Polatoğlu, "1 Taşla 2 Kuş"...

Baracuda Tour'un sahibi Cem Polatoğlu, gündeme getirdiği ve büyük yankı uyandıran 'Kürtaj Turizmi' konusunda bir açıklama yayınladı.

Turizm Aktüel 31/12/2019 23:40

Polatoğlu'nun açıklaması şöyle:

01.08.2012 tarihinde çıkan haberlere göre şirketimiz Baracuda Turizmin Belgesinin Türsab Başkanı Sn.Başaran Ulusoy’un talebi üzerine Turizm Bakanlığı tarafından iptal edildiği belirtilmiştir.

Şahsım ve şirketim 30 yıldan beri turizmin içerisindeyiz. Bu dönem zarfında eski şirketim Prontotour ve şimdiki şirketim Baracuda Turizm bünyesinde sorunsuz binlerce turlar yaptık, yüzbinlerce kişiye hizmet verdik, vermeye de devam ediyoruz.

Seyahat amacı ne olursa olsun yurtdışında veya yurtiçinde müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda sadece ve sadece “Turizm hizmeti” verdik.

Örneğin, sağlık nedeni ile (Kalp, Kanser, Bel Fıtığı, Kürtaj v.s.) seyahat eden kişilerin ve refakatçılarının sadeceotel, uçak, transfer, şehir turu, rehber ve tercümanlık ihtiyaçlarını karşılamaktayız. Bu misafirlerimizin sağlık hizmetleri konusunda muhatapları ya kendi doktorları, ya kendi hastaneleri veya onlara bağlı resmi kurumlardır.

Kısacası; yurtdışında Kalp ameliyatı olmak isteyen şahıslar da bize gelebilir, Kumar oynamak isteyen, Maç’a, Konsere gitmek isteyen, Kürtaj olmak isteyen de. Arzu eden bunun adına Kalp ameliyatı Turizmi, diğerine Maç, Kumar veya Kürtaj turizmi diyebilir. Ama sonuçta bizler hepsini “TURiZM” kapsamında görüyoruz.

Nitekim şu günlerde birçok müşterimizi olimpiyatlar için Londra’ya yolladık. Yani “Olimpiyat Turu” yaptık. Ama ne biz Olimpiyatları organize ettik, ne Kumarı organize ettik, ne de sağlık için gidenleri ameliyat ettik. Biz sadece bu işlerin turizm kısmını organize ettik.

Konumuza gelince; Aynen, yurtdışında Konser, Maç izlemek veya Kalp ameliyatı olmak isteyen müşterilerimiz olduğu gibi yurtdışında Kürtaj olmak isteyen bir müşterimizin talebi bize ulaşmıştır. “Kendilerinin muhatap olduğu” doktor ve hastanenin bulunduğu ülkeye otel, uçak, transfer, şehir turu, rehberlik talepleri kendilerine sunulmuştur.

Güncel ve enteresan olan bu durum "14 senelik gazeteci kimliğimle" ele alınarak kendi bloğum ve üye olduğum platformda basınla paylaşılmıştır. Gerçekte, Sağlık turizmi konusunda bilgi edinmek isteyen kişilere ise şirketimizce ancak bu hastanelerin “yetkili kurumları” tavsiye edilebilir. Şirketimiz tarafından, ne müşterilerimizin sağlık durumuna müdahale edilir, ne kararlarına karışılır, ne doktoru ne de hastanesi ile muhatap olunur. Söz konusu şirketimizin kapatılmasına yol açan yazımda ki anlaşmalı hastaneler ifadesi ise tavsiye edilen olarak algılanmalıdır. Yoksa ne bir hastane ne de bir doktorla şirketimizin tek bir resmi anlaşması yoktur. Bizim işimiz sadece turizmdir.

Eğer başkanımız Sn.Başaran Ulusoy’un basına verdiği demeçte olduğu gibi “ahlaki, etik ve geleneklerimize uygun olmayan bir turizm çeşidi” aranıyorsa biz dahil birçok seyahat acentasının yaptığı BAYii TURiZMi’ne göz atmak gerekir. Bunun adı sadece Türkiye’de BAYii TURU’dur. Gerçek adının ne olduğu hepimizce malumdur. “SEKS TURiZMi”

Yine, eğer başkanımız Sn.Başaran Ulusoy’un cümlesinde geçen ahlaki, etik ve geleneklerimize uygun olmayan bir başka turizm çeşidi aranıyorsa bir çok acentamızın yaptığı KUMAR TURiZMi’ni de gözden geçirmek gerekir.

Değerli başkanımız Ulusoy'un bizlere tek bir telefon dahi etmeden, ihtarname veya herhangi bir uyarı göndermeden, bakanlığa şahsımı ve şirketimizi şikayet ederek, belge iptaline yol açan kararı aldırmasının ardında hangi sebep olduğunu bilemiyoruz.

Çünkü kapatma gerekçelerine baktığımızda;

30 senedir tek bir yolcumuzu sokakta bırakmış mıyız?

Otelleri, Havayollarını mı dolandırmışız?

Rehberlerin parasını mı ödememişiz?

Müşterilere Sigorta mı yapmamışız?

Müşterilerin paralarını mı iç etmişimiz, Kredi kartlarından çifter çifter para mı çekmişimiz?

Tek bir Senedimiz, Çek’imiz mi dönmüş?

Hangi çalışanımızın maaşını ayın 2 sinde ödemişiz?

Hangi ortak iş yaptığımız meslektaşımız “benim paramı ödemedi” diyebilir?

Hangi etik! kuralları yıkmışım? HEPSiNE HAYIR ! HAYIR ! HAYIR !

Bilindiği üzere, TÜRSAB seçimlerinde Sn.Ulusoy karşısında 2 kez aday oldum ve kaybettim. Önümüzdeki dönem seçimleri ne gösterir bilemiyorum.

Şimdi şeytanın avukatı soruyor; acaba bu olay “1 taşla 2 kuş” vurma arzusundan kaynaklanıyor olabilir mi?