TARİHİN ŞOSELERİ VE MOLA YERLERİ İPEK YOLU VE KERVANSARAYLAR

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 31/12/2019 23:40

Yollar insanların seyahat ettikleri, ticaret yaptıkları, anlaşmazlıklarda hâkimiyet sağlamak için çatışmalara girdikleri, kentler arasında ulaşımı sağlayan yerler olmuş, geçtikleri yörelere canlılık ve hayat vermiş, ya da tam tersi savaş, yıkım ve felaketleri getirmişlerdir.

 

Kıtaları,  ülkeleri ve şehirleri birbirine bağlayan yollara tarih boyunca kullanıldıkları amaca ve güzergâhın sahip olduğu doğal ve kültürel değerlere göre Kral Yolu, Baharat Yolu, İpek Yolu ve Bağdat Yolu gibi adlar verilmiştir.

 

Avrupa ile Asya arasında uzayıp giden kervan yolları ağının tümüne verilen İpek Yolu isimlendirmesinin ise, ilk kez, 19 yy.da yaşayan Ferdinand von Richthofen tarafından yapılmış olduğu ifade edilmekle birlikte daha sonraları, bu adlandırmanın Bizanslılar döneminde de yapılmış olduğu söylenir.

 

İpek yolu ile ilgili bilgiler ilk kez Grek- Roma döneminde karşımıza çıkar. MÖ 1430 yılında ünlü Tarihçi Heredot kuzey rotadan bahsetmiştir. Roma İmparatorluğu zamanında, Roma’da doğu tarzı yaşam taklit edilmeye başlanmış ve moda haline gelmiş, ipek kumaş, cam ve pürpür boyası ile birlikte lüks ve nadir bulunan malzeme olarak kabul görülüyor ve sadece Romalı zenginler satın alınabiliniyordu. Pax Augusta döneminde ipek yolunun batı kısmı güvenli hale gelmesiyle Romalı üst tabaka ancak bu dönemde doğunun ipeğinin yanında bahartı ve mücevahratına rahatlıkla ulaşabilmiştir.

 

O dönemlerde, kıtalararası ticaretin organizesi çok karmaşık ve zordu. Yüzlerce hayvan ve sürücülerinden oluşan bir grup ile tonlarca ticari malzemeyi bir araya getirmek, sevk ve idare etmek gerekliydi. Orta Asya’da yaşayan develer her türlü iklim koşuluna uyum sağlayabilmeleri nedeniyle kervanlar için vazgeçilmez taşıma aracı olmuşlardır.

 

 Kurak topraklar, vadiler, yer yer yükseklikleri 5.000 m’ yi bulan dağlar arasından geçen birçok rota yüzyıllar sonucu ortaya çıkmış ve toplam 8000 km’ yi bulan ipek yolunun tam olarak çok azı geçilebilmiştir. Ticaret daha ziyade yol üzerinde bulunan ara istasyon denilen ticaret merkezlerinde gerçekleştirilmiş ve her millet yolun kendi egemenlik alanında kalan kısmında ticari kazancını artırmaya gayret etmiş, bunun sonucu olarak da silahlı çatışmalar da çıkmıştır. Bu nedenle, kuzeybatı kısımda trafik kısa zaman sonra kesilmiş, İpek yolunun tamamında ancak, Asya’nın tamamının, 13–14 yüzyılda Moğollar hâkimiyetine girmesiyle güvenli bir biçimde ticaret yapılabilmiştir

 

Ticaretin ana ürünlerin arasında en değerlisi Çin ipeği olmuştur. İpek dokumacılığının tarihi Çin’de M Ö 2 bin yılına uzanmasına rağmen,  ihracat yapılacak kadar üretim ancak M Ö 3 yy da gerçekleşir. Ancak ipek yolu üzerinde ipeğin dışında, bir rotada baharat, cam, altın, bronz, fildişi ticareti yapılırken, diğer bir rota üzerinde de seramik, kürk, demir gibi malzemeler alınıp satılıyordu Bütün mallar çıkış noktasından son durağa kadar olan güzergâhta birçok kez el değiştirirdi. Güneydoğu Asya’dan getirilen mallar arasında baharat, parfüm, afrodizyak ve ilaçlar son yıllara kadar önemli ticari malzeme olarak başı çekiyordu.

 

 

 

 

Tarih boyunca doğu batı arasında köprü olarak önemini koruyan Anadolu, İpek Yolu’nun ana rotalarının geçtiği rotaları barındırmıştır. Kuzeyde Erzurum, Gümüşhane, Trabzon, Sivas, Tokat, Amasya, Samsun, Kastamonu, Adapazarı, İzmit, İstanbul, Edirne’den Avrupa’ya uzanır.  Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya, Kayseri’den bir kol Ankara, Bilecik, İznik, Bursa, İzmit’te kuzey rotayla birleşirken, diğer bir kol Nevşehir, Aksaray, Konya, Alanya, Antalya, Isparta, Burdur, Denizli, Efes ve Milet’e uzanan Kral Yolunu takip ediyordu.

 

 Roma ve Bizans dönemlerinde her 75 km’lik mesafelerde kurulan konaklama ve ticaretin yapıldığı ara istasyonlar, Selçuklular döneminde her 35-40 km’de kervancıların her türlü ihtiyaçlarının giderildiği ve giderlerinin kurulan vakıflarca karşılandığı malların ticaretinin de yapıldığı kervansaraylar ve hanlar,  günümüze otoyollarda TIR’ların ve kamyonların konaklama yaptıkları ama sadece ihtiyaçlarını karşılamak için ‘ticaret’ yaptıkları alışveriş merkezlerine sahip mola yerleri ’petrol istasyonları’ olarak günümüze ulaşmıştır. 

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.