Erdal Kurt / Raffles Hotel -Director Of Venues

Türkiye’de Turizm sektörüyle beraber otelcilik sektörü de çok büyük bir hızla yükselmekte ve her geçen gün yeni konaklama tesisleri de açılmaktadır. Büyüyen ve gelişen sektörün de doğal olarak çeşitli ihtiyaçları doğmaktadır. Kuşkusuz bu ihtiyaçların en önemlisi kalifiyeli personel ihtiyacıdır.

Bugün için otelcilik sektöründe en önemli sorun kalifiyeli personel sorunudur. Ve gelecekte bu sorun eğer önlem alınamaz ise çok daha büyük problemlere sebebiyet verecektir. Sektördeki bu kalifiyeli personel sorunu her ne kadar açılmış olan turizm liseleri ve Üniversitelerde ilgili bölümler ile kapatılmaya çalışılsa da bu okullardan mezun olanların bir çoğu ne yazık ki başka bir sektörde iş arayışına girmekte ve başka yerlerde şansını denemektedir. Geçenlerde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un; Bu okullarda okuyanların mezun olduktan sonra sadece Yüzde 10’un sektörde çalışmaya başladığını geri kalan yüzde 90’nın ise sadece diplomam olsun diye okuyan insanlar dolduğunu açıkladı.

Bu rakamlar bile bize ileride karşılaşabileceğimiz kalifiye personel bulma konusunda yaşayacağımız sıkıntılar için bize yeteri kadar bilgi vermektedir. Bu noktada doğal olarak aklımıza hemen şu soru geliyor. Peki kalifiyeli personel neden başka sektörlere yöneliyor? Eğitim için bu kadar harcanan çaba, emek, zaman ve para neden heba oluyor? Bunların tabi ki belirli sebepleri var.

Yaklaşık olarak 20 yılını bu sektöre emek vererek harcamış olan biri olarak şunları net bir şekilde söyleyebilirim. kanımca en önemli ve en ön sırlarda iki sebep sayılabilir. Bunlardan birincisi Bu mesleğin hala toplumun bir çok kesimi tarafından benimsenememiş olması ki bu sosyal kültürel ve ekonomik sebepleri de içerir. Diğer önemli bir sebebi ise gelecek ile ilgili olan kaygı. Bu sebeplere biraz değinmek istiyorum.

Günümüzde herkes doğal olarak yaptığı iş ile toplumda saygı ve farkındalık görmek ister. Toplumun kendisinin yaptığı işi önemsenmesini bekler Bu herkesin beklentisidir. Özellikle bunun için zaman, çaba ve belli bir para harcayan kişinin bu beklentisi daha fazla olur. Turizm ve otelcilik ile ilgili bölümlerden mezun olanların da doğal olarak beklentisi de bu yöndedir. Ama okulundan mezun olan bu kişilerin çoğunun bu beklentileri ne yazık ki karşılanamamaktadır. Yani bir çok mezun olan kişi ben ^^ şimdi bu kadar yılımı komi yada garson olmak için mi okudum.’’ diye düşünüp daha başlamadan bırakmaktadırlar.

Diğer bir önemli sebebi ise yukarıda da saydığım gibi gelecek ile ilgili olan kaygıdır. Ülkemiz her ne kadar yıllık olarak artan bir turizm potansiyeline sahip olsa da, Sektörde hizmet veren bir çok işletmenin kıyı kesiminde olması ve bu işletmelerin sadece belli dönemlerde gelen turistlere hitap etmesi, ve bu belli dönemlerin sonunda bir çok kişinin işini kaybetmesi gelecek ile ilgili kaygılarının artmasına sebep oluyor. Bu da iş konusunda daha istikrarlı ve kalıcı olan sektörlere yöneltiyor.

Aslına baktığınızda ortaya çıkan bu sonuçlar konusunda sorumluluğu tek bir tarafa bırakmak( Yetkili devlet kurumlarını kastediyorum) hem çok adil hem de gerçekçi değil. Tabi ki de en büyük sorumluluk devlet kurumlarında olacak. Çünkü bu en büyük organizasyonun başında devlet var. Gerekli olacak bütün kanunlar, yönetmelikler, altyapı, eğitim gibi bir çok şeyin sorumluluğu devlette olacak elbette ama bununla beraber özellikle otel yatırımlarına milyonlarca dolar harcayan özel sektörün ben binayı yaptım geri kalanı devlet halletsin demesi sorunu çözmez. Yatırımcıların, otel sahiplerinin de Bu konularda sorumluluk ve görevleri var. Bu sorumluluk ve görevleri ne kadar üstlenirlerse emin olun o derecede kaliteli bir hizmet vereceklerdir ve gelirlerini artıracaklardır.