Türkiye neden reklam yapmıyor?

Bentour CEO'su, usta turizmci Kadir Uğur, Türkiye'nin turizm politikasındaki yanlışları sıralayarak, önerilerini sıraladı.

31/12/2019 23:40
Türkiye neden reklam yapmıyor?

 2014 sonlarında ben ve benim gibi uzun yıllar turizme gönül vermiş arkadaşlarım söylevlerle, yazılarla uyarmışız Bakanlığımızı, turizm ile ilgili sivil toplum örgütlerini, otelleri. Benim o zaman yazdığım yazının başlığı kriz gümbür gümbür geliyor, önlem alalım, bu arazinin  gübresini şimdiden verelim diye. Ben reklamı turizmin gübresi olarak algılarım hep. Tarla ne kadar iyi olur ise olsun, her sene bu toprağın gübresini vermez isen ürünün kalitesi ve hacmi düşer.

Aptala malum olur bugün olabilecekleri sıralamışız ve A, B planlarımızın hazırlanması gerektiğini yazmısız. Kış kapıya dayandığı zaman odun toplamaya çıkamazsınız. Bunlar hep bizim güzel atasözlerimiz. O zamanki Bakanımız zaten turizm dışında her konu ile uğraşıyordu. Ondan sonra gelen Bakanımız Mahir Ünal genç, atak, konuyu bilmeyen, öğrenmek isteyen, konulara mantıklı yaklaşan bir bakanımız idi. 

Tam şimdi kavradı problemlerimizi demeye kalmadı, baktık hükümet yenilendi, Mahir Bakanımız da hükümet dışında kaldı. Halbuki hepimiz ümitlenmiştik. Cumhurbaşkanımız Recep Erdoğan Bey e yakın bir isim diyorlardı partide. Ama kısmet bu kadarmış. Şimdi yeni ümitlerle, yeni bakanımızı bekliyoruz. Yeni bakanımızdan ne mi bekliyoruz. Kısaca sıralayayım.

1- Tarlayı gübrelemesini, yani reklamların kısılacağına arttırılmasını.Batı avrupa için konuşursam minimum 150 milyon Avro luk reklam bütçesinin hükümetimize kabul ettirilmesini. Mega Lobi şirketleri ile mega reklamların devreye geçirilmesini acilen halen bekliyoruz. Şu sıralar en ihtiyacımız olduğu dönem de Türkiye reklamını medyada mercek ile arıyoruz. Israrlarımıza rağmen ne sivil toplumlardan neden bakanlığımızdan biz güvenli bir ülkeyiz reklamını göremedik.

Şimdi Mısır başladı biz güvenli ülkeyiz reklamlarına.

2- Reklamların yapılan ülke alışkanlıklarına uygun olmasi lazım.

Almanya'da, Amerika'da geçerli HOME reklamlarını ingilizce veremezsiniz. Zaten Batı Avrupa da HOME reklamını mobilya üreticileri kullanıyor.  2000 li yılların başlarında kullandığımız yayınlar çok tutmuş idi . Ne için değiştirildi HOME oldu anlayamadık. Şimdi o zamanlar bizi başarıya götüren reklam stillerini İspanya, Yunanistan gibi ülkeler kullanıyor. 

3- Destek adı altında uçak başına 6000 USD verilmesi için çıkarılan kanun veya kararnamedeki tezatlar, bu uygulamanin bürokrasiyi daha bürokratik hale getireceği şimdiden ortaya çıkmıştır.

11.04.2016 tarihin de bakanlığımıza yazdığım, halen bir cevap alamadığım bu kararname ile ilgili yorumumu sunuyorum.

Madde 2 (1) En az 100 yolcusu bulunan uçak yerine en az koltuk sayısı 100 olan Uçak olarak değiştirilmesinde fayda görüyorum. Zaten yolcusu az olan bir uçağin kesilmemesi için bu destek uygulaniyor. Mesela 80 yolcu ile gelen bir uçak da zaten zararımız daha çok oluyor. Bu zararın desteklenmesi kanısındayım.

(1a) İstanbul ve Kayseri (Nevşehir) nin hava alanı olarak teşvik kapsamına alınmasında  fayda görüyorum. Istanbul otelleri kongrelerin de iptal edilmesi ile tam bir felaket yaşıyor. Keza Kapadokya bölgesi içinde bu söylenebilir.

Madde 2 (1b) İzmir havaalanının tarifeli seferler olarak da teşvik kapsamına alınması gerekiyor. Çünkü İzmir e  tarifesiz sefer yok gibi bir şey. En çok uçan şirket SunExpress olup, bütün uçuslarını tarifeli olarak deklare ediyor. İzmir hava alanını Çesme, Özdere, Kuşadasi , alaçatı gibi turizm yörelerine gelmek isteyen turistler için kullanıyoruz.

Madde 5 (3) Bu tarifeli seferlerde seyahat acentesi dışında uçak şirketinin de otelsiz yolcusu bulunacaktır. Hesaplama yapar iken uçağin mesela Antalya hava alanına inişinde

120 yolcu var ise , bu sayımı göz önüne alınacak, yoksa kararda yazdığı gibi uçak içindeki seyahat acentesi yolcularımı oran olarak alınacak. Eğer son şık olacak ise bu  sayı kim tarafından belirlenecek? Bir seyahat acentesinin diğer seyahat acentesi yolcu sayısını bilmesine imkan yok gibi bakıyorum. Bu konun açıklığa kavuşturulmasında fayda var.

EK 6 ve EK 7 de  Gümrük imzası isteniyor. Burada turist mal olmadığı halde gümrük müdürlüğünün imzasına niçin gerek duyuluyor, anlayamadik. Bu kaldırılabilirse hiç olmaz ise bir kalem bürokrasi eksilmiş olur.

Ayrıca EK 6 da bahsi geçen „HİZMET KURULUŞU YETKİLİSİ“ kimdir . Bu noktanın açıklığa kavuşmasında yarar görüyorum.

Kargaşa daha baştan organize olmuş gibi gözüküyor bana. Bu kargaşa doğmadan değişikliklerin yapılarak, bürokrasinin azaltılması gerekmektedir.

4- Beraber reklam kampanyası senelerce Bakanlık ile Turoperatörlerinin yürüttüğü bir kampanya. Bu kampanya daki bürokrasinin daha aza indirgenerek devam etmesi veya bu projeden vazgeçilmesi gerekir kanısındayım.

Turoperatörleri gerek reklam verme sırasında , gerekse ödemeler de Bakanlık ile büyük sıkıntılar yaşamaktadır.

En ufak bir misal Bakanlığımız ile İsviçre de Sat 7 ve RTL de reklam filmleri  başlattik. Bu aksiyon biteli 3 ay oluyor , hala hakedişimizi alamıyoruz. İlk önce Goldbach isimli reklam şirketi üzerinden verdiğimiz reklama şüphe ile bakıldı. Goldbach in bu TV kanallarının resmi temsilcisi olduğunu yazılı kanıtlamak zorunda kaldık.. Bakanlığında yanlız başına verdiği reklamlarda bu firma üzerinden gittiğini yazdık ama bir türlü anlatamadık.

Hala hak edişimizi alamıyoruz. Daha doğrusu bakanliğin ödeyeceği kısmın parasını da biz ödemek zorunda kaldık, çünkü reklamı veren biz idik. Bu ve  bunun gibi sebeblerden bizlere gına geldi. Bütün turoperatörleri demorilze olmuş durumda.

ÖNERİM:

Niçin diğer memeleketlerin yaptığı gibi Tur operatörünü desteklemek ve reklamlarında yardımcı olmak için getirdiği turist başına belli bir miktar verilmez. Konuştuğumuz herkes olabilir diyor , ama niye olamadiğını anlatmıyor. İşler kolaylaşacağı içinmi acaba.

5- Turizmi ihracatçı gibi değerlendirilip aynı teşviklerden yararlandırılması için senelerce önce hazırlanmış tasarının (1618 sayılı) hayata geçirilmesi şu günlerde büyük önem arzetmektedir. Bir çok bakanımızın söz vermesine rağmen bu tasarı bir türlü kanunlastırılıp , hayata geçirilememiştir.

6- Turizm de her zaman , her memlekette gel gitler, krizler yaşanır. Başka bir yerde biri hapşırsa turizm hemen hasta olur. Onun için bir kriz masasının her daim A ve B planları ile bir itfaiye kurumu gibi hazırlanmış, organize olmuş bir şekilde beklemesi ve zamanı geldiğinde müdahale etmesi gerekir. Yoksa kriz geldiğinde düşünmeye ve planlamaya başlamak hem zaman kaybına , hemde güç kaybına yol açar.

7-Bakanlık Dış teşkilatlarının daha çok oteriteye sahip olabilmesi. Atanan ateşelerin insiyatif  kullanabilmesi gerekmektedir. Karar vermede cesareti olan, turizm dünyasi ile içli dışlı olabilen ateşeler Ülkenin pazarlanmasında büyük pay sahibi olurlar.

Hayırlı sezonlar diliyorum.

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.