Accor'un Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisiyiz

Sofitel Istanbul Taksim Hotel’in yeni Genel Müdürü Bozkurt Atabek, 25 yılı aşkın otelcilik tecrübesi ve birikimi ile “Biz, kriz zamanı geceden sabaha bütün operasyonumuzu değiştirebiliriz” dedi.

08/11/2023 14:20
Accor'un Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisiyiz

Turizm sektörümüz, 1980’lerden bu yana çok büyük gelişim gösteriyor, Türkiye’nin dört bir köşesinde kültürel, gastronomik turizm imkânları en iyi şekilde değerlendirilmeye çalışılıyor. Son yıllarda bunlara sağlık turizmi de eklendi. İşte böyle bir sürecin içinden gelen Sofitel Istanbul Taksim Hotel’in yeni Genel Müdürü Bozkurt Atabek, turizm sektörüne kaliteli personel yetiştirmek amacıyla kurulan turizm okullarından biri olan 9 Eylül Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü’nden mezun oldu. 

“Şu an içinde olduğumuz durumda, belki en başından beri en büyük ihtiyacımız, kaliteli iş gücü. Ancak, turizm eğitimini tamamlayanların çok büyük bir bölümünün o iş kolunda kalmadıklarını görüyoruz" diyen Atabek, Ekonomim'den Faruk Şüyün imzalı haberde, sözlerini şöyle sürdürdü: "Erken yaşlarda bu seçimi yapmak, daha sonra bu mesleğin uygun olmadığını anlamak, birçok arkadaşımızın daha uygun olduğunu düşündükleri yönlere gitmelerine sebep oldu. Ama yine de kalan bir avuç biz ve bundan sonra gelecek bir avuç mesleğe sevdalılar bu sektör için çalışmaya devam edeceğiz.

“Otelcilik krizlere karşı refleksleri en güçlü olan sektörlerden birisidir"

Otelcilik krizlere karşı refleksleri en güçlü olan sektörlerden birisidir. Biz, geceden sabaha bütün operasyonumuzu değiştirebiliriz. Sabahtan akşama yaptığımız çalışmaları 180 derece farklılaştırabiliriz. Türk otelcisi olmak bize böyle kuvvetli bir kas edindirdi. Ben, bunun faydasını yurtdışı çalışmalarımda da gördüm.”

Bozkurt Bey’in uzun bir yurtdışı tecrübesi var. 1999 yılında 1,5 yıllığına Amerika’ya gidiyor, 15 sene kalıyor. Bu süreçte Marriottlar, Hiltonlar gibi zincirlerde uzun süre genel müdürlük yapıyor. 2014 ortalarında Türkiye’ye dönüyor:

“2016 hep dalgalı geçmiş, 2019 çok güzel bir toparlanma yılı olmuştu. Pandeminin 2020’nin başında çarpmasıyla her şey tekrar altüst oldu. 2021 sonuna kadar, koşullarla mücadelemiz sürdü. Bu süre içinde yetişmiş iş gücü başka sektörlere kaymak zorunda kaldı. Fay hattı kayması gibi düşünebiliriz bunu, blok halinde kaydı insanlar ve geri dönmediler. Çünkü, uzun yıllardır gelen birtakım eksik ve yanlış politikalardan dolayı turizm çalışanlarının gelir seviyeleri maalesef refahlarını sürdürmeye yeterli olmamaya başlamıştı. Bunun için de söylediğim gibi en büyük problemlerimizin başında kaliteli iş gücü geliyor.”

Çözüm önerileri?

“Öngördüğümüz en önemli şeylerden birisi turizm sektöründe ‘service charge’ uygulamasının yerleştirilmesi. Yurtdışında pek çok turizm ülkesinde olduğu gibi bize uygun bir şekilde yapılandırılacak olan service charge şu anda zor durumda olan birçok işletmeciye de dokunmadan personelin refah seviyesini birazcık daha artırmaya fayda sağlayacak; turizmin, otelciliğin tekrar cazip hale gelmesine yardımı olacaktır.

Ama içinde bulunduğumuz durumda yüksek enflasyon ve onunla eş değerde ilerlemeyen yabancı para birimleri söz konusu. Bizim satışımız da onlar üzerinden. Maalesef maliyetlerimizin çok yükselmesi yabancı para birimi üzerinden artış yapmamıza neden. Bu da rekabet ettiğimiz turizm ülkeleri karşısında büyük zorluklar yaşamamıza sebep oluyor.”

Bozkurt Atabek, yılda 30 Milyar Dolar'dan fazla döviz girdisi sağlayan turizm sektörünün çok önemli olduğuna dikkat çekerek devletin yapacağı birtakım düzenlemelerin soluk aldıracağını da vurguluyor. Sofitel, Accor Grubu’nun lüks segmentinde olan birkaç otel markasından biri ve Türkiye’deki tek oteli. Taksim’in göbeğinde; Sıraselviler’in, İstiklal Caddesi’nin girişinde. Eski Maksim Gazinosu, Devlet Tiyatrosu yerinde bulunan bir yapı:

“Accor markasının Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisi olmak bize sorumluluk yüklüyor" 

“Accor markasının Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisi olmak bize sorumluluk yüklüyor. Biz burada Fransız esintilerini Türk misafirperverliğiyle harmanlayarak konuklarımıza sunma çabasındayız. 200’den fazla çalışanımız var, günlük olarak misafirlerimize sunduğumuz hizmetlerde kullandığımız bin 800 kalemden fazla ürün söz konusu.

Bu bir eko sistem. Misafirlerimize, personelimize, sosyal aktivitelerimizle topluma hizmet sunuyoruz. Sürdürülebilirlik konusundaki çabalarımızla da bir hizmet söz konusu. Sofitel’i bir ürün olarak düşündüğümüzde Fransız esintileri içeriyor; Türk kültürü ve Türk hizmet kalitesi ile çalışıyor.”

FÜZYON MUTFAKTAN MÜMKÜN OLDUĞUNCA UZAK DURUYORUZ

Bozkurt atabek ile olan sohbetimizi Sofitel’in mutfağıyla bitiriyoruz: “Her ne kadar bir Fransız oteli olarak görülüp bir İtalyan baş aşçı Matteo Bertuletti ile çalışıyor olsak da menümüzde Fransa, Avrupa esintileri taşıyan yemeklerimiz var. Füzyon mutfağından mümkün olduğunca uzak duruyoruz. Ürünlerin orijinallerine sadık kalıyor, onları en kaliteli, en lezzetli, en iyi şekilde yapmaya gayret ediyoruz

Taş odun fırınımızda İtalyan şefimizin özel hamur tarifiyle hazırlanan pizzalardan, Hataylı pide ustamız İsmail Demir’in çıkardığı lahmacunlara kadar tüm yemeklerimize ne kadar lezzet verebilirsek o kadar başarı sağlayacağımıza inanıyoruz. Ben, yorum ya da görüşlerden öte rakamlarla bir şeyin doğru gidip gitmediğini anlamaya çalışan bir yapıya sahibim. Şu andaki göstergeler başarılı bir hizmet verdiğimizi söylüyor, rakamlar bunu gösteriyor.”

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.