Faruk Pekin’in yeni kitabı çıktı

Pekin yeni kitabında kültürel mirasın ışığında, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel etmenleriyle, doğasıyla, tarihi dokusuyla, her sınıf ve tabakadan insanıyla, yaşayan bir İstanbul’u sergiliyor. Kentin herkesi alıp götüren enerjisini, kendine özgü ruhunu ve “sırlarını” aktarıyor.

İstanbul, yaklaşık 16 asır üç büyük imparatorluğa başkent olmuş bir emperyal destan; doğasıyla, insanıyla, kültürüyle akıl almaz bir zenginlik. Yaklaşık on bin yıllık kesintisiz yaşamıyla, eşsiz coğrafyası, benzersiz tarihi, harika doğası, efsanevi görkemi ve kentte yaşayanların hâlâ bozamadığı güzelliğiyle dimdik ayakta. Diller açısından bir Babil Kulesi, mutfağıysa sanki coğrafya dersi…

Kenti geleceğe taşımanın yolu, onu sevmekten geçiyor

Üzerine çok yazılan kentlerden biri olsa da, yayınların çoğunda İstanbul ne yazık ki ölü bir kent gibi ele alınıyor; asıl öğe, insan unutuluyor. Kendini Doğu-Batı köprüsü romantizminden ya da “oryantalizm” sapmasından kurtaramıyor; “Nerde o eski İstanbul!” hayıflanmalarıyla haksızlığa uğruyor. Oysa bir kenti sadece geçmişiyle değil bugünüyle de dolu dolu yaşamanın ve geleceğe taşımanın yolu, onu sevmekten geçiyor. Sevmek tanımakla, tanımak ise sokaklarında kaybolmakla, her köşe bucağının tadına varmakla mümkün

30 yılı aşkın süredir Adım Adım İstanbul programlarıyla gezginleri hem “kültür turizmi” kavramıyla hem de yaşadıkları kentle tanıştıran Faruk Pekin’in yeni kitabı İstanbul: Şehrin Sırları, kültürel mirasın ışığında, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel etmenleriyle, doğasıyla, tarihi dokusuyla, her sınıf ve tabakadan insanıyla, yaşayan bir İstanbul’u sergiliyor. Kentin herkesi alıp götüren enerjisini, kendine özgü ruhunu ve “sırlarını” aktarıyor.