TURİZME AÇILAN YENİ KAPI KARADENİZ

SEÇİM AYDIN SEÇİM AYDIN 31/12/2019 23:40
Çayeli’nde, Anadolu’nun cazibesi, güzelliği ve gücü’nün Karadeniz kıyısındaki turizm fırsatları ve ortak çözümlerle dünyaya açılmasını sağlayacak  “Karadeniz’de 100 Yer” projesini uzmanları ile birlikte ele aldığımız bir kurultay yapıldı. Sonuçlarını sizlerle paylaşmadan önce bu kurultayı öncelikle içerdiği öneriler nedeniyle gelecek öngörülü (futurist) bir toplantı olarak nitelediğimi belirtmek isterim.

Karadeniz; Balkanlardan, Kafkaslara kadar uzanan ekonomik alanın adıdır. 19 milyon km2'lik bir alanı kaplayan, 350 milyon nüfusun yaşadığı bu havza önemli bir pazar ve bir ekonomik güçtür. Bu havzanın bir başka özelliği de ekonominin, turizmin ve yaşamın kıyılar ve hinterlandın entegrasyonu ile sürdürülmesidir. Karadeniz bölgesinde bulunan uluslar arası tüm sivil toplum kuruluşlarını, Karadeniz “Kurvaziyer Turizm Birliği” ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Örgütünü” bölgedeki fırsatlar arasında değerlendirdiğimi belirtmek isterim.

Kanımca ortak akılla tespit edilecek Karadeniz’de beyaz inci taneleri gibi sırlanmış 100 merkez, fikirlerin sınırları aşabileceğinin güzel bir göstergesi olacak ve “Yaratıcı ekonomiler” ve “kültür ekonomileri” için temel teşkil edecek bu seçimin sonuçları dünyaya yörenin en gelişmiş turizm ülkesi olan Türkiye aracılığı ile taşınacaktır. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü KEİ tarafından hazırlanan “Turizm Yolları” (Bulgaristan’da Gülyolu; Türkiye’de İpekyolu gibi), ve Karadeniz Limanları Kurvaziyer Birliği projelerinden sonra kurultayın gündeminde yer alan “Karadeniz’de 100 Yer” projesini bu konudaki örnek gelişmeler olarak nitelemek mümkün.

Karadeniz’e kıyısı olan bazı ülkeler aynı zamanda Avrupa Birliği üyesi, ya da aday.  Karadeniz ülkeleri, bunların temsil edildiği kuruluşlar ve AB arasında bir ortak kesit oluşmuş durumda. Bu bölge için her iki tarafın (KEİ ve AB)  proje ve imkanlardan yararlanmayı sağlayacak önemli bir kazanım. AB, Tuna ve diğer ekonomik faaliyetler nedeniyle Karadeniz’e ilgisiz kalamıyor.

Türkiye Soçi üzerinden hava, Batum üzerinden deniz ve Sarp kapısı üzerinden kara bağlantılarını sağlamış durumda. Bu batı yönünde mevcut imkanlarla (kara ve demiryolu bağlantıları ve boğazlar)  birleştiğinde sınırların kalktığı Ortaasya’ya ulaşan bir Karadeniz havzası sağlıyor.

Daha önceki yazılarımızda paylaştığımız Karayollarımıza yöresel anlamda ve tarihten gelen özelliklerini yansıtan isimler verilmesi düşüncemizin hayata geçirilebileceği ortam oluşmaya başlıyor.  Transkafkas ve Transavrupa Karayolları ve Rize’den Mardin’e ulaşacak Sevgi Yolu adı verilen bağlantının sağlayacağı yeni ekonomik yapının temeli olan bu oluşumlar Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu pazarlarına daha kolay ulaşılması yanında turizmin gelişimine de büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.

Geçilen değil kalınan yerler olmanın temeli yöreye rahat ulaşımdan; yörede de turizmi hissetmekten ve ona dokunmaktan geçmektedir. İnsanla buluşan, yöreyle bütünleşen çözümler turizm amaçlı gezi yollarının yapılması ve zamanın yollar üzerinde değerlendirilmesinden geçmektedir. Bu ise, konukları bir yere 10 dakikada ulaştırıp yarım saatte aynı noktaya döndürmek yerine, onlara izlenimler edinebilecekleri imkanlar (Roma’da; Paris’te olduğu gibi) sunmakla mümkündür.

Karadeniz’de bölge için alınacak kararlarda koordinasyonu sağlayacak bir merkezin kurulması halinde Alınacak kararlar ve önlemler ulusal ve uluslararası anlamda, AB Fonları ve KEİ imkanlarıyla geliştirilebilecek tarzda ve birbiriyle uyumu ve tutarlı olarak gelişecek; Bölge iç ve dış yatırımlar için çekici olabilecektir. KEİ örgütü de bölgesel kuruluşlarla daha çok işbirliği halinde yöredeki destekleri artırıcı faaliyetlerle bulunmakla bu oluşuma katkı sağlayabilecektir.
 
Yörenin turizm amaçlı kalkınmasını ön plana çıkaran DOKAP’ı Karadeniz bölgesinde üç kalkınma ajansı  (Batı, Orta ve Doğu Karadeniz Kalkınma ajansları) arasında bir uyum merkezi olarak görmek düşünmek gerekir. İçerdiği halkla ve yöreyle bütünleşen çözümlere Avrupa’da Karadeniz benzeri doğal güzellikleri bünyesinde toplayan Alp’lerden bir örnek vermek istiyorum. Alplerde turizmin gelişmesi ev ve aile ekonomileri desteklenerek sağlanmıştır. Mera ve yeşil alanlar ve bölgedeki arazi kullanım kararları yüzyıllardır korunmuş; buna karşılık küçük, sevimli ev pansiyonları hanımların işlettiği birimler halinde hizmet sunmuşlardır.

Karadeniz’de geleceğe yönelik önerilerimizi özetlemek gerekirse; kitle turizmine yönelmeden koruyan, kullanan ve değer koruyan yatırım ve işletmelere yönelinmesi yanında;

1. Karadeniz dünyanın özgün müzikleri, dansları, el sanatları ve mizahı ile tanıdığı bir bölgedir. Her birini, Karadeniz’deki günlük yaşamı, birer tanıtım faktörü olarak kullanabiliriz.

2. Geçen yaz Sumela’nın dünya ayinler listesini değiştirecek güçte bir etkinliğe yöre halkının hoşgörüsünün sağladığı ortamda yaptığı ev sahipliği İnanç turizmini de kapsayan kültür ekonomileri anlamında değerlendirilebilecek kaynaklarımızdır.

3. Dünyanın bu nadide bölgesinde Karadeniz’de Turizm yatırımlarının kendilerini tüketmeyecek bir tarzda, geleneksel yapı ile uyumlu olarak gelişmesi her türlü yatırımın doğayla uyumlu olması ön plana alınmalıdır. 

4. Bölgenin turizm imkanlarının sunulduğu adı “Karadeniz’de Konukseverlik” olabilecek bir turizm fuarı, bölge kentlerindeki altyapılar kullanılarak gerçekleşebilir. Ülkelerin katıldıkları turizm fuarlarında da ulusal ve yöresel bazda Karadeniz Markasının oluşmasına katkıda bulunacak Karadeniz bölümleri açılabilir.

5. Olimpiyat kentleri olarak tanımlayabileceğimiz Trabzon ve Soçi’nin oyunlar sonrasında da bu niteliklerini koruması ve işbirliği halinde olmaları önemlidir.

6. Ülkelerin özel günlerinde ziyaretleri kolaylaştırmak amacıyla bir  “Karadeniz Turizm Takvimi” hazırlanıp tüm dünyaya iletilebilir.

Sözlerimi Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul GÜNAY’dan yapacağım bir alıntı ile bitirmek istiyorum. Sayın Bakan “Türkiye’yi görmeyenler hayatlarında bir eksiklik hissetmeliler” diyordu. Ben de “yaşamlarına değer katmak isteyenler Karadeniz’i mutlaka görmeliler” diyorum.
 

Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.