Son günlerde turizm camiasının gündemini, TÜROFED Genel Kurulu'nda yaşanan olaylar ve devamındaki gelişmeler oluşturuyor.  Nasıl oluşturmasın? Meğer herkes turizmcilere karşı ne kadar da doluymuş. Başbakan bir başladı, gerisi çorap söküğü gibi geldi. Herkesin turizmcilere söyleyeceği bir sözü varmış. E tabii, turizmciler suçlu! Onlar ki, Türkiye'yi dünya turizm liginde en üst sıralara taşıdılar, suçlular! Yine onlar, Türkiye'ye en fazla döviz girdisi sağlayan sektörü oluşturdular, suçlular! Binlerce kişiye istihdam sağlayıp, onların ailelerinin geçim kapısı oldular, suçlular!
 
Ama asıl acı olan, turizmcilerin bir değil binlerce teşekkürü hak ettiği halde azarlanıp şevklerinin kırılması değil. Asıl acı olan, yıkıcı darbenin 'İçten' gelmesi. Tamam, meyve veren ağaç, -Çok saçma da olsa- taşlanır. Bu ülkede buna artık alıştık. Fakat,  biz de sektör olarak birbirimize bağlı değiliz, kabul edelim. Gönül isterdi ki, Başbakan Erdoğan'ın bu talihsiz açıklamasının ardından tüm sektör birleşip, tek ses halinde uğranılan haksızlığa karşı dursun. Ama öyle olmadı. Üstelik, yıkıcı darbe içten geldi. TÜROFED Genel Kurulu'na katılmayan TÜROB, bununla yetinmedi ve bir de ülke çapında TÜROFED'in görevine talip olduğunu açıkladı.  Söylemeliyim ki, TÜROB'un açıklaması da en az Başbakan'ın açıklaması kadar talihsizdi.
 
Zaten turizmciler, Başbakan Erdoğan'ın açıklamasıyla şok oldu. Takdir beklerken eleştirilerin hedefi haline geldiler. Bir tek, meslek birliklerinin kavgası eksikti. Bari o da olsun da, tam olsun herşey. Sorunlar her sektörde olur. Ama bunları içinizde halledersiniz, kol kırılır yen içinde kalır. TÜROB, TÜROFED ile aralarındaki sorunları basın aracılığıyla çözmeye! kalkarak, büyük bir hata yaptı. Yapması gereken, sektörün uğradığı haksızlığa karşı, TÜROFED'in yanında olmaktı. Umarım bu kısır çatışmaları bırakırlar ve bir gün bu sektör de, birbirine kenetlenmiş güçlü turizm birliklerinin ortak çalışmalarına şahit olur.
 
Bu arada, Bakan Günay'ın da tavrı hakkında birkaç şey vurgulamak lazım.  'Güçlü duruş, zor anlarda sergilenendir' Sayın Bakan… Önce turizmcileri takdir eden, Başbakan'ın açıklaması karşısında sektörünün yanında yer alıp 'Başbakan eksik bilgilendirilmiş' diyen Bakan, sonra birden 'U' dönüşü yaptı ve Başbakan'ın haklı olduğunu söyledi. Neden? Neden Sayın Bakan, neden Başbakan haklı? Siz doğuda, batıda, kuzeyde güneyde birçok otel açılışına katılıyorsunuz. Bunlar hep yatırım demek. Peki bu otelleri devlet mi yaptı? Tüm bu oteller turizm yatırımcısının emeği değil mi? Çok güzel, turizmci doğuya otel yapmıyor, olsun, siz öyle bilin. Peki ama gündemi çok yakından takip eden bizler mi atladık acaba, doğuda son 10 yılda kaç tane fabrika açıldı? Otel açmayan suçlu da, fabrika açmayan mı kahraman?
 
Bir söz vardır bilirsiniz: 'Kurtlar puslu havaları sever.' Başbakan Erdoğan turizmcilere yüklendi ya, onun bu çıkışından nemalanmak isteyenler bir bir ortalığa döküldü.  Mesela, Kiler Marketleri'nin sahibi Nahit Kiler. Herkes bilir, kendisi aynı zamanda AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler'in kardeşi olur. Neymiş, kendileri turizmci olsaymış, Bitlis'e otel yaparmış. Peki Nahit Kiler Bey, Bitlis'e bir Kiler market açma lütfunda niye bulunmamış.
 
Bir diğeri de, AKP'ye yakınlığıyla bilenen, Rixos'un sahibi Fettah Tamince. Tamince de AKP'nin bir türlü oy alamadığı İzmir'e yüklenerek Başbakan'a yaranacak. Neymiş, İzmir'e vizyonsuz olduğu için yatırım yapmıyormuş. Size mi kaldı İzmir'in vizyonunu tayin etmek. İzmir'in tüm Türkiye'nin bildiği ve sevdiği gayet güzel bir vizyonu var: O da Türkiye'nin en modern ve laik kenti olmaktır. Ama tabii bu sizin için 'Para' etmez bir değer. Peki, Rixos'un bir vizyonu var mıymış acaba? Biz de şimdi İzmir'le birlikte tüm Türkiye, onu merak ediyoruz. Bu arada, turizmcilerin yanında olan Nihat Özdemir'i unutmayalım. LİMAK Grubu'nun sahibi olan Özdemir, dik duruşuyla takdiri hak etti.
 
Sonuç olarak, bölünürseniz, parçalanırsınız, gücünüz düşer arkadaşlar. Bu böyle bilinmeli. Ve tabii, birlikten kuvvet doğar. Turizm sektöründe kim varsa, herkes bunu asla unutmamalıdır. Tüm turizmciler artık uyanmalı, koltuk sevdasından vazgeçip, birlik ve beraberlik içinde hareket etmelidir.  Unutmayın, asıl güç sizde ve sektörün başarısı, tüm turizmcilerin eseridir…