HASAN ARSLAN / HAKAN YILMAZ - TURİZMAKTÜEL

Bazen başarmak için sadece çalışmak değil, çok çalışmak gerekir. Sonuçta hayat imkanlarını herkese altın tepsi içinde sunmuyor. “Her gün sabahın 7’sinde başlayan, haftanın yedi günü neredeyse 24 saat süren bir mesai, bayram-tatil  dinlemeyen çok yoğun bir çalışma temposu”… Gürkan Özcan, yoktan var ettiği She Tours’un başarısının sırrını bu sözlerle anlatıyor. Her gün en az 300 kişiye İstanbul’u tanıtan şehir turları yaptıran Özcan,  She Tours’un varoluş hikayesini ve gelecek planlarını Turizm Aktüel’e anlattı.

“Her gün sabahın 7’sinde başlayan, haftanın yedi günü neredeyse 24 saat süren bir mesai, bayram-tatil  dinlemeyen çok yoğun bir çalışma temposu”… Gürkan Özcan, yoktan var ettiği She Tours’un başarısının sırrını bu sözlerle dile getiriyor.

She Tours’un temelleri nasıl atıldı?
Şirketin temeli, ağabeyim Nevzat Özcan’ın Sultanahmet’te acentecilik yaptığı dönemlerde atılıyor. 1994 yılında Harbiye’de işe,  şehir turları yaparak She Tours’un, gerçek varoluş hikayesi başlamış oldu.
She Tours, hayata yeni başlayanlar için ders niteliği taşıyan pek çok aşamadan geçerek bu günlere ulaştı. Oldukça mütevazi imkanlarla yola çıktığımızda, her şey çok kolay değildi belki ama, başarma azmini ve çalışma isteğini hiç kaybetmedim.

Turizm sektörünün en zor alanlarından birini tercih etmişsiniz. Bu tercihten memnun musunuz?
Acentecilik gece gündüz demeden yapılan, bayramı, tatili olmayan bir iş. Ağabeyim, 2004 yılında radikal bir karar alarak işi bıraktı. İnsanlarla uğraşmak onu çok yordu. Artık devam etmek istemiyordu. Ve bana ‘Sen ne istiyorsan öyle yap’ diyerek şirketi devretti. Ben de bırakabilirdim ama, mücadele etmeyi seçtim ve başardım.

Peki tek  başına devam edecek olmak sizi endişelendirdi mi?
Başta bir takım zorluklar yaşadım tabii. Öncelikle, ağabeyimle Taksim’de açtığımız ofisi kapattım, Sultanahmet’e taşındım. İstanbul’a internet üzerinden turist getirmeye başladım. Ama, otel ve rehberler ile bağlantımı hiç kesmedim. 2007 yılında da, otelci, acenteci ve rehber dostlarımın teşvikleri sayesinde tekrar şehir turları yapmaya karar verdim.
Tabii yeniden başlamak çok kolay olmadı. Maddi gücümüz sınırlıydı. Broşür bastıracak param bile yoktu. Bu nedenle ağabeyim işi bırakırken toplatmış olduğu broşürlere sticker yapıştırarak kullanılır haler getirdik. Kredi ile iki tane 27 kişilik araç aldık. Bir tane de 17 kişilik minibüs kiraladık. Cebimde de 20 Bin TL vardı.  Ve böylece kaldığım yerden  devam etmeye başladım.  Zorluklar olmadı mı, tabii ki oldu. Bu gün geriye dönüp baktığımda, gerçekten çok yol katettiğimi görüyorum ve bu beni gururlandırıyor.

She Tours’un başlangıcından bu güne,  iş hacminizde ne kadar artış oldu?
Başta, günde 50 kişi topladığımız zaman bayram ediyorduk. Şu anda günde 300 kişiye hizmet veriyoruz. O zaman 8 personelimiz vardı. Şimdi 23 personelimiz var. Rehberleri de katarsak, 40 kişilik bir kadroya sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Şu anda 11 tane aracımız var. 4 tane minibüs, 6 tane midibüs, bir tane de 46’lık otobüsümüz mevcut.  Ayrıca, iki kayık üzerine kurulu 150 kişilik otantik bir teknemiz var. Bu ahşap katamaranla Boğaz turlarımızı kendimiz yapıyoruz.

She Tours’un  bir günü nasıl geçiyor?
Yedi gün, 24 saat işin başındayız. Bayram, tatil demeden her gün çalışıyoruz. Bu iş sahada olmadan yönetilemez. Her gün saat 6.50’de şirketteyim. İlk olarak mail ve fakslara bakıyorum. Rezervasyonları kontrol ediyorum.  Sonra bölgedeki yolcuları topluyoruz ve sabah 9’da da turlar başlıyor. Biz turistleri dillere ve turlara göre ayırıyoruz. Her dile bir rehber tahsis ediyoruz.
Misafirlerimizin beklentilerine tam anlamıyla cevap verebilmek ve onları rahat ettirebilmek için, elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz. Sonuçta yalnızca misafirlerimize karşı değil, gezdirdiğimiz kentlere karşı da sorumluluğumuz var. O nedenle rehber arkadaşlarımız çok dikkatli ve özenli davranıyor.

Çeşitli dillere ve kültürlere ait insanları aynı araçta topluyorsunuz. Beklentileri ortak bir paydada buluşturmak zor olmuyor mu?
Kısa süreliğine de olsa, bir araç içinde kozmopolit bir yapı oluşuyor.  Turu bir orkestra şefi gibi yönetmek zorundasınız. Biz, deneyimli rehberlerle çalışıyoruz. Açıldığımızdan bu yana 600 bin kişi gezdirdik. Bu kadar insan içinde sadece 25 şikayet aldık. Bence bu, büyük bir başarı. Şikayet yüzdesi, binde biri bile bulmuyor. Bu şikayetlerin bir kısmının sebebi, otelin müşteriyi turun içeriği konusunda eksik bilgilendirilmesi ve trafik sorunu. Sonuçta herkesi memnun etmek çok güç. Ama inanın bunu sağlamak için çok çaba gösteriyoruz.

Turistlerin Türkiye’ye karşı önyargıları var mı?
Ön yargıları tümüyle yok etmek çok güç. Bazı misafirlerimiz hala develerle gezdiğimizi sanıyorlar. Bayan rehberlere şaşırarak ‘Türk müsünüz’ diyorlar. ABD’li bir bayan geçen sene bizim rehberimize ‘Neden ikiz kulelere saldırdınız? Bizi neden sevmiyorsunuz? Neden kadınlar ikinci sınıf vatandaş?’ şeklinde soru sordu. Genel olarak polemiğe girmiyoruz.

Ancak bu çok kritik bir soru…
Bizim rehberimiz, “Ben bayanım ve rehberim. Kendi istediğim işi yapıyorum. Kadınlar bu ülkede istediği işi yapar” şeklinde cevap vermiş. İnsan bu sorular karşısında hayrete düşüyor. Zaten acentenin isminin ‘She’ olmasının en büyük sebebi de, turistlerin bu yöndeki önyargısını ortadan kaldırmak. 

Günlük turların sektördeki yeri ve önemi nedir?
Tek kişi tur yapamaz. Zaten bunun maliyetini karşılayamaz. Biz her kültürden ve dilden turistleri bir araya getiriyoruz. Ve bu insanlar turdan memnun kalıyor. Yaptığımız iş, oldukça zor ve kritik bir hizmet . Oturmuş ve tecrübeli bir kadromuz olmasa, bu işin altından kalkamazdık. Hem misafirlerimize, hem de İstanbul’a karşı sorumluluğumuz var. Bu kenti iyi tanıtmalıyız ki, ziyaretlerin devamı gelsin.

Müşteri profilini nasıl buluyorsunuz?
İstanbul’a gelen turistin sayısını arttırmanın yolları aranıyor. Ama asıl yapılması gereken, İstanbul’a nitelikli turistin gelmesini sağlamak Az gelsin, ancak kaliteli turist gelsin. 100 bin kişi yerine 10 bin kaliteli turiste hizmet versem, daha fazla para kazanırım.

İleriye yönelik hedefleriniz nelerdir?
Acenteciliğin yanı sıra, Sultahahmet’te ve Kapadokya’da butik otel açmayı düşünüyorum.  Önceliğim Sultanahmet olacak. Ayrıca, tur teknemizi değiştirmeyi planlıyoruz. İşimizi geliştirmek adına yeniliklerimizi sürdüreceğiz.