Geçmiş ile bugünün buluştuğu semt: Yeşilköy
İstanbul'un en güzel, yaşaması en keyifli yerlerinden biri Yeşilköy.

Ayios Stefanos'dan Ayastefanos'a
Hz. İsa’nın ölümünün ardından Hıristiyan cemaatinin Kudüs’teki işlerini idare etmesi için seçtikleri yedi diyakonostan biridir Ayios Stefanos. Suçlanır, yargılanılır ve inancından dönmediği için taşlanarak öldürülür. Hıristiyanlığın ilk şehidi olarak kabul edilen Stefanos şehit edildikten sonra azizlik mertebesine yükselir ve Filistin’de gömülür. 4. yüzyılda, azizlerin mezarları başkent Konstantinopolis’e getirilmeye başlanınca Ayios Stefanos’un mezarı da İstanbul’a getirilir. Latinlerin isteği üzerine azizin naaşı İtalya’ya gönderilmek üzere İstanbul’dan bir gemiye yüklenir. Ancak gemi yola çıkar çıkmaz büyük bir fırtına patlar, geminin batacağından korkarak naaşı sahile çıkartırlar.
Bugün azizin adını taşıyan Rum kilisesinin olduğu yerde azizin kemiklerinin bulunduğu sanduka koruma altına alınır. Fırtınanın devam ettiği günler boyunca denizcilerin aç kalmaması için köylüler tarafından koyunlar kesilir. O günlerin anısına her yıl aralık ayının 26. günü, kilisede kurban kesme ayini (Thisias) yapılır.
Fırtına sonlanınca sanduka İtalya'ya doğru tekrar yola çıkar çıkmasına ama birkaç kemik parçası köyde kalır, sonradan inşa edilecek kilisenin zeminine gömülür. Köyün adı da Ayios Stefanos olmuştur. Zaman içinde bu isim Ayastefanos'a dönüşür. Yeşilköy'deki farklı mezheplere ait üç kilisenin de (Aya Stefanos Rum Ortodoks Kilisesi, Surp İstepanos Ermeni kilisesi, Latin Katolik Kilisesi) Ayios Stefanos'a adanmasının sebebi budur.
Halit Ziya Uşaklıgil'in Yeşilköy'ü
Türk edebiyatının büyük ismi Halit Ziya Uşaklıgil, 1866 İstanbul’da dünyaya gelir, ancak çocukluğu İzmir'de geçer. İstanbul'a geri dönünce bir süre Büyükada’da oturduktan sonra dostlarının tavsiyesiyle Yeşilköy’e yerleşir ve ömrünün sonuna kadar buradan ayrılmaz. Anılarına yer verdiği 40 Yıl isimli kitabının büyük kısmını burada yazar.
Uşaklıgil, Yeşilköy’ün isim babası olarak bilinir. Türkçe olmayan yerleşim adlarının değiştirildiği 1920’li yıllarda, Atatürk’ün beldeye yapmış olduğu bir ziyarette beldeye yeşillikler içinde olmasına atfen “Yeşilköy” adının verilmesini önerir. Önerisi kabul görür ve o tarihten sonra bu eski balıkçı köyü Yeşilköy adı ile anılmaya başlanır.
Yeşilköylü ünlüler
Yeşilköy'de yaşamış pek çok ünlü isme rastlamak mümkün. Keçecizade, Gelenbevizade gibi paşa aileleri, İstanbul ressamı olarak anılan Kont Amadeo Preziosi, Arnavutluk’un son Osmanlı valisi Hayrettin Paşa, Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminin önemli yayıncılarından Ahmet İhsan Tokgöz, ilk pilotlarımızdan Tayyareci Mithat Nuri Bey, Leyla Gencer, Belgin Doruk, Ayten Alpman, Aram Gülyüz, Uğur Dündar bu isimlerden sadece birkaçı...
İlklerin semti
Havacılık, turizm, ziraat ve sinema.... Birbirleriyle alakasız gözüken bu sektörlerin ortak özelliği, hepsinde ilk adımların Yeşilköy'de atılmış olması. Türkiye'nin hava taşımacılığıyla tanışmasını sağlayan ilk havalanı (Yeşilköy Havaalanı, 1933), ilk ziraat okulu (1847) ve Türk sinemasının ilk filmi (Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı, 1914) Yeşilköy'de hayata geçmiş. 1958 yılında Yeşilköy'de hizmete giren Çınar Oteli ise ülkemizin ilk beş yıldızlı otelleri arasında.
Türk Sinema Tarihi Yeşilköy’de Başladı
Ansiklopedilere baktığımızda ‘Bir Türk'ün eline ilk kez kamera alıp film çekmesi’ olarak değerlendirdiğimizde Türk Sineması’nın başlangıç tarihinin 1914 olduğunu görüyoruz. 14 Kasım 1914 günü, o sırada Osmanlı ordusunda yedek subay olarak görev yapan Fuat Özkınay'ın çektiği belgesel filmin adı, tarihe, "Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin Yıkılışı" olarak geçmiş.
Ayastefanos (Yeşilköy) Rus abidesinin havaya uçurulması tarihe geçmiş bir olay ve anıtın yıkılacağı bilindiğinden, bu olayın filme alınmasına karar verilmiş. Bu işi için Viyana'da bulunan bir firmayla anlaşılmış, ancak milli hassasiyetler dolayısıyla bu işlemin yabancı bir şirket tarafından yapılması uygun görülmemiş. Yapılan araştırma sonucu orduda görevli, daha önce de sinema işlerinde çalışmış Fuat adındaki genç yedek subay, sonraları Uzkınay soyadını alarak bu büyük tarihi olayı kaydederek ilk aktüel sinemacımız olarak tarihe geçmiştir. Ne yazık ki, tarihi belge niteliğindeki bu film elimizde bulunmamaktadır.
Türk Filmlerinin Vazgeçilmez Köşkü
1878 Ayastefanos Antlaşması’nın imzalandığı ve Simenoğlu Ailesi’ne ait olan bu konak Tosun Paşa ve Süt Kardeşler gibi Yeşilçam tarihinin en unutulmaz filmlerinden bazılarına ev sahipliği yaptı. Ortadirek Şaban, Tokatçı, Yedi Bela Hüsnü, Korkusuz Korkak, Gol Kralı, Sakar Şakir gibi filmler de Yeşilköy’ü mekan olarak kullanan filmler arasında.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: