Herşey dahil sistemi, sömürgeciliğin turizmde sürdürülmesidir
Neden Avrupa’nın ve dünyanın sosyo-kültürel, ekonomik ve teknolojik olarak gelişmiş ülkelerinde her şey dahil uygulanmaz iken bizim gibi Akdeniz çanağındaki henüz gelişmemiş ülkelerde bu israf ve talan sisteminin uygulanmadığını düşündünüz mü?

İzzettin Yurtsever-La Pigna Hotel Genel Müdürü
Neden Avrupa’nın ve dünyanın sosyo-kültürel, ekonomik ve teknolojik olarak gelişmiş ülkelerinde her şey dahil uygulanmaz iken bizim gibi Akdeniz çanağındaki henüz gelişmemiş ülkelerde bu israf ve talan sisteminin uygulanmadığını düşündünüz mü? Gelişmiş ülkeler kendi içinde bu modeli kabul etmezken, daha kırılgan ekonomilere bunu ihraç etmeleri adeta “Turistik sömürgeciliğin” bir biçimidir.
Neden İngiltere, Fransa, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde 'her şey dahil' sistemi yaygın değil?
Kültürel ve ekonomik farklar göze çarpmaktadır. Bu ülkelerde turizm deneyimi “yerel keşif” odaklıdır. Yerel restoranlarda yemek, müze, sokak sanatı, doğa yürüyüşleri gibi.
İnsanlar genellikle otelden dışarı çıkmak ister. Otelin içinde “sınırsız yeme-içme” fikri turistik anlamda zayıf kabul edilir. Aynı zamanda hizmet personel maliyetleri çok yüksek olduğu için, bu sistem ekonomik olarak işletmelere zarar verebilir.
Gelişmiş ülkeler, turizmi sadece gelir değil, kültürel aktarım olarak da görür. Bu yüzden ziyaretçiyi yerel esnafa yönlendirir, yerel ekonomiyi besler.
DEVLET, HERŞEY DAHİLİN ENFLASYONA VE ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARIN FARKINDA DEĞİL
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, alkolün ücretsiz olduğu her şey dahil konseptinin enflasyonu körüklediğini, torba yasası gibi adaletsizlik ve haksızlık içerdiğini, her şey dahilin uygulandığı otellerde nispeten az alkol tüketen ileri yaşta olan turistlerle müslüman ve muhafazakar ülkelerinde konakladığını, haksız rekabete neden olduğunu, maliyetlerin artışına sebep olduğunu, sürdürülebilir turizm ilkelerine aykırı olduğunu, sağlığa zararlı olan alkolün tüketiminin özendirildiğini, dinimizin de karşı olduğu israfın tavan yaptığını, Herşey dahilde yiyecek ve içeceklerin tekrar değerlendirmelerinin aslında haccp ve hijyen kurallarına da aykırı şekilde yapıldığını fark etseler bu sistemi derhal kaldırmak isterler. Ancak karşılarında ultra all inclusive sistemini otellerinde uygulayan Turizm Bakanını ikna etmek durumunda kalırlar.
Turizm Bakanımız tarihi ve turistik yerlere, üzelere de önem veriyor. Ama her şey dahil sistemi ile turistlerin otellerde tutulmasına kendi otellerinde uyguladığı ultra her şey dahil konsept ile de tezat oluşturmuyor mu?
Devlet aklı bütün bu konseptin özellikle ekonomiye olumsuz etkilerinin ya farkında değiller ya da bir de turizm sekteye uğramasın diye bunu da görmezden geliyorlar.
HERŞEY DAHİL KONSEPTİ, LOKASYONA VE TESİSİN ÖZELLİĞİNE GÖRE ONAYA TABİİ OLMALIDIR
Turizm Bakanlığı tesisinin lokasyonuna göre ve genel trende göre her yıl uygulanacak fiyatları sezon öncesi talep ettiği gibi, konsepti belirlemede de etkili olmalıdır. Nasıl ki Tarım Müdürlükleri bir tarlada ne ekilmesi gerektiğini verimlilik, hava şartları, piyasa tüketim ve arz talebe göre belirliyorsa, hatta bir üretim esasına bağlıyorlarsa, Turizm Bakanlığı ve sektör işbirliği içinde böyle bir planlama yapmalıdır. Şehirden uzak, ücra köşedeki bir otelde her şey dahil konsepti elbette uygulanır. Ama örneğin Alanya’da çarşının göbeğindeki bir otelin her şey dahil konsepti uygulamasının haklı gerekçesi ve mantığı ne olabilir?
Eğer yerli veya yabancı bir turist konakladığı her şey dahil konsepti uygulayan bir otelde yüksek maliyetli alkolü alan ile almayanın aynı parayı ödemesinin fırsat eşitliğine ve tüketici haklarına aykırı olduğunun farkına varsa ve tur operatörüne, mahkemelere veya Tüketici Haklarına otel aleyhinde dava açsa, kazanması yüksek olasılıktır.
Herşey dahilde alkolün ekstra olması, misafir memnuniyetini de arttırır. Turizmde artık "kişi başı tüketim" değil, "kişi başı memnuniyet" öne çıkıyor.
YENİ TREND DARALTILMIŞ VE YUMUŞATILMIŞ HERŞEY DAHİL KONSEPTLER
Tur paketlerinde oluşan yüksek maliyetleri düşürmek için ve alkol almayan misafirlerine haksızlık yapmamak için oteller son yıllarda gitgide artarak ‘’Herşey dahil Alkol Ekstra’’ konseptini uygulamaktadırlar. Son zamanlarda bu alkolün ekstra olduğu konsept ‘’Soft All Inclusive’’ olarak da lanse edilmeye başlanmıştır.
10 sene önce Mersin’de şehrin ve alışveriş merkezlerinin uzağında yer alan, benim de açılışında bulunduğum ve uzun yıllar genel müdürlüğünü yaptığım 5 yıldızlı otelde ben de ilk yıldan itibaren ‘’Herşey Dahil Alkol Ekstra’’ konseptini önerip, ilk başlatan oldum. Şu anda Mersin’de otellerin hemen hemen %99’ u bu konsepte dönmüş durumda.
Herşey Dahil, Alkol Ekstra konseptine paralel bir gelişme olarak Alman Tur Operatörü Schainsland Reisen de paket fiyatlarını ucuzlatmak, yüksek sezonda maliyetleri düşürerek rekabetçiliği artırmak için alkolün paketten çıkarıldığı ve yalnızca yemek ile alkolsüz içecekleri kapsayan ‘’All Inclusive Light’’ modelini hayata geçirdi.
Uygulamaya giren yeni bir trend ise, "Seçmeli Her Şey Dahil" Customizable All Inclusive.’’ Bazı oteller artık "modüler" her şey dahil sistemlere geçiyor. Alkol dahil / hariç, SPA dahil / hariç, sadece kahvaltı + akşam yemeği dahil gibi. Böylece tüketici kendi tatil paketini özelleştirebiliyor.
Türkiye’de başlatılan alkolün eksta olduğu bu her şey dahil konsepti, İspanya’nın turistik adalarında da tartışılmaya başlandı ve oralarda da uygulama yaygınlaşacaktır.
Herşey dahil konseptinde en azından ülke çapında alkolü ekstra yaparak hem fırsat eşitsizliği ortadan kaldırılır, hem de sağlığa zararlı şeyleri özel istek üzerine, beklenen kalite düzeyinde özel servis etmenin yolu açılmış olur.
HERŞEY DAHİL SİSTEMİ'NİN DÜNYADA DURUM ANALİZİ
Özellikle pandemi sonrası dönemde (2021'den itibaren) dünyada “her şey dahil” tatil sistemine olan ilgi yeniden yükselişe geçti. Bunun bazı temel nedenleri var:
Bugünkü enflasyonist ortamda fiyat ve bütçe kontrolü yapan tüketiciler tatil boyunca ekstra sürpriz masraflarla karşılaşmak istemiyor. Genellikle çocuklu aileler ve yaşlı turistler için her şeyin dahil olması büyük rahatlık sağlıyor. Özellikle Karayipler, Akdeniz, Güneydoğu Asya gibi bölgelerde artık her şey dahil sistem lüks segmentte bile uygulanıyor.
Yunanistan ve İspanya bu konseptte dengede duruyor. Yerel sınırlamalar var.
Karayipler (Dominik, Jamaika), Meksika Lüks segmentte artış var.
Kuzey Avrupa’da (İsveç, Norveç) tercih edilmiyor.
Azalma eğilimi gösteren yerler: Avrupa'nın bazı ülkeleri (İtalya, Fransa, İsviçre gibi)
Çevresel ve yerel ekonomik etkilerden dolayı bu sistem, küçük esnaf ve restoranların zarar görmesine neden olduğundan bazı yerel yönetimler bu modele karşı çıkıyor. Örneğin İspanya – Mallorca ve Barselona.
Güneydoğu Asya’da (Tayland, Maldivler) yavaş ama istikrarlı artış var.
Her şey dahil sistemi her yerde yükselişte değil. Bazı bölgelerde yavaşlama veya dönüşüm yaşanıyor.
Kültür turizmi ve gastronomi öne çıktığı için "her şey dahil" sistemi yüzeysel ve sınırlayıcı görülüyor.
Sonuç olarak Dünya'da genel olarak ilgi artıyor, özellikle bütçesini önceden planlamak isteyen ve konfor arayan turistler arasında.
Ancak bazı bölgelerde hem kültürel hem ekonomik gerekçelerle sistemin sınırlı kaldığı da görülüyor.
YENİ EĞİLİM, DAHA KİŞİSELLEŞTİRİLEBİLİR VE ADİL SİSTEMLERE DOĞRU EVRİLİYOR
Avrupa ülkelerinde sigara ve alkol ürünlerinin reklamı, tanıtımı ve öne çıkarılması ciddi şekilde yasaklanmış ya da sınırlandırılmıştır. Bu yasaklar kamu sağlığı, gençlerin korunması ve bağımlılıkla mücadele amacıyla uygulanır.
Geçtiğimiz sene Yunanistan kısmen her şey dahil sistemi kaldırdı. Hatta Yunanistan Turizm Bakanı tesislerin yüzde 2,2'sinin bu konsept ile hizmet verdiğini açıkladı. Bakan Kountoura, Herşey dahil sistemi ile çalışan tesislerde kalan turistlerin tesis dışına çıkmalarını özendirecek düzenlemeler üzerinde otelcilerin desteği ile çalışmalar yaptılar.
Türkiye'nin turizmdeki rakibi İspanya'da da kısmen her şey dahil konsept kaldırıldı. Kanarya Adaları'nın yeni başbakanı Fernando Clavijo Battle da her şey dahil sisteminin turisti otelden dışarıya çıkartmadığını ve bundan çevredeki esnafın kayba uğradığını savunuyor.
Yayınlanan bir rapor, İngiliz tatilcilerin, bir haftalık her şey dahil tatillerde tam 50 bin kalorilik yiyecek tükettiklerini ortaya koydu.
Sözcü.com.tr’de yayınlanan habere göre, düşük kalorili bir içki markası tarafından yürütülen araştırma, tatilcilerin her şey dahil tatil yerlerinde çok sayıda mutfağın tadını çıkardığını ve hatta sınırlarını aştığını, bazılarının her gün 5.115 kalorilik yemek yediğini şaşırtıcı bir şekilde ortaya çıkardı.
Beslenme uzmanları tarafından kadınlar için 2.000 ve erkekler için 2.500 olarak belirlenen günlük kalori tüketiminin iki katından fazla olan 5 bin kalorinin bazı turistler tarafından yarı yarıya içkiyle doldurulduğu da kaydedildi.
Buna göre birçok İngiliz, her şeyin dahil olduğu bir günde tüketilen ortalama 2.240 kalorilik alkol ile, günlük kalori alımını yalnızca içkiyle tamamlıyor.
Yetişkinlerin dörtte üçü her gün 6 alkollü içeceğin tadını çıkarırken, %14’ü 8 den fazla alkollü içki içiyor.
Ancak araştırma, her 10 İngiliz’den 3’ünün bunu umursamıyor gibi göründüğünü, çünkü yalnızca 1/5 inin son her şey dahil içkilerinde kilo aldıklarını beyan ettiklerini ortaya çıkardı.
Markanın kurucusu Tom Bell, “İçkide yanlış bir şey olmasa da, bazı alkollü içecekler yüksek miktarda kalori içerebilir. Tipik bir kadeh şarap 200 kaloriye ve bir bardak bira 350 kaloriye kadar çıkabilir.” diyor.
HERŞEY DAHİL SİSTEMİNDEN NEDEN TAM GELİŞMEMİŞ ÜLKELER VAZ GEÇEMİYOR?
Türkiye, Mısır, Tunus da Herşey dahil sistemi artış göstermektedir. Peki neden Türkiye, Mısır, Tunus, Dominik gibi ülkeler “her şey dahil”i benimsedi?
Bu ülkeler için turizm döviz kaynağıdır. Turisti otele çekip dışarı çıkmadan tüm parasını orada harcatmak, maksimum gelir sağlar.
“Her şey dahil” sistem, özellikle Avrupalı turistin talepleri doğrultusunda gelişti. Onlar için “ucuz ama konforlu” tatil demekti.
Artık birçok turist alkol tüketmemesine rağmen tam paket fiyatını ödemek zorunda kalmaktan tepki gösteriyor. Tabii ki BDT ülkeleri gibi bazı ülkelerin vatandaşları alkollü her şey dahil sistemini tercih etmeye devam ettiği de bilinmektedir.
Sektör son yıllarda her şey dahili kaldırmak ister gibi yapıyor ama bunun için ciddi şekilde organize olamıyor ve karar birliği sağlayamıyor. Biz turizmciler ülkemize gelen yabancı turistlerin hatta otelimde tatil yapan yerli misafirlerimizin tarihi ve turistik yerleri gezmesini, yerel tatları ve el işlerini deneyimlemesi, halkımızı , kültürümüzü, dinimizi tanıtmak için katılımcı ve paylaşımcı anlayışa sahip olan sürdürülebilir turizmin de bir gereği olarak her şey dahilden çıkılması esastır.
İşin başka bir boyutu da bazı turizmciler böyle düşünürken, yerli misafirlerimizde fast food gibi her şey dahil bir alışkanlık ve tercih oluşturdu. Zaten tarihi ve turistik yerlere nispeten daha az ilgi gösteren yerli misafirler paketin dışında başka para ödemek istemediğinden ve kendisine sunulan konseptin içeriğinden memnun olduğu için dışarıda kazıklanma korkusundan istemiyor.
HERŞEY DAHİL SİSTEMİNDEKİ OLUMSUZLUKLAR
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki her şey dahile sektör ve Bakanlık olarak kendi çalışmalarımı da katarak çeşitli girişimlerde bulunmamıza rağmen layıkı ile standart getirmede başarılı olamadık, kısaca sürdürülebilir bir yapı oluşturamadık.
Batıdan gelen turist, Doğu’daki ülkenin doğasını, emeğini, kültürünü en ucuza tüketiyor. Karşılığında yerel halkın eline geçen çok sınırlıdır.
Ayrıca bu sistem, devasa yemek israfı, plastik atık, doğal kaynak tüketimi yaratıyor. Her şey dahil otellerde, her gün tonlarca yiyecek çöpe gidiyor, hem de aynı ülkede milyonlar yoksulluk sınırında yaşıyor iken.
Sürdürülebilir turizm; yerel toplumu desteklemeyi, kültürü korumayı ve çevreyi gözetmeyi esas alır.
"Her şey dahil" modeli ise, yerel esnafı bypass eder. Kültürü paketleyip turiste sunar, otantikliği bozar. Doğayı tüketir. Devasa enerji, su ve yemek israfı yaratır. Karbon ayak izine yük olur.
Bu sistemde turist, yerel dükkanı, restoranı, rehberi, kültürü neredeyse hiç tanımadan ülkeyi terk ediyor. Yerel halk ve esnaf dışlanıyor:
Böylece para birkaç büyük zincirin kasasında toplanıyor, yerel halk kazanamıyor. Gerçi Marmaris’te turistlere yapılan çirkin davranışlar, hanutçuluk, sahte malların hakiki diye satılması, turistlerin mal ve hizmet alımında kazıklanması gibi üzüntü verici durumların da sık sık yaşandığını gözlemlemekteyiz.
Yerli turistlerin önemli bir kısmı alkol tüketmiyor veya sınırlı tüketiyor.
Yabancı turistlerin çoğu özellikle alkol hizmeti için "her şey dahil"i tercih ediyor.
Oteller bu sistemi planlarken ortalama tüketim maliyetlerini dikkate alır; yani herkes maksimumu kullanıyormuş gibi değil, ortalama kullanıcıya göre hesap yapılır.
Alkol kullanmayan biri, pahalı olan bu hizmeti kullanmadığı hâlde alkolün maliyetini karşılayan biri gibi ödeme yapıyor. Ekstra bir hizmet olan alkol, kullanmayan birine finansal yük olmamalı.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: