'Turizmde Yeni Arayışlar’ Paneli yapıldı...

Açık hava müzesi olan İstanbul’daki eserlerin gün yüzüne çıkmasının önemi kaydedilirken, turistlerin en büyük şikayet konusu olan taksilerin daha düzenli olması gerektiği kaydedildi.

Turizm Aktüel Turizm Aktüel 31/12/2019 23:40
'Turizmde Yeni Arayışlar’ Paneli yapıldı...

Yeni Arayışlar Girişimi’nde, turizm sektörü ‘artı ve eksileri’ ile masaya yatırıldı. Yeni Arayışlar Girişimi tarafından, ‘Turizmde Yeni Arayışlar’ konusu masaya yatırıldı. The Ritz Carlton Hotel’de, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Süzer Holding İcra Kurulu Üyesi Serhan Süzer, Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD) Başkanı Bahattin Yücel, İstanbul Ticaret Odası (İTO) eski Başkanı Mehmet Yıldırım, TUROB Başkan Yardımcısı Faruk Boyacı, Turizm Danışmanı Mehmet Ata Tansuğ, The Green Park Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Adil Üstündağ, Antik Hotel Genel Müdürü Sevda Yılgaz,  TÜRSAB BYK Nejat Karagöz, Point Taksim Hotel Genel Müdürü Nuri Kalyoncu, İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Başkanı Sadık Çelik’in aralarında bulunduğu, bürokratlar, iş dünyası temsilcileri ve turizmciler katıldı. 

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda, “İstanbul turizmi için fırsatlar nelerdir? Tehditler nelerdir? Turizmde yeni arayışlar neler olacaktır? Sürdürülebilir Turizm Yönetimi nasıl olmalıdır” gibi konular gündeme geldi.

Umut Oran: Turizm, Türkiye’nin yüz akıdır...

Türkiye’nin tanıtımında turizmin önemli bir rol oynadığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, şunları söyledi:  "Turizm, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biridir. Sektörün bir araya gelerek ileriye yönelik görüşlerini paylamasından büyük mutluluk duydum. Sektör temsilcilerinin, birliklerin, derneklerin, sivil tolum kuruluşlarının, yönetimde olan arkadaşlarımızın bir araya gelerek görüşlerini paylaşması, demokrasimizin gelişmesi için de çok önemlidir.

Örgütlü toplum olduğumuzda demokrasimiz gelişir, adil rekabet ortamı oluşur. Böylece, ülkemizde zenginlik, mutluluk, refah artar. Turizm, Türkiye’nin yüz akıdır. 2010 yılında, ülkemize 28 milyon turist gelip, 20 milyar dolara yakın döviz girdisi bıraktı. Elbette, turizmde yapacağımız daha çok işler var. 2023 yılı vizyonunda, 50 milyon turist, 60 milyar dolar gelir hedefi bulunuyor. Bunu yakalamamız için, turizmde kümelenme çalışmalarını gerçekleştirmeliyiz.
 
Türkiye, doğal güzellikleri, tarihi ve iklim çeşitliliği ile dünyada eşi benzeri olamayan bir zenginliğe sahiptir. Alternatif turizm üzerine, projeleri artırmalıyız. Ülkemizi, bölge bölge cazibe merkezi haline getirmek için ortak akla ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla turizmde, bütün aktörlerin katılacağı toplantılar yapılmaya devam etmelidir. Turizmdeki hedeflere yönelik gelişmeler, ülkemizin var olan sorunlarından cari açığın giderilmesinde ve işsizliğin azalarak, istihdam sağlanmasında önemli katkılar sağlamaktadır. Yapacağımız çalışmalar ile de,  ülkemiz turizmde hak ettiği yere gelecektir. Sektörde emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.
 
Serhan Süzer: İstanbul’da, taksiler yeniden yapılandırılmalıdır...
 

Turistin uçaktan indikten sonra, ilk olarak taksiye bindiğini ve zaman zaman bindikleri taksilerde sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Süzer Holding İcra Kurulu Üyesi Serhan Süzer, şunları söyledi: "Turizmi, talep ve arz olarak 2 başlığa bölebiliriz. İstanbul’a olan talep noktasında, bu yıl 8 milyona yakın turisti ağırlayacağız. Kent olarak, 20 ile 25 milyon turisti ağırlayacak kapasitemiz bulunuyor. Özetle, kente olan talebin sürdürülebilirliği noktasında, sistematik bir tanıtım-pazarlama ağı yaratılmalıdır.

Destinasyonların markalaşmasına, büyük önem verilmelidir. İstanbul, Kapadokya, Mardin gibi markalaşacak çok güzel destinasyonlarımız vardır. Arz tarafında ise, turizme yönelik yeni ürünler çıkarılmalıdır. İstanbul’a geldiğinde Tarihi Yarımadayı gezen bir turiste, başka ürünler de sunulmalıdır ki, bir daha kente gelmeyi gündemine alsın.
 
Sorunlara baktığımızda basit gibi gözüküyor ancak, bu kentteki en büyük sorunlardan biri taksici sorunudur. Uçaktan inen bir turist, ilk önce taksiye biniyor. Zaman zaman yaşadıkları sıkıntılar da, ülkemiz imajına büyük zarar veriyor. Bu nedenle kentteki taksiler, yeniden yapılandırılmalıdır” dedi.
 
Mehmet Yıldırım: İstanbul’a 25 milyon, Türkiye’ye 75 milyon turist gelmelidir...
 
İstanbul’a 25 milyon, Türkiye’ye 75 milyon turist gelmelidir diyerek sözlerine başlayan İstanbul Ticaret Odası (İTO) eski Başkanı Mehmet Yıldırım, şunları söyledi: "Türkiye’de turizm denilince, 1985’li yıllara gitmemiz gerekiyor. O dönemde verilen teşvikler ve ardından bugüne kadar yapılan çalışmalar ile bugün 30 milyon turisti ağırlamaya başladık. İTO’daki başkanlığımız döneminde, gerek kongrelerin şehre kazandırılması, gerek turizm altyapılarının kurulması konusunda birçok projeyi hayata geçirdik.
 
Ardından, kent turizmine katkı sağlaması için Formula-1 pistini yaptık ancak, maalesef iyi çalıştırılamadı ve kötü bir yatırım olarak kaldı. Oysa, Formula-1 gibi etkinlikleri dünyada 3 milyara yakın kişi izliyor ve bu nedenle de bu tür etkinlikler tanıtım açısından çok önemlidir. Artık, duvarlara afiş asmakla tanıtım yapılmıyor. Türk turizminin, ülke geneline yayılması noktasında ise, yatırımcıların teşvik edilmesi gerekmektedir. Turizm, Türkiye’nin geleceğidir. Hükümetlerin, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin, iş dünyasının turizm konusunda daha aktif olması gerekmektedir” dedi.
 
Faruk Boyacı: Yükselen pazarları nasıl yönetmeliyiz, bu konuda stratejileri hazırlamalıyız...
 
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkan Yardımcısı Faruk Boyacı, şunları söyledi: “Anadolu’da şıkır, şıkır oteller yapılıyor. Turizmin böylesine iyi gittiği bir dönemde, teşvik gerektiğini düşünmüyorum. Önümüzde yükselen bir Hindistan ve Asya-Pasifik ülkeleri turizmi var, ona paralel olarak da durağanlığa geçecek bir Avrupa ülkeleri gözüküyor. Bu süreçte, pazarı nasıl çeşitlendireceğiz, ona bakmamız lazımdır. Önümüzdeki süreçte, bizi bekleyecek en önemli yapısal sorunlardan birisi de, havalimanı kapasitesi yetersiz olabilir” diye konuştu.
 
Sevda Yılgaz: İstanbul Açık Hava Müzesidir...
 
İstanbul’un bir Açık Hava Müzesi olduğunu kaydeden Antik Hotel Genel Müdürü Sevda Yılgaz, şunları söyledi:  “Turizm, son yıllarda  Türkiye’nin çok başarılı olduğu alanlardan birisidir. Öncelikle turizmde cesaretli yatırımcılara teşekkür ederken, insanla başlayan ve insanla biten bu süreçte, kalifiye insan kaynağının önemi çok büyüktür. Hizmeti ön plana çıkartacak, kalifiye insan kaynağımız olmalıdır ve hizmet eden insan kaynağımızın da  mutlu olması gerekir,  zira turizm mutluluktur.
 
Dünyanın alışagelmiş ürünleriyle turizme doyduğu bir dönemden sonra, çeşitliliği geliştirerek, kentimiz için tarih, kongre, sanat, kültür gibi tüm çeşitliliği sunarak, sürdürülebilir turizm yapabiliriz. Özetle, İstanbul, Roma, Bizans, Osmanlı ile bir açık hava müzesi gibidir. Bu ‘Müze Şehrin’ sokaklarında, küçücük bir tarihi taşı bile koruyup, onları insanların daha rahat algılamasını sağlamalıyız. Tarihi yarımadanın her metrekaresini açık müze olacak şekilde planlarsak, Dünya Başkenti İstanbul, tüm Türkiye’nin lokomotifi olmaya devam edecektir. İstanbul’da, yoğunluktan bazı kaybolan değerlerin farkına varamıyoruz.
 
Turizmde alternatifler üreterek, yolumuza devam etmeliyiz. Yoğunluk içinde, değerlerimizi yok etmemeye çaba göstermeliyiz. Mesela,  Çemberlitaş tramvay durağı, çok değerli Çemberlitaş Sütununu katletmiştir, başka yer yokmuş gibi tam dibine durak yapılmıştır. Yine, Beyazıt Meydanı  Kral Yolu Divan Yolu’dur, bugün otopark halini almıştır ve burada ağaçlar budanmaz, gece ışıklar yanmaz, yürümeye korkarsınız ki, Mercan’a Süleymaniye’ye sahile gidilecek bir aks oluşturur. Ben 25 yıldır sektördeyim. 25 yıldır aynı sorunları konuşuyoruz, önerileri tekrarlıyoruz. Turizmden daha çabuk yapacak bir şey olmayan ülkemizde,  umuyorum ki artık daha çabuk yol alırız” diye konuştu.
 
Mehmet Ata Tansuğ: İBB’de, turizm yeterince ele alınmıyor...
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin turizmi yeterince ele almadığını ifade eden Turizm Danışmanı Mehmet Ata Tansuğ, şunları söyledi: "Turizm, sadece turizmciler tarafından önemseniyor. Şehrin patronu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ise, turizm yeterince önemsenmiyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkentliği sürecinde, İBB’nin ne kadar heyecan duyduğunu, ne kadar destekliğini, hep birlikte yaşadık. Zira, birçok kurum ve kuruluşa göre, bu şehrin ekonomisi içinde, turizm ne yazık ki önemli bir faktör değildir.
 
Nitekim İstanbul turizmiyle ilgili yapılacak bir araştırmanın ihalesini de, Sakarya Üniversitesi almıştır. Özetle, İstanbul ekonomisi içinde, turizm önemli bir faktör olarak gözükmese de, turizm sektörü getirdiği döviz girdisi ve sağladığı istihdam ile ‘ekonomik değeri’ olan bir sektördür. İstanbul’da, turizm olgusunun da, tıpkı finans merkezi gibi ele alınıp, daha etkin yönetilmesi lazımdır”
 
Adil Üstündağ: En büyük engellerden biri olan ‘bürokrasi’ bitmelidir...
 
