Tatilin bireyseli: Doğa'da tatil...

Bahar aylarının doğayı canlandırdığı günlerde, salgın hastalığın mesafe koşullarının da etkisiyle kendini doğanın ıssız bir sahilde ya da dağ başında bir kampingte bir çadır, bir karavan yaşamı sürdürerek bireysel tatil yapanların sayısının hızla arttığı görülüyor.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 18/03/2021 16:36
Tatilin bireyseli: Doğa'da tatil...

Datça'da, Kontrollü normalleşmenin başladığı günlerden birinde, Datça'da 23 yıl önce Doğa yürüyüşü yapan arkadaşlarla beraber, Hızırşah Köyü'nün Aşlama mevkiine doğru yola çıktık.

Asfalt yoldan ayrılıp, stabilize yola girince, yürüyüşçülerin kaybolmasını engellemek için konulan levhalarla karşılaşıyoruz. Ormanda yolumuzu kaybettiğimiz hatırlıyoruz, yıllar önce. Yol boyunca tarlalardan gelen badem çiçekleri ile yabani çiçeklerin yaydığı kokular, sık sık mola verip fotoğraf çektiriyor bize.

Orman kamp ve piknik alanında karavanların, yol kenarına park ettiği araçlar görülüyor… Ağlayan Kaya'yı geçince, kavşakta yön levhalarına, Duru Su Çiftlik Evler levhası ekleniyor. Köylülerin ağlayan kaya dedikleri, her zaman yamacından su damlayan kayalığın arasından geçince, park eden araçların sayısı çoğalıyor. 'Kimisi kaya tırmanışı yapan dağcılar, kimisi yürüyüş yapanlar, bisikletliler' diyor, Acenteci Serdar Uslu. Molalar da çiftlikte veriliyormuş.

Sarp kayalar asından gittiğimiz yolun sonunda, Çiftliğe ulaşıyoruz. Çiftlik sahibi Celal Bey ile selamlaştıktan sonra, ben fotoğraf çekmeye  dalıyorum. Kayalık tepenin dibinden akan dere kenarına kurulmuş çiftlik. Yar dibi deniyormuş buraya.

Bir yamaçta, yan yana bungalovlar ve ortada bir lokanta, mutfak ve diğer eklentiler. Fotoğraf çekerken, Tavuklar, horozlar, kaz ve ördekler kaçışıyor. Derenin diğer yanında ağaçların altında ağılda  dinlenen koyun ve kuzuları uzaktan fotoğraflayabiliyorum.

Bungalovların çatısı ve duvarları kıl çadırdan yapılmış. Lokanta da kıl çadırdan yapılma bir otağda bulunuyor. Kıl çadır yağmur ve karı geçirmediği gibi, içerisini de kışın sıcak, yazın serin tutuyormuş. Çadırla kaplı bungalovlardan birine girince, içerisinin sıcaklığını hissetmekle kalmıyor, lüks bir otel odasının konforunu görüyorum.

Bungalovlara Türk sinemasının starlarının isimleri verilmiş. Şener Şen, Yılmaz Güney, Münir Özkul, Belgin Doruk, Kemal Sunal... Sanatçıların isimleri ahşap levhaya yazılmış. Elektriği güneş enerjisi ile üretilen tesiste, televizyon olmadığını öğreniyorum, Celal Bey'den. Burada değim yerindeyse, dünyadan uzak, doğa ile baş başa kalıyormuş tatilciler.

Dışarıda ağaçlar altında kaz etinden yapılma kavurma ve salatadan oluşan menüyü yerken, yanı başımızda 2 horozun döğüşüne şahit oluyoruz. Horozların döğüşünü bir süre seyreden bir köpeğin horozları birbirinden ayırması, bizlere doğada canlıların iletişimini gösteriyordu.

Çiftlikte geçirdiğimiz 4-5 saatlik zaman sonunda, dönerken, Datça'nın 10 km uzağındaki doğanın sessizliğinde daha fazla zaman geçirmek, 3-5 gün tatil yapmak için yeniden gelmeye karar veriyoruz.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.