Resort Turizm Kongresi başladı... Turizmi Cumhuriyet’in 200'üncü yılına taşıyacak deneyime sahibiz

 “Geleceğin Turizmi Turizmin Geleceği” temasıyla düzenlenen 12. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nin açılışında konuşan AKTOB Başkanı Dr. Erkan Yağcı, “Kongremizin sloganı olan 'Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi' özdeşliğinin, altı gerçekten dolu bir özdeşlik olduğunu, bu zor dönem de tekrar görüyoruz” dedi.

24/11/2022 11:49
Resort Turizm Kongresi başladı... Turizmi Cumhuriyet’in 200'üncü yılına taşıyacak deneyime sahibiz

“Zor zamanları geride bıraktık, ancak bizleri zorlayacak sorunlar halen önümüzde, Günü kurtarmak, bugünü savuşturmak için çalışma yapılmaz. Biz, usta bir satranç oyuncusu gibi bugünden yarını planlamak zorundayız” diyen Yağcı, “Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nı kutlamaya hazırlanırken, dünyanın nereye evrildiğini görüp, planlarımızı buna göre yapmalıyız.

Bunun için Cumhuriyet’in 100. Yılında edinilmiş, birikim ve kazanılmış deneyimlerimizle turizmi Cumhuriyet’in 200. Yılına hazırlamalıyız” dedi.

AKTOB Başkanı Dr. Yağcı konuşmasında şunları söyledi:

“Bir ayağımızı kadim değerlerimize sabitlerken, diğeriyle daha güzelin, daha iyinin, daha yeninin, daha faydalının peşinde koşuyoruz. Tıpkı ulu bir çınar gibi köklerimiz derinlere indikçe, dallarımız da büyüyor, serpiliyor. Türkiye yüzyılı vizyonumuza uygun Turizm sektörünü de hazırlamamız gerekmektedir.

Günü kurtarmak, bugünü savuşturmak için çalışma yapılmaz. Biz, usta bir satranç oyuncusu gibi bugünden yarını planlamak zorundayız. Bugün bölgemizdeki ve dünyadaki tüm sıkıntılı sürece rağmen Türkiye dünya turizminde ilk 5’te olan bir ülkedir.

"Türkiye dünya turizminde ilk 5’te olan bir ülkedir"

Dünyamız son 3 yıldır küresel salgınla başlayan, ardından sıcak çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle devam eden sancılı bir süreçten geçiyor. Salgın döneminde alınan sert tedbirlerin tedarik zincirleriyle uluslararası ticaretin işleyişinde yol açtığı sıkıntıların etkilerini halen hissediyoruz.

Biliyoruz ki, maddi kazançlar; ancak ve ancak insanların huzur ve umudunun yaşadığı ortamlarda anlamlıdır. Geçmiş on yıllarda da, maddi kayıplarımızın “daha çok” olduğu; krizler, çatışmalar, huzursuzluklar gördük, yaşadık ve elbirliği ile üstesinden geldik.

Turizmin çeşitlendirilmesi ve sezonun uzatılması amacıyla turizm altyapı yatırımları, turizm bölgelerindeki katı atık bertaraf ve atık su arıtma gibi altyapı yatırımları durmadan devam etmelidir.

Turizm sektörünün ürün geliştirme, tanıtım ve pazarlamada kullanılmasına yönelik büyük verinin toplanması ve analizi çalışması hızlandırılıp sektör paydaşlarıyla paylaşılması son derece önemlidir.

Personel istihdamını kolaylaştırmak ve personelin barınma ihtiyacının daha konforlu ortamlarda karşılanması için tesislere personel lojman alanı tahsisi önem arz etmektedir.

Geleceğe bakarsak,

2023 ve 2024 döneminde neler olacağını göreceğiz ama ilk işaretler, artan enerji ve yaşam maliyetlerinin orta vadede turizmin önündeki en büyük engel olacağını gösteriyor. Ana pazarlarımız olan Avrupa genelini kapsayan enflasyon yükselişleri, son aylarda ılımlı seyretse de 2023 sonuna kadar ancak istikrara kavuşacak.

Internet çağından metaverse çağına girdiğimiz dönemde Sürdürülebilir Turizm önümüzdeki yıl ve gelecek yıllarda önceliğimiz olacaktır. Kıtaların, kültürlerin, medeniyetlerin ve milletlerin buluşma noktası olan bir ülkede, Türkiye de yaşıyoruz. 

Bugüne kadar yolumuzu, yol haritamızı hep istişareyle, sizlerden gelen katkıların rehberliğinde belirledik. Buradaki tüm katılımcıların samimiyetle ortaya koyduğu her değerlendirme, her alternatif bizim için değerlidir, yol göstericidir.

Turizm de ayrıca şu eğilimleri görmekteyiz:

  • Tatil vitamine dönüşmektedir.
  • İnsanlar daha iyi bir iş-yaşam dengesi aramaktadır.
  • Turistlerin odak noktası yerel topluluklardır. Yerel halkla beraber olma arzusu

artmaktadır.

  • Sürdürülebilirlik ortak sorumluluğumuz olmuştur.

Biz Antalya’nın 20 milyon turist hedefinde yol alırken tüm zorluklara rağmen bu hedefi gerçekleştirecek irade, bilgi birikimi ve deneyime sahibiz. Antalya güçlü altyapısıyla Dünya Şehir Turizmi sıralamasında ilk 5 ‘e girme hedefini gerçekleştirecektir. Türkiye ve Antalya turizm hedeflerine mutlaka ulaşacaktır. Yeter ki bu vizyonumuzu ve inancımızı canlı tutalım.

Zor zamanları geride bıraktık, ancak bizleri zorlayacak sorunlar halen önümüzde, Günü kurtarmak, bugünü savuşturmak için çalışma yapılmaz. Biz, usta bir satranç oyuncusu gibi bugünden yarını planlamak zorundayız.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nı kutlamaya hazırlanırken, dünyanın nereye evrildiğini görüp, planlarımızı buna göre yapmalıyız. Sanal gündemlerin peşinden gitmek yerine, kendi önceliklerimiz çerçevesinde projelerimizi yürütüyoruz. Bizler ülkemizin turizm vizyonunu - hayallerini gerçeğe dönüştürmenin altyapısını hazırlamalıyız.

Cumhuriyet’in 2. Yüzyılında; edinilmiş deneyim ve elde edilmiş birikime sahibiz. 100 yıllık Cumhuriyet’imizin insan kaynağı her alanda olduğu gibi turizmde de en önemli sermaye ve en güçlü dayanağımızdır.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında edinilmiş deneyim ve birikimlerimizle, turizmde Cumhuriyet’in 2. Yüzyılına yeni bir senaryo ile girmeliyiz.

Bu senaryo;

1- İnsan Kaynağı

2- Çevre ve Doğa

3- Yerel Yönetimler

4- AI – Artificial Intelligence, “ Yapay Zeka” ile Y ve Z kuşağını esas almalıdır

Bu yaklaşım temelinde hazırlanacak senaryonun vizyonu da şu olmalıdır:

  • Bölgeler arasındaki gelişme farklıklarını giderme ve sürdürülebilir kalkınma
  • Turizmde rekabetin ucuz ürün yerine markalaşan turizm bölgelerinin oluşturulması,
  • Var olan turizm bölgelerinin sürdürülebilirlik perspektifi içinde yeniden ele

alınarak planlanması,

  • Küresel eğilim taleplerinin izlenmesi ve buna yönelik planlama ve uygulamalar

yapılması,

  • Turizmde ürünün çeşitlendirilerek sezonun bütün bir yıla yayılması,
  • Yöreye özgü farklı turizm türlerinin birbirine entegrasyonunu sağlayacak; ekoturizm, kırsal, agro, eğitim, sağlık ve termal, golf, kış sporları, doğa v.b. turizmin planlanmasıdır.

Bugün burada önünüzde dururken, her şeyden önce iki şey hissediyorum: birincisi şükran ve ikincisi de tevazu. Uzun süredir düzenlediğimiz bu kongremize katılımınız bize duyulan güvenin bir göstergesidir. Güven en önemli sermayedir. Asla hafife alınmamalıdır. Ve bunun için de minnettarım.

Karşılaştığımız birçok zorluk, yalnızca pandeminin başlangıcından bu yana değil, bölgesel gelişmeler; aslında hepimizin hem kendi içimizde sektör paydaşları olarak hem de ulusal sınırlarımızın ötesindeki işbirliğine ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu, çağımızın büyük zorluklarını başarıyla karşılamak istiyorsak kurumların ve çok taraflı enstrümanların işbirliğine ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.

Hepimizin, dünyayı diğer insanların gözünden de görmemiz gerektiğini unutmamızı ve bazen farklı görüşlerinde değer katacağını unutmamamız gerekir.

Artık önümüzde oluşabilecek zorluklara yanıt bulmak ve geleceğimizi şekillendirmek için buradayız.

Görevlerimizi umutsuzluk veya karamsarlıkla değil, daha çok, üç yıl önce söylediğim gibi farklı bir bağlamda, yüreklerimizde sevinçle üstlenirsek, geleceği başarıyla şekillendirmeye devam edebileceğimize inanıyorum.

Bu, en azından benim hayatım boyunca sloganım olmuştur. Hepimizin ve genel anlamda sektörümüzün gelecekte hissetmesini istediğim bu içten neşedir.

Geleceğe bakarsak, dijital dönüşümden sonra bir dönem devam edecek olan sürdürülebilir bir dönüşüme girdik. Bu özellikle turizm sektörü için geçerlidir – elbette büyük ölçüde bozulmamış doğal çevreye ve adil sosyal katılıma dayanan bir sektör inşa etmeliyiz. Esasında bu bizim için fırsattır.

Antalya, turizm stratejisini sürdürülebilirlik temeline oturtmalı ve ilerlemeyi sağlayan ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini karşılayan projeleri teşvik etmeliyiz. Antalyamızın ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini dikkate alan projeler, turizm faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini de içermelidir.

Gurur duyduğumuz bir ülkemiz var. Ve gelecekte de küresel anlamda sektöre öncülük etmeye kararlıyız.

Turizm sektörünün artık rekabetten çok işbirliğine odaklanmasının zamanı geldi. Sadece birimizin diğerinden iyi olması değil; artık hepimizin hep beraber iyi olması lazım bu bizim küresel gelişmelere daha hazır hale gelmemize olanak sağlayacaktır. Bizim rakibimiz İspanyadaki, Yunanistan’daki, Fransa’daki veya İtalya’daki oteller veya işletmelerdir.

Ayrıca, “Marifet iltifata tâbidir” Kişilerin başarıları takdir edildiği ve karşılığı verildiği müddetçe daha iyi sonuçlar elde edilir ve başarıların devamı sağlanır. Bu nedenle geleceğimiz açık, “Pruvamız neta” dır.

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.