Turizm Acil Eylem Planı'nın eksiklikleri neler?
Dr. Cüneyt Mengü, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan Turizm Acil Eylem Planı'nda yer alan eksiklikleri ve getirilmesi gereken çözümleri sıraladı.

Dr. Cüneyt Mengü, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan Turizm Acil Eylem Planı'nı değerlendirdi. Mengü, 'Eylem planının eksiklikleri' başlıklı yazısında sıkıntıların bilimsel yönden tespit edilememesi sebebiyle pakette yer alan eksiklikleri ve getirilmesi gereken çözümleri sıraladı.
Cüneyt Mengü'nün yazısı:
"Geçen hafta Başbakan Davutoğlu, turizmin içinde bulunduğu krizin aşılması için kamuoyu ve sektöre yönelik açıkladığı turizm eylem planı ile ilk defa turizme destek verilmesinin gerekli olduğunu kabul etmiş ve uluslararası turizm endüstrisinin özellikle incoming ayağının hayati önem taşıdığı görüşünü ortaya koymuştur.
Turizm ülkelerin makroekonomilerine etkilerinden ötürü dünyada kamunun yani devletin öncelikli ilgi alanı içindedir. Eylem planı, sektör temsilcileri ve turizmcilerin bir bölümünce olumlu ve hatta başarılı bir adım olarak yorumlansa da bazı görüşlere göre de paketin dengeli ve yeterli olmadığı, sıkıntıların kaynağının bilimsel yönden tespit edilememesi nedeniyle bazı çelişkilerle karşı karşıya kaldığı ileri sürülmektedir. Turizm eylem planının hazırlık aşamasında aşağıdaki tablo etüt edilip, bilimsel yönden analiz edilmiş olsaydı farklı neticeler ortaya çıkmış olacaktı.
400 bin turist ve 100 milyon TL kredi:
TÜRSAB’a kayıtlı yaklaşık 7 bin acentenin büyük bir bölümü turizmin incoming ayağını oluşturmaktadır. Türkiye’de yabancı ülke bazında sayıları onlarca ve üzeri seyahat acentesi faaliyet göstermektedir. Tabloda görüleceği üzere pazar dağılımında total gelişlerin yüzde 10’u Rus, yüzde 5’i Alman geriye kalan yüzde 75 oran da diğerlerinden oluşmaktadır. 400 bin turisti ancak bir veya iki acente ya Rusya ya da Almanya’dan getirebilir. Bulgaristan ve Gürcistan’dan gelen turistlerin büyük bir bölümünün akraba ziyareti veya bavul ticareti yapmak üzere geldikleri bilinmektedir. Türkiye açısından önemli olan döviz sağlayan orta ölçek ve butik acentelerin de ülkeye getirdiği döviz miktarı esas alınarak desteklenmelidir. Destek kademeli ve dengeli olmalıdır.
Uçuş başına destek:
Turist getirecek ülke sayısının 13’ten 26’ya çıkarılması hangi kriterlere dayandırılmıştır? Charter seferleri yapılan Lübnan ve Ürdün de listede yer almalı idi. Havaalanı seçiminde İstanbul, Kapadokya ve Kayseri gibi kültür turlarıyla öne çıkan destinasyonlar neden göz ardı edilmiştir? THY’nin İstanbul üzerinden Avrupa’ya transit uçuşlarından meydana gelen kayıplar nedeniyle özel hava yolları, tarifeli ve tarifesiz charter uçuşları yok sayıldığında İstanbul’un durumu iç açıcı olmayacaktır.
İhracatçı statüsü:
Acentelerin da konaklama ve deniz turizmi tesisleri gibi ihracatçı sayılmaları elzemdir. Zaten turistlerin büyük bir bölümünü bu tesislere acenteler getirmektedir. Bunun için de acenteler tarafından yurt dışında yoğun bir şekilde tanıtım faaliyetleri yapılmaktadır. Acaba unutuldu mu? Yoksa devre dışı mı bırakıldı? Aynen Rehberler Yasası ve Turizm Bakanlığı Tanıtım Genelgesi'nde seyahat acentelerinin asıl fonksiyonlarının konaklama olmadığı yönünde yer alan maddenin değiştirilmesi konusunda TÜRSAB’ın yetersiz kalması gibi. Eylem planı toplantısında acentelerin ihracatçı statüsüyle ilgili TÜRSAB Başkanı'nın herhangi bir itiraz ileri sürmeden İstanbul için liman talep etmesini üzüntü ile karşıladım.
Hibelerin nasıl değerlendirileceği net bir şekilde açıklanmalı, 1 milyon dolar döviz girdisiyle Hac kotasının yolu açılmalı, KDV yüzde 8’e indirilmeli ve SSK primlerinde de ölü sezonlarında indirim yapılmalıdır.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: