Bu Bayram Benim Bayramım...

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışının 100'üncü yılı kutlamalarındaki coşkuyu, Corona virüs salgını nedeniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 100'üncü yıl dönümünde yaşayamadık.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 27/04/2020 20:45
Bu Bayram Benim Bayramım...

23 Nisan 1920 çok önemli bir tarih. Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 100'üncü yılı ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında, o büyük coşkuyu doya doya yaşıyamadık, çocuklarımıza da yaşatamadık. Ama pencere ve balkonlarımızdan verdiğimiz coşkuyu, bütün dünyaya yaymanın mutluluğunu yaşadık.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde, ülkemizin her köşesinde, Türk Bayrakları'yla donatılan balkonlarda ve pencerelerde İstiklal Marşımızın söylenmesinin yansımalarını televizyonlarda izlerken, çok duygulandığım bir olay gördüm. 9-10 yaşlarındaki bir çocuğun 'Bu Bayram, Benim Bayramım' diye haykırarak, heyecan ve coşkusunu göstermesi, beni hem duygulandırdı, hem de çocukluğuma götürdü.

Bayram sabahlarının heyecanı

Çocukluğumda Kurban ve Ramazan bayramları öncesinde olduğu gibi, 23 Nisan'larda da bayramlıklarımızı  giyme heyecanından, sabahın olmasını sabırsızlıkla beklerdik. Yeni kolalanmış beyaz yakamız, yeni yıkanmış ve ütülenmiş mis gibi kokan önlüğümüz, 23 Nisan sabahında bizim bayramlığımız olurdu.

Eğer kutlamalarda görev vermişse öğretmenimiz, özel hazırlanan bayram giysinin heyecanı daha da büyüktü. Okula başlamamış kardeşlerimizin imrenen bakışları altında, görevimizi heyecanla yerine getirirdik.

Çoğu zaman yağmur yağardı ama, biz üşümezdik

Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan.... nidalarıyla tören alanındaki yerimize koşardık. Kimimiz şiir okur, kimimiz folklor ekibinde oyun oynardı. Bayramımızı coşkuyla kutlardık. Çoğu zaman  yağmur yağardı ama, biz üşümezdik.

Öğretmenlerimizden ya da aile büyüklerimizden biri, tören alanında bizi izlediğini söyleyip aferin demişse, Nisan yağmuru bizi üşütüp hasta etmiş olsa bile, sevincimize, mutluluğumuza diyecek olmazdı.

23 Nisan'ın farkı

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla başlayan Kurtuluş Savaşımız, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı ve 1929'da bu günün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak Türk çocuklarına armağan edilişi, ülkemizi dünyada emsalsiz yapmıştır.

23 Nisan kutlamaları, çocuklarımızın mutluluğu ve her yaştan çocuğun anılarındaki heyecanla birleşip coşkumuzu artırıyor ve diğer bayram kutlamalarından farklılaştırıyor.

Dünya'da çocuklarına bayram hediye eden tek ülke

Dünya'da çocuklarına bayram hediye eden tek ülkenin çocuklarının bayram coşkusuna katılmak için birçok ülkeye mensup çocuğun TRT'nin organizasyonuyla davