HAKAN YILMAZ - HALİL TUNCER

Halaskargazi Caddesi üzerindeki 4 yıldızlı otelin mimarisi İstanbul’un yerel mimarisinin post modern sentezi. Yani eski ile yeni harmanlanmış ve ortaya muhteşem bir otel çıkmış.


19. Yüzyılın izlerini taşıyan Levanten mimarisini içine alan bu sentezde doğal taş dış cephe, enginar başlıklı kolonlar ve Fransız balkonlar dış cephede öne çıkan unsurlar. Otelin içine girdiğinizde ise İstanbul’un en işlek merkezi Osmanbey’in olağan gürültüsünden kendinizi soyutluyorsunuz. Bu manada Lasagrada, çölde vaha gibi. Hemen girişin sağ tarafındaki su şelalesinde otele gelen misafirlerin isimleri ve çeşitli motifler laserle ile yazdırılıyor.
 

Çölde vaha
Suyun o deruni sesi ile Osmanbey’in o keşmekeş atmosferinden kurtuluyorsunuz adeta. Minimalist tarzda döşenen lobi ve kahvaltı salonunun tüm malzemeleri İtalya’dan ithal edilmiş. Daha içeriye adım atmaz sizi çarpan otel, bu sefer odalarına adım atınca sizi kendine çekiyor. Bir kez daha anlıyorsunuz ki bu serap değil vaha. Otelin 84 odası mevcut ve dört ayrı oda tipi bulunuyor.  Executive Deluxe Room azami 80 metrekare, Luxury Deluxe Room 28 – 55 metrekare arasında, Luxury Deluxe Room with Terrace  60 metrekare ve son olarak Deluxe Room  27- 35  metrekare arasnda  olarak dizayn edilmiş. Odaların hepsi ferah ve inanılmaz sessiz. Eğer bir yazar iseniz, bu odalardan kesinlikle size bir roman çıkabilir.
 

Bu konfor evde bile yok
Otel odalarında da yok yok. Her türlü ayrıntı, titizliği ile bilinen Genel Müdür Kerem Tataroğlu tarafından düşünülmüş.  Örneğin, Nespresso makinesi, kettle makinesi, yastık menüsü, ayrı ayrı tek kişilik ve çift kişilik yatak seçenekleri, 24 saat oda servisi, terlik, traş seti, diş fırçası ve macunu, şampuan, saç kremi, ayakkabı bezi, kirli çamaşır torbası, bone, sabun, vücut şampuanı, vücut losyonu vb. odada mevcut. Bunlar her lüks otelde mevcut. Ancak bu odalardaki malzemelerin hepsi markalı. Ya Fransız veya Alman. Tataroğlu, voltaj denge fişini bile düşünmüş ve hatta dikiş setinin en zengin olanını koymuş odaya. Oteldeki halılar bile ipek halı; Hindistan’da özel olarak yaptırılmış. Bir insan bu kadar ayrıntıya dikkat ediyorsa, onunla konuşurken dikkatle not almak gerekir.


Osmanbey’in göbeğinde Bali esintisi
Zemin katındaki ‘spa’ ise  kadın ve erkek olarak ayrı dizayn edilmiş. Terapistler Bali’li. Osmanbey’de Bali esintisini hissetmeniz mümkün. Havuz küçük ebatta ama iş görür nitelikte. İsterseniz havuzda okyanus dalgaları bile suni olarak oluşturabiliyor. Osmanbey’in merkezinde bu yeter de artar bile. Otel konum itibarı ile Rumeli Caddesi’ne 5, Taksim Meydanı’na 15 dakika yürüme mesafesinde.

Osmanbey Metro İstasyonu’nun yanında yer alan otel yine  İstanbul Kongre Merkezi (ICC) ile İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’na (ICEC)  yürüyüş mesafesinde. Hatta otel kongre merkezlerine giden müşterileri için araç tahsis etmiş.



Kutsal otele titiz müdür; Kerem Tataroğlu
Her yapının bir banisi vardır. Şimdi gelelim İspanyolca ‘kutsal’ anlamına gelen Lasagrada Hotel’ini banilerini tanımaya. Otelin titiz Genel Müdürü Kerem Tataroğlu, sektöre Etap İstanbul otelleri ile atılmış genç bir isim. Ardından ABD’ye giden Tataroğlu, burada Georgetown Üniversitesi’nde okurken bir yandan Marriot zincirindeki otellerde çalışmış. Dokuz yıllık Amerika macerasının ardından baba ocağına geri dönen Tataroğlu, Taksim’deki 5 yıldızlı otellerde kariyerinde hızla yükselmiş. Ancak onun için kırılma noktası Polatdemir ailesi ile tanışmak. Mesut ve Cengiz Polatdemir kardeşlerin sahibi oldukları tekstil firması Tataroğlu’nda bu turizm cevherini iyi değerlendirmiş. İyi bir işadamı, iş yapacağı insanı ve para kazanacağı sektörü gözünden tanır. İki kardeş uzun bir müzakereden sonra Tataroğlu’nu ikna ederek Laleli’de 45 odalı ve 3 yıldızlı bir otel açmışlar.

Görünen o ki hem işadamları ile deneyimli turizmci birbirlerini iyi anlamış ve yollarına akılcı bir şekilde devam etmişler. Tataroğlu “Hayatımda ilk kez 3 yıldızlı bir otelde çalıştım. Ancak firmanın sahiplerine ve onlarda bana inanmışlardı. Neticede başarılı olduk. Ve 5 yıl sonra Lasagrada’nın binasını satın aldık. Bina tamamen bize ait.” diyor. Anlatırken haklı gururunu hissedebiliyorsunuz. Çünkü otel açılır açılmaz yüzde 90’nı bulan doluluk oranını yakalamış. Üstelik açıldığı Mayıs ayından bu yana 4 bin 500 geceleme yakalamış bir otel. İşin daha da ilginci otelin oda fiyatı da yüksek. Oda fiyatları 200 eurodan başlıyor ve bu fiyata kahvaltı da dahil değil.


Otel hakkında internet sitelerinde yazılanlar Tataroğlu’nu doğru çıkarır nitelikle. Otelden övgü ile bahsediliyor. Tataroğlu, artık turizm işinin zorlaştığını söylüyor. Özellikle sosyal medya sayesinde kendinizi şişirmeniz mümkün değil. Müşteri daha otelden çıkmadan otel hakkındaki yorumlarını internet sitesinden okumanız mümkün. Bu yüzden otelcilikle yüzde 100 müşteri odaklı çalışılması gerektiğine inanıyor.