Kaybolmayan Heyecan… Fotoğraf Çekmek…

Geçtiğimiz günlerde, dolunay fotoğrafı çekmek için herkesin elinde cep telefonu ile fotoğraf çekip sosyal medyada paylaştıklarını görünce, yıllar öncesi, filmin banyo edilmesi, tabedilmesi için uzun süre beklediğimizi, mektup yazıp, zarflayarak postaya verişimizdeki duyduğumuz heyecanı bugün kaybettiğimize hayıflandım.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 31/12/2021 13:50
Kaybolmayan Heyecan… Fotoğraf Çekmek…

Fotoğrafçıyla ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum ama vesikalık fotoğraf çektirmek için bir sandalyeye oturduğumuzu, kıpırdamadan karşıya baktığımızı, karşımızda bir adamın önündeki kutuya bağlı siyah bir bezin altından baktığını sonra da kalkın dediğini, bir süre sonra vesikalıkları verdiğini hatırlıyorum. Şipşakçı derlerdi. Sonraki yıllarda Şipşak fotoğrafçılar İstanbul Hatırası yazan bir pano önünde sandalyeye oturttukları insanların fotoğraflarını çekmek için aynı makinaları kullandılar uzun süre. Polaroid makinalar çıkınca, sayıları azalmaya başladı, sokak fotoğrafçısı olarak adlandırılan Şipşakçıların...

Fotoğraf çekmeye başladığım günleri ve ilk makinayla çektiğim fotoğrafları hatırlıyorum. Ortaokul yıllarında tepeden bakılan körüklü Lycia marka bir makinem vardı. Makinedeki makara film bitince heyecanla Kadirli’deki Foto Abuzer'e makineyi götürüp filmin banyo edilip resimlerin çıkmasını heyecanla beklerdim. İyilerin sayısının fazla olduğunu öğrendiğimde sevinirdim. Arkadaşımım Hacı Koçoğlu ile birbirimizin fotoğrafını çekerdik. Seçtiğimiz fotoğrafları mektup arkadaşlarımıza gönderip, beğenip beğenmediklerini öğrenmek için günlerce cevap beklerdik heyecanla.

Günümüzde cep telefonlarıyla sayısız fotoğraf çekip, hatta kendimizi de fotoğraflayıp n birkaç dakikada Facebook’ta paylaşabiliyor, arkadaşlarımıza WhatsApp’tan gönderip, dakikalar geçmeden, birkaç kelimeyle bir yorum almayı bırakın, beğendi işareti bile alsak, ona bile sevinir oluyoruz. Heyecan kalmadı.

Fotoğraf, Yunanca ışık anlamına gelen "photos" ve yazı anlamına gelen "graphes" kelimelerinden oluşuyor. Işıkla resim yapmak, çizmek anlamına geliyormuş. Fotoğrafçılığın tarihi, 8.yüzyılda Arap kökenli Cabir İbni Hayyam'ın gümüş nitratın güneş ışığının etkisiyle karardığını bulması ve 15. asırda Leonardo da Vinci'nin karanlık bir odada mevcut olan ufak bir deliğin, odanın dışındaki görüntüleri aksettirmesini fark etmesi ile başladığı kabul ediliyor. Ancak ilk fotoğraf tarihte Fransız mucit Joseph Nicephore Niepce tarafından 1814 yılında çekilmiş ve ilk fotoğrafın ortaya çıkması yaklaşık 8 saat sürmüş. Bugün karenin elde edilmesi saniyenin 8000’de biri kadar sürüyor.  İlk fotoğraf ise, Fransız ressam ve kimyager Louis Jacques Mande Daguerre’nin 1839’da evinin penceresinden çektiği ayakkabılarını cilalatan bir adamı yansıtan fotoğraf olmuş.

Antika fotoğraf makinesi, tahta bir kutu ve ortasında bir delikten oluşan tasarım olmuş ama filmli fotoğraf makinası 1888 yılında George Eastman tarafından icat edilmiş. Eastman, 10 poz çekebilen Kodak fotoğraf makinelerini piyasaya sürerek, birçok alet taşımaktan fotoğrafçıları kurtarmış.1925 yılında ilk renkli film,1947 yılında ise polaroid fotoğraf makinesi yapılmış.

 Teknolojinin ilerlemesiyle filme çekilen fotoğrafların banyo edilmesi önemini kaybetmiş, dijital fotoğraf makinaları ortaya çıkmış, artık günümüz cep telefonlarına monte edilerek oldukça küçülmüş, taşınması  ve kullanılması kolaylaşmış. Filmde poz bitti, baskı kötü olmuş, flu çıkmış, gibi dertler yok artık, cep telefonuyla çekip, beğenilmeyen hemen siliniyor. Uçaktan, helikopterden sonra, yönlendirilebilen paraşüt, balon ve drone ile havadan fotoğraflar çekiliyor. Ulaşılması güç ve imkansız yerlerden fotoğraf çekimi için havadan çekimler gerekli oluyor.

Fotoğrafçılıkta bakmakla görmenin ayrı ayrı şeyler olduğunu bize gösteriyor. Fotoğraf çeken makinalarda ne denli teknolojik gelişmeler kaydedilse de, fotoğrafı çekenin gördüğünü yansıtmasıyla ortaya çıkan fotoğraf bir sanat olma özelliğini kaybetmemiş. Fotoğrafın Ustası Ara Güler’in fotoğraf sanatının ve sanatçısının önemini vurgulamak için ifade ettiği Makina iyi fotoğraf çekseydi, daktilo da roman yazardı, diyerek fotoğrafı çekenin ustalığına vurgu yapmış. 'Fotoğraf Andır, Işıktır, Sabırdır ve Aşktır ' diyerek, fotoğraf sanatını tarif eden, fotoğrafları Dünya, Avrupa ve Türkiye'de toplam 999 ödül almış, Fotoğraf Sanatçısı    Recep Peker Tanıtkan’ın açtığı sergilerde fotoğraflar, onun deyimiyle, çekildiği Anı, bu anı beklerken gösterilen sabır, ışığın fotoğrafın çekildiği objeye verdiği renk ve canlılığı yansıtmakla herkesi hayran bırakıyor.

Günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nce 2 yılda bir düzenlen Devlet Fotoğraf Yarışması ile çeşitli kuruluşlarca düzenlenen fotoğraf yarışmalarına katılanların sayısının her yıl artması, fotoğraf sanatına büyüyen ilgiyi göstermesinin ötesinde, verilen ödüllerle de birçok genç fotoğraf sanatçısını ülkemize kazandırıyor.

Ben de, fotoğraf makinasının yanımda olmadığı zamanlarda cep telefonuyla da fotoğraf çekiyorum. Ankara’da katıldığım fotoğraf gezilerinde, arkadaşların çantalarındaki gelişmiş  objektiflerle büyük bir enerjiyle, heyecanla  fotoğraf çekip, fotoğraf  sanatçısı olmanın kolay olmadığına çok şahit oldum. Çektikleri kareleri benim küçük makinayla elde edemesem de, beni sevindiren karelerin olduğunu usta fotoğraf sanatçısı büyüklerimin onaylamasıyla, fotoğraf çekme, ışıkla resim yapma heyecanı ben de canlı kalacak gibi.

Yeni Yılın Hepimize mutluluk ve sağlık Dolu günler getirmesi dileklerimle, turizmaktuel.com okuyucularının, yeni yılını kutluyorum.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.