai ve Gürcistan’da açmak üzere masadayız şu anda.

-Ortaklık veya satın alma teklifleri…

EK: Biz ortaklık için yanıp tutuşmuyoruz. Böyle teklifler çok geldi. Yerli, yabancı firmalar ve fonlardan teklifler aldık. Biz yapılan gizlilik anlaşmalarına saygıdan taliplerimiz olduğunu hiçbir yerde konuşmadık. Şu anda yatırım için çok çekici olduğumuzu biliyoruz. Hep flört oldu ama evlilik aşamasına geçmedik. Doğru kişiyle evleniriz tabii ki.

Patronun içtiği suyun bile hesabı tutulur

-Bizde çoğu balıkçı olmak üzere, restoranda ne kadar hesap geleceğini bilememe durumu ne zaman çözülür?

EK: Bizde standartlar bellidir. Mönümüzde fiyatımız yazılıdır. Kimsenin aklında soru işareti kalmadan ayrılır bizden. Tek eksiğimiz bir balıkçı. Balıkçı açtığımızda orada da mönü ve fiyatlar olacak. Bizde her şey kayıt altındadır. Benim içtiğim çorbanın hatta suyun bile adisyonu açılır. Hesabı kapatmamız için merkezimize gönderilir. Biz sadece kendimiz kurumsallaşmadık, hizmeti de kurumsallaştırdık.

Düğününü yaptı CEO olarak aldı

-Gruba CEO atayarak, emeklilik için bir adım mı atmış oldunuz?

EK: Bizim meslekte emeklilik mümkün değil. Grubumuzda patronaj yok. Kurumsal kültür var. Kardeşim Varol, ben ve Alp’in olduğu bir yönetim kurulu var. Kararlar oy çoğunluğuyla alınır. Beni dinlemedikleri oluyor.

-Alp Franko’yu nasıl buldunuz?

EK: Alp’in 2 yıl önce Bodrum’da düğününü bizim mekânda yaptık. Orada kanımız ısındı. Bir buçuk yıldır da bizde.

-Siz daha önce bambaşka bir alandaydınız?

AF: Evet daha önce finans ve emtia ticareti alanında çalışıyordum. İstanbul’da doğup sonra 30 yıl Avrupa’da yaşadım. Arada kısa bir Çin de var. Yeme-içme çok farklı… Tüketici var, DJ, satın alma, mönü, vs… Sonsuz sayıda departman var.

Yeme-içme ve eğlenceye 6 Milyar Dolar

-Türkiye’de yeme-içme ve eğlence sektörü ne kadar bir büyüklüğe ulaştı?

EK: Yeme-içme cirosu 6 milyar dolar. İstanbul, bunun 3.5 milyar dolarlık kısmını tek başına yapıyor. Bu kayıtlı rakamlarımız. Sokakta midye satan adam da bu sektörün içinde ama kaydın dışında. 100 metrekarede 30 kişi istihdam eden bir sektör bu. Türkiye’de en çok istihdam yaratan 5 sektör bu. 450 bin kişi istihdam ediliyor. Her yıl yüzde 12 büyüyor.

En çok para batarın sektörüz

-Bu sektörde başarısız yatırım da çok. Bir taraftan kapanan mekânları görüyoruz.

EK: Yeme-içme en çok para batırılan sektör. Yatırımların yüzde 90’ı bir yılını doldurmadan kapanıyor. Açılan işletme tutmadı deyip 3 ayda kapatmak yok. Bir yıl direniyorsun ve cebindekini harcıyorsun. Kim zarar etse benim yüreğim sızlar. Çünkü nasıl zor olduğunu biliyorum.

Gizli müşteri denetimi

-Peki her şeyi doğru yaptığınızı düşünürken ya işler aşağıda sizin yukarıda planladığınız gibi gitmiyorsa?

AF: Denetleme firmasıyla çalışıyoruz. Ayrıca dışarıdan bir şirketten gizli müşteri hizmeti alıyoruz. Haftada bir her restoranımıza gizli müşteri kendi veya arkadaşlarıyla gidip 9 başlıkta mekânı değerlendiriyor. Bizim haberimiz bile olmuyor. Şirketine ilettiği raporlar bize geliyor. biz de böylece eksiğimizi, aksayan noktayı hemen tespit ediyoruz. (Demet Cengiz)


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.