Universal Turizm’e anlamlı ödül
Global DMC Partners’ın (GDP) her yıl düzenlenen “Yıllık Toplantısı” (Global DMC Partners Connection) geçen Haziran ayı içinde Peru’nun başkenti Lima’da yapıldı. Seçkin DMC’ler ve müşterilerden oluşan 300 kişilik davetliler huzurunda 2015 senesi için “Yılın Şirketleri” açıklandı.

Universal Turizm’in bu çok prestijli ödülü alması vesilesiyle İstanbul’u ziyaret eden Global DMC Partners Başkanı Catherine Chaulet, Universal Turizm Yönetici Ortağı Mustafa Yalçın ve Turizm Medya Grubu Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Selin Kamil’le Çırağan Palace Kempinski’de keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Mikrofonumuzu uzattığımız GDP başkanı Chaulet, birliklerinin dünyada 100’den fazla destinasyonda ortağı bulunan, bu alanda dünyanın en büyük konsorsiyumu olduğunu söylüyor. “Dünya üzerinde kapsamadığımız destinasyon yok. Bu da müşterilerimizi her şekilde tatmin ediyor,” diyor Chaulet. Benzer dernek ve birliklerden kendilerini ayıran en önemli özelliklerinin çalışma yöntemleri olduğunu söylüyor.
“Biz, DMC’lerimize talimatlar gönderen ve geriye çekilen bir organizasyon değiliz. ‘Ortaklarımızla’ devamlı iletişim halinde olan, düzenli olarak toplantılar düzenleyen bir kurumuz. DMC’lerden oluşan uluslararası ve ABD yönetim kurullarımız mevcut.”
Chaulet, en iyi iş uygulamalarını paylaşmakla ve ortaklarının her birinin kendi pazarlarında en iyi olma yolunda bilgi paylaşan komiteleri de olduğunu belirtiyor. Bu çalışma prensiplerinden ötürü Global DMC Partners’a çok sayıda katılım sağladıklarının da altını çiziyor.
“Her yeni katılımcıyla her sene dört kez toplantılar yapıyoruz. Ağımızda 50 civarı DMC olduğu düşünüldüğünde, yaptığımız toplantı sayısını tahmin edebilirsiniz. Ayda bir kere de yönetim kurulu toplantılarımız oluyor. Başarımızın arkasındaki sır da bu olsa gerek. Aramızdaki dostluk ve saygı müşterilerimize verdiğimiz hizmeti de olumlu yönde etkiliyor. Kısaca birlikte çalışmayı çok seviyoruz. Eğer bir müşteri pazarda iyi bir deneyim yaşadıysa, diğer ortaklarla da çalışmaya başlıyor ve böylelikle müşteriyi kendi networkümüzde tutmuş oluyoruz.”
DMC Global Partners’ı ayırt eden diğer özelliklerden bir diğeri de rakiplerinin ya Amerika merkezli, ya Avrupa merkezli ya da Asya merkezli olduğunu söyleyen Chaulet, çok geniş bir satış güçlerinin olduğunun altını çiziyor. “Amerika’da, İngiltere’de, Almanya’da ve Fransa’da satış ekiplerimiz var. Bu bizim için neden önemli? Çünkü bizim dâhil olduğumuz sektörde müşterinizle yüz yüze görüşmek zorundasınızdır. Ve bu çok geniş satış ağımız sayesinde bu destinasyonlarda müşteriyle konuşan her bir satış personeli, ağdaki diğer arkadaşlarıyla aynı dili konuşabiliyor ve farklılıkları anlayabiliyor olması bizim başarımızın arkasındaki sırdır.”
“Amerika’da yaşayan bir Fransız olarak farklı kültürlere karşı büyük bir ilgim bulunuyor. Dolayısıyla, dünyanın en iyi işinde çalışıyorum. Çünkü dünyanın her yerinden kendi destinasyonlarını aynı tutkuyla satan dostlarımla çalışıyorum.”
Ödül konusuna geldiğimizde, “Verdiğimiz ödül, organizasyonumuzun önemli bir parçasını oluşturuyor,” diyen Chaulet sözlerine şöyle devam ediyor, “bir sektörde en iyilerin en iyisini belirlemek çok önemli. Biz her sene ağımızda bulunan DMC’lerin en iyilerini ortaya çıkarıyoruz. Kriterlerimiz de kesin ve net. Örneğin, geri dönüş süresinde, tekliflerde, yaratıcı fikirlerle karşılarına çıkma konusunda, programların lojistik yönetimleriyle müşteri memnuniyetini sağlamaları gerekiyor. Bunlar da yeterli değil aslında. Mesela, faturaları zamanında teslim etmeliler; son dakika değişikliklerini iyi idare etmeliler ki bu hemen her zaman başa gelen bir şeydir ve tabii ki bizim grubumuzla iyi çalışmaları gerekmekte; hem satış ekibiyle hem de networkün geri kalanıyla. Başka bir kriter ise DMC’lerin, Global DMC Partners ile dirsek teması halinde olmalarıdır. Biz Universal’i seçerken bu kriterleri temel aldık. Universal Turizm olarak Mustafa Bey ve ekibi, kategorilerin her birinde en tepede yer aldılar. Türkiye’nin ödüllü bir firma tarafından temsil ediliyor olması harika bir durum; onlar Universal ama aynı zamanda da Türkiye’yi temsil ediyorlar. Bu işi yaparak meslekteki en iyiyi belirlerken aslında en iyi destinasyonu da belirlemiş olduk. Sistematik olarak müşterilerimizden aldığımız geri dönüşlerde Türkiye’nin olağanüstü bir deneyim yaşadıkları yorumlarını aldık. En İyi Ortak ödülünü Mustafa Bey ve ekibine vermekten gurur duyuyoruz. Ben de tam bu yüzden buradayım. Ve geldiğime çok da memnunum, çünkü Türkiye’yi ve İstanbul’u tanımak keşfetmek harika bir duyguydu,” diyor Chaulet ve devam ediyor:
“Bir ülkeye ilk defa geldiğinizde o ülkeyle ilgili belirli fikirleriniz oluyor. Fransa’dan Türkiye’ye gelirken de ülkeniz hakkında iyi fikirlere sahiptim. Doğuyu batıya bağlayan köprü olma niteliği gibi. Ama bundan çok daha fazlası var benim için. Gerçekten de Batı ve Doğu arasında stratejik bir konuma sahip olması hakikaten de çok enteresan. Ama ben Türkiye’ye geldiğimde bir sürü köprüyle karşılaştım. İstanbul’un kozmopolit yanıyla karşılaşacağımı tahmin etmiyordum. Düşünüyorum ki benim için İstanbul’u satma konusu çok da zor olmayacak. Buraya birçok grup gelecek ve kendilerini evlerinde hissedecekler; çok da yabancılık çekmeyecekler. Altyapıyı da beklediğimden çok daha fazla güçlü buldum. İstanbul’da gördüğüm tarih ve doğasıyla harmanlanmış muhteşem mekânlarının aynı zamanda bu kadar modernize olmalarına çok şaşırdım. Temsil ettiğim birçok sektörün burada konferanslar, etkinlikler düzenleyerek İstanbul’un keyfini çıkarmak isteyeceklerini biliyorum. Çünkü Türkiye’deki son teknolojiyi görecekler ve hayran kalacaklar. Dolayısıyla, dediğim gibi, doğu ve batı arasındaki köprü vazifesi, modern ve tarihi yapısı ve kozmopolitan tarafı büyüleyecek.”
Bu noktada mikrofonumuzu Universal Turizm’in Yönetici Ortağı Mustafa Yalçın’a çeviriyoruz. İşine âşık bir iş adamının heyecanıyla konuşmaya başlayan Yalçın sözlerine şöyle başladı:
“Şimdi, bu bizim için çok çok önemli. Burada yüzden fazla destinasyon var. Kriterler ve sair. Bu kadar üst düzey firma arasından bu ödülü Türkiye’ye getirmek çok önemli bizim için. 16 yıllık bir geçmişi var GDP’nin. Ofistekilere dedim ki biz farklı olmalıyız. Bir avantajımız var, o da tutku! Anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Bizim ülkemize, kültürümüze dair tutkumuz var. Neye? Türk kahvesine. Neye? Simit ve martılara. Ben çay ve simit yerken martılara da atıyorsam, o da atmalı. Ben Türk Kahvesini nasıl içiyorsam, o da öyle içmeli: Gözlerini kapayacak; kahveyi koklayacak; ağzında hissedecek… Nedir bu Türk Kahvesi? Ben Topkapı sarayını anlatırken ne diyorum? Topkapı sarayında minyatür sanatçısı var. O zaman gelecek o minyatür sanatçısı, onların aktivitesine katılıp o sanatı onlara gösterecek. Bir ebru sanatçısı bir kaligrafi yazıyor, değil mi? Kaligrafi gelecek etkinliğe, nasıl yaptığını gösterecek ve ebru kâğıdına yapacak. Ama ebru sanatçısı da gelecek ve canlı canlı o sanatı gösterecek.”
“Mesela bizim cam üfleme sanatçımız var değil mi? Ben bunu niye göstermeyeyim ki? Tabii bunu anlatırken hepsinin bir hikâyesi olması lazım. Ve o hikâye gerçek olması lazım. Dünyada hiç kimse enayi değil. Kandıramazsınız. Ama senin hikâyen gerçekse, bunu hissederse, onu alır. Ve alırsa da tanıtır. Birçok teşekkür belgesi var ofisimde; bir tanesi benim için çok özeldir; o da “şu kadar senedir bu işteyim, senin kadar ülkesini tutkuyla seven birini görmedim” notuyla verilmişti bana. Kısaca, yabancı bir misafiri İstanbul’da ağırlayacaksanız, İstanbul’un kültürünü, Türkiye’nin kültürünü ön plana çıkaracaksınız. Bu şehir Sinagog’un, Cami ve Kiliseyle yan yana durabildiği bir kültüre, toleransa sahiptir. Mevlana’yı anlatmadan, bir sema gösterisini izletmeden, sufizmi hissettirmeden bu şehirden yolcu etmeyeceksin.”
Özellikle sema gösterilerini programlarına ekleme yüzdelerinin 90larda olduğunu söylüyor Yalçın. “Yerel kültürümüzü ve sanatımızı bu şekilde tanıtırken yerel sanatçılarımızı da ön plana çıkarıyoruz,” diyen Yalın, özellikle sanatçı ücreti konusunda çok hassas olduğunu söylüyor. Asla 1 Euro bile indirim yapmayacağını söylüyor. “Sanat alın teri, el emeğidir. Onda ıskonto olmaz. Özetle, bu ülkeye olan aşkını, tutkunu katık yapıp, hayat tarzı yaparsan ödül de geliyor,” diye bitiriyor sözlerini.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: