Her molada bir şehir tanımak...

İç turizmin öneminin ve değerinin yeniden gündeme taşındığı bu günlerde “Kentimizde ve Ülkemizde Turist” olmak isteyenler için yollarımızın birer kültür iletişimi sağlayıcısı olarak bizleri anılarımıza katkıda bulunabilecek yeni yererle ulaştırabileceği görüşündeyim.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 31/12/2019 23:40
Her molada bir şehir tanımak...

Adil Çulhaoğlu

INFOCAFE düşüncesi ile de bağdaşan bu kavramı az bilinen bir yöremizle örneklemek istedim.

Sivrihisar'da 2 Saat

Ankara'yı Akdeniz ve Ege'ye bağlayan yolda, Eskişehir-Bursa yönü ile Afyon yönünün ayrıldığı kavşakta sivri kayalıklar arasında uzaktan şehir silueti içersinde saat kulesini, camilerini ve kiliseyi seçebildiğimiz,  Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde mola vermek üzere,  kavşaktan şehre yöneliyoruz.

Bir tarafında tek ya da çift katlı bahçeli evlerin, diğer tarafında çok katlı yeni binaların sıralandığı yoldan kahverengi yön levhalarını takip ederek, şehir merkezine rahatlıkla ulaşıyoruz. Arabayı park edebildiğimiz, tarihi minarenin önünden çevremdeki kimisi restore edilmiş kimisi zamana karşı direnen kayalıkların eteğine doğru çıkan daracık sokaklardaki ahşap ve taş, kerpiç evleri fotoğraflamaya başlıyorum.

Saat Kulesi'ne doğru yürürken kendimi yamacın sonunda bahçeli evlerin bittiği noktada yamaçta kimisi saat kulesinin bulunduğu tepenin yamacına, kimisi de tarihi kilisenin bahçesinden yalçın kayalıklara doğru yaslanmış heykeller arasında buluyorum. Bunlar Sivrihisarlı Devlet Sanatçısı Heykeltıraş Metin Yurdanur'un Heykel Müzesindeki Heykelleri.

Nasrettin Hoca heykeli bahçenin ortasında, At heykellinin kafası yerinde yok, Ellinde Nutuk'la Atatürk Heykeli, Şerife Bacı Heykeli, Boş çerçeve Heykeli ve diğerleri ziyaretçilerini bekliyor.

Friglerden Günümüze

Frig'ler döneminde M.Ö 7.yy da Palia adıyla kurulan şehir, Gordion, Pessinus ve Mideon gibi büyük Frig merkezlerinin gölgesinde kalarak fazla büyüyememiş. Bizans İmparatoru Jüstinyen'in(M.S.527-567)şehri alması sonrasında Jüstinyanapolis adını alan Sivrihisar, M.S.800'de piskoposluk ve metropolislik ve Hıristiyanlıkta önemli bir merkez olur. 1074 Selçukluların şehri almasıyla adı Karahisar olur ve 1684 yılında Osmanlılar tarafından kaza teşkilatı kurulur. 1846’da Ankara’ya, daha sonra da l921 yılında Eskişehir'e bağlanan Sivrihisar’da, bu gün tarım ve hayvancılık ağırlıklı bir ekonomik yaşam sürüyor.

 Heykel Müzesi'nin bitişiğinde yeni restore edilmiş 1881’de inşa edilmiş olan Surp Yerrotutyun Kilisesi ve tepedeki saat kulesi dikkat çekici. Saat kulesi 1881 yılında inşa edilmiş ve saati haftada bir defa kuruluyor. Ama şehirdeki en önemli eser ülkemizdeki 48 Ulu Camii arasında en büyük ahşap direkli camii olan Ulu Camii. İyi düzenlenmiş ve bakımlı bahçesindeki Melik Şah’ın kardeşi Sultan Şah için 1327-1328 yıllarında yaptırmış olduğu Alemşah Türbesi ile 67 direkli Ulu Camii oldukça görkemli. 1275 tarihinde Mevlana Celalettin Rumi'nin müritlerinden Eminiddin Mikail tarafından yaptırılmış ve 1485 metrekarelik alanda yer alan camiinin minaresi ise 139 yıl sonra yapılmış.

Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ankara dışında ilk Bakanlar Kurulu'nu, İtilaf Devletlerinin ateş kes teklifini görüşmek üzere 24 Mart 1922’de topladığı yer olan Sivrihisar’ın Kavakdibi Sokağı'ndaki Zaim Ağa Konağı Kurtuluş Savaşı tarihine tanıklığını yansıtmaya devam ediyor.

Çevresindeki konaklar restore edilmiş ve tarihi bir atmosferi yaşatıyor.1907 yılı tarihini taşıyan Zaim Ağa Konağı bugün balmumu heykellerinden oluşan bir müzeye dönüştürülmüş.

Yaklaşık 1,5 saat süren gezinin sonunda, Ulu Camii'nin karşısında çay bahçesinde gezimizi sonlandırıp,  mola veriyoruz. Huzur veren şehrin bu köşesinde atmosferinde dinlenirken çektiğim fotoğraf kareleri kontrol ediyorum. Arpa ve buğday üretimi yapılan ürünlerin başında gelirken kuru fasulyesinin meşhur olduğunu yaptığım sohbetten öğreniyorum.

Çevresi Kadar Merkezi de Mola Vermeye Değer

Yol boyu dinlenme tesislerinin yoğun olduğu bir kavşakta, sakin, otantik bir ortamda dinlenmeyi tercih edenlere önerebileceğimiz yerleşimlerden biri olan Sivrihisar’daki molamızı noktalamadan önce kuru fasulyesinden tatmak için tavsiye edilen Ordu Caddesindeki Ufuk lokantasına doğru hareket ediyoruz.

Tırmanış sporları Merkezi

Anadolu coğrafyası yeryüzü şekilleri arasında fark edilen bir özelikle taşıyan ve kentin isminin de kaynağı olan dağlar, sivri tepeler aynı zamanda dağcılık sporları açısından amatörler açısından da tercih edilen merkezler arasındadır. Literatürde Sivrihisar Kayalıkları olarak tanımlanan bölgedeki “Tırmanış Bahçeleri” yaz ve kış aylarında kullanılabilen, bir tırmanış ortamından beklenilen hizmetlerin sunulduğu kamp alanlarıdır.

Kutlamalar İçin Hazır

Önerilen “Sivrihisar Kayalıkları Tırmanış Şenlikleri” etkinliği ulusal ve uluslararası alanda sağlayacağı tanıtım katkısı yanında,   10 dan fazla görülmesi gereken esere sahip kente ayrı bir özellik katacaktır.

En büyük Kibele Tapınağı’nın bulunduğu Sivrihisar yöresi mitolojide baharın ilk ışıklarının beklendiği ve doğanın yeniden canlanışının kutlandığı şenliklerle de yer almaktadır. Tüm dünyanın tanıdığı ve heykelleri Avrupa Başkentlerini süsleyen Kibele adına yapılacak bir bahar şenliği de uzaktan selam vermeden geçtiğimiz Sivrihisar’a yeni bir canlılık kazandıracaktır.

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.