Turizm yatırımlarının önündeki en büyük engelin bürokrasi olduğunu kaydeden The Green Park Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Adil Üstündağ, şunları söyledi:

“İstanbul’da 10 oteli ve bin 500 çalışanı olan bir meslektaşınız olarak, öncelikli sorunlarımızdan biri, bürokrasidir. Pendik’teki otelimizi yapmak için 7 yıl bürokrasiyi bekledik. Özetle, Türkiye’nin geleceği turizm ise, turizm lokomotif sektörlerimizin başında geliyor ise, bürokrasi biran önce bitirilmelidir.

Bu arada, İstanbul turizmi demek, sadece Taksim bölgesi demek de değildir. Grubumuzun Taksim’de de oteli vardır, ancak bizim hedefimiz, turizm yatırımlarının kent ve ülke geneline yayılmasıdır. Böylece, ülkemizin her bölgesini kalkındırırken, istihdamı da artıracağız. Şuan İstanbul’un farklı bölgelerinin yanı sıra, Kastamonu, Sinop gibi illerinde de yatırım imkanlarını değerlendiriyoruz. 81 ilimizin 30 tanesinde nitelikli otel vardır, diğer illerimize de nitelikli otel yapılmalıdır. Diğer bir konuda, devlet turizmle ilgili elindeki işletmeleri, özel sektöre bırakmalıdır. Turizme verilecek en büyük teşvik ise, doğalgaz, elektrik ve su maliyetlerinin azalması olacaktır” dedi.
 
Bahattin Yücel: İstanbul’un yatak kapasitesi, 250 bine çıkarılmalıdır...
 
Turizmde yükseliş grafiği sergileyen İstanbul’un, yatak kapasitesinin 250 bine çıkarılması gerektiğini anlatan Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD) Başkanı Bahattin Yücel, şunları söyledi: "Son yıllarda, İstanbul turizmi ciddi bir yükseliş grafiği çiziyor ve bu yükseliş önümüzdeki yıllarda da artarak devam edecektir. Kentin, şuan 100 bini geçen yatak kapasitesinin, önümüzdeki yıllara ilişkin 250 bine çıkarılması lazımdır. Bu da, ilave 150 bin yeni yatak demektir.
 
Yatırımlardaki negatif konu, arsa maliyetinin bu denli yüksek olduğu bir ortamda, yapılacak tesislerde, yatırımın geri dönüş süresinin uzun olmasıdır. Diğer bir konu da, turistler ülkemize ağırlıklı olarak havayolu ile gelmektedir. Bu nedenle de, turizm açısından, havayolu ulaşımı çok önemlidir. Örneğin, Atatürk Havalimanı’nın büyüyecek bir kapasite alanı yoktur, Sabiha Gökçen Havalimanı ise henüz kapasitenin üzerine çıkmadı.
 
Özetle, artan turist sayısına paralel olarak, havalimanı kapasitemiz yeterli olmalıdır. Türk turizmini değerlendirdiğimizde, belgeli belgesiz 1.2 milyon yatağımız bulunuyor. Bu yatakların %70’i, Antalya ve Muğla civarında yer alıyor. Aslına bakarsanız Türkiye, batı ülkelerinin ekonomik sıcak tatil bölgesi rolünü üstlenmiştir. Bizler, turizmde acaba gelen sayısını mı arttırmalıyız?, geliri mi arttırmalıyız?, bu konuyu da iyice değerlendirmeliyiz.
 
Deniz, güneş, kum turizm üçgenini yanı sıra, turizm çeşitliliğini arttırmaya devam etmeliyiz. Bir de global pazarlardaki olası krizleri göz önüne alarak, yoğun olarak birkaç ülke ve pazarlar yerine, dünya genelinde hedeflediğimiz pazarlardaki tanıtımlarımızı arttırmalıyız” dedi.
 
Engin Akman: Şişli Belediyesi’ne, otel yatırımı yapmak için gelen yatırımcı sayısı arttı... 
 
Yatırımcıların, son dönemlerde otel yatırımı yapmak için belediyeye müracaat ettiğini kaydeden Şişli Belediyesi Başkan Danışmanı Engin Akman, şunları söyledi:

“İstanbul turizmindeki yükseliş grafiği, yatırımcıların dikkatini çekmiştir. Özellikle, son dönemlerde, otel yatırımı yapmak için belediyemize ciddi bir talep gelmektedir. Yatırımcılar, 2 veya 3 binanın olduğu alana, otel projesi planlamaktadır.

Yerel yönetim olarak, bölgemize gerek istihdam gerek iş hacmiyle değer katacağı için turizm yatırımına sıcak bakıyoruz. Son yıllarda artış gösteren turizm yatırımlarının, bir strateji içinde yapılması daha da faydalı olacaktır. İstanbul’da, yakın zamanda, 25- 30 milyon turisti misafir etmeye başlayacağız” dedi.
 
Taner Yallagöz: İstanbul’da kongre ve sağlık turizmi büyük bir fırsattır...
 
TUROB Yönetim Kurulu Üyesi Taner Yallagöz, şunları söyledi: "Türkiye’nin imajının, fırsatlar ve tehditler üzerinde oldukça etkin olduğu söylenebilir. Bu sebeple, imajın düzeltilmesi için turizmde yeni adımlar atılması gerekiyor. İstanbul turizminde fırsatlara bakıldığında, örneğin kongre turizmi ve sağlık turizmi büyük bir fırsat olarak gözüküyor. Ayrıca,  pazar payını arttırmak ve diğer rakiplerimizle yarışabilmemiz için de, hem ulusal, hem bölgesel, hem de yerel bazda markalaşmaya önem vermek gerekiyor.
 
Örneğin, bugün Hindistan’la ticari ilişkilerin geliştirilmesi açısından faaliyetler yapılıyor, Çin, Ortadoğu ülkeleri, Orta Asya ülkelerinde de turizmde üst gelir seviyeli bir kitleye ulaşmak için çalışmalar yapılıyor. Bunları turizm açısından doğru değerlendirmek ve doğru politikaları kurmak lazımdır. Turizmin sürdürülebilirliği noktasında da, müşteri memnuniyeti çok önemlidir.
 
Zira insanlar, sadece bir şehri görmeye gitmiyor. Bir yere giderken hobilerini, kişisel değerlerini de düşünüp ona göre mutlu olacakları yerleri seçmeye çalışıyorlar. Kimi, romantizmi, kimi sportif etkinlikleri, kimi, eğlenceyi, kimi sanatı, kimi yemeği, kimi çevresel değerleri, kimi lüksü gibi seçenekleri görmek istiyor ve kültür turizmi için gittiği yerde kendine en yakın bulduğu ortamı da konaklamak için tercih ediyorlar. Sürdürülebilir turizmin, bu kombinasyonun içindeki yeri, hizmet politikaları ile mümkündür diye düşünüyorum” dedi.
 
İskender Çayla: İstanbul yükselen enerjik bir şehirdir...
 
İstanbul’un enerjik bir şehir olduğunu kaydeden RETUR Seyahat Acentası Genel Müdürü İskender Çayla, şunları söyledi: "Yeni pazarlar, yükselen enerjik bir şehir olması, coğrafi konum, tarihi/doğal zenginlikler, uçak ulaşımı kolaylığı, cruise turları vs önemlidir. Şehrin tehditlerine baktığımızda, Şehir içi ulaşım sorunu, yükselen konaklama ve yeme-içme fiyatları (alkollü içeceklere uygulanan aşırı vergiler), deprem ve terör gibi konular bulunuyor. Turizmde yeni arayışlar konusunda, Kültür turizmi yanında yaşam biçiminin sunulması (Asmalımescit, Beyoğlu) ön planda oluyor. Kısa süreli, tekrarlanan gezilerde aranan, gidilen şehirlerden keyif alma olacaktır. Tasarım otellerdir. Nitelikli restoranlar ve gece hayatıdır. Alışveriş çeşitliliği önemli olacaktır” dedi. 
 
Aynur Acar: İstanbul’da, büyük bir çevre kirliliği var...
 
Turistlerin, İstanbul’da cadde ve sokaklarda gördüğü çöp yığınlarından rahatsız olduğunu anlatan Marmara Belediyeler Birliği Çevre Yönetim Merkezi Direktörü Aynur Acar, şunları söyledi: "İstanbul’da, büyük bir çevre kirliliği var. Deniz kirli, caddeler kirli, sokaklar kirli… Kentimize, özellikle cruise gemileriyle gelen turistler, bize en çok, ‘Karaköy bölgesindeki sokakların çöp yığınlarıyla dolu olması’ şikayeti ile geliyor. Bizler de, turistlere, güvenlik nedeniyle çöp kutuları bulundurmuyoruz’ diyerek yanıt veriyoruz.
 
Oysa, İstanbullular olarak, çevremizi çok daha temiz tutabiliriz. Bu arada, çevre kirliliği konusu İstanbul’un değil, mesela Antalya’nın da sorunudur. Örneğin, Antalya’da bazı tesisler, arıtma tesisleri olmakla birlikte, atıklarını derin deşarjla denize vermektedir.  Özetle, sürdürülebilir bir dünya için, sürdürülebilir bir çevre lazımdır” dedi. 
 
Sadık Çelik: İstanbul’un en büyük sorunu trafiktir...
 
Turizmde hak edilen yere gelebilmek için bütün Türkiye’nin kalkınması gerektiğini vurgulayan İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Başkanı Sadık Çelik, şunları söyledi: "İstanbul’un en büyük sorunu trafiktir ve yerel yönetimlerin çözmesi gereken problemlerin başında gelmektedir. Ülkemiz turizminde ise, özellikle Akdeniz’de ‘her şey dahil’ sistem mevcuttur. Ancak, Türkiye’nin turizmde özlenen noktaya gelmesi için, ‘her şey dahil’ sisteme alternatif yeni destinasyonlar oluşturmamız gerekmektedir. 
 
Turizmi ülke geneline ve 12 aya yaymak için, tarihten kültüre, doğal güzelliklerden gastronomiye kadar sahip olduğumuz potansiyeli etkin şekilde değerlendirmeliyiz. Bu arada, İYSAD olarak, hazır yemekte İstanbul başta olmak üzere ülke genelindeki birçok otelcinin iş ortağıyız. Turizm sektörünün bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

 

Süzer Holding İcra Kurulu Üyesi Serhan Süzer’den, İstanbul’u marka şehir olması için öneriler:

-Kongre ve ziyaretçi bürolarına önem verelim ve kongre turizmini teşvik edelim. Destinasyonların markalaşması için, özel bir ekip kurulmalıdır. Mesela, festivallerin getirilmesi için bir ekip olmalıdır.

-Olası krizlere karşı, önceden hazır olalım. Kriz yönetimi içerisinde, hangi kurumlar yer alacak, önceden belirleyelim.  

-Turistlerin memnuniyetlerini ve şikayetlerini aktarabilecekleri danışma hattı olarak, internet ve Call Center kurulmalıdır.

-Gelen turistlerin sayısının artması ve daha fazla döviz bırakması için golf, spa gibi spesifik niş alanlar yaratmaya devam etmeliyiz.

-THY ve İstanbul’a uçuş yapan özel havayolları ile cruiselere gereken destek verilmelidir.

-Taksiler yeniden ele alınmalıdır, şoförlerin belli kıyafetleri olmalı ve eğitimden geçmiş olmalıdır.

-Turizmde, önemli bir konu insan kaynağıdır. Nitelikli insan kaynağı çok önemlidir. Nitelikli insan kaynağı yetiştirmek için, daha çok turizm okulları açılmalıdır.

-Çevreci otel ve restoran konseptini arttırmalıyız.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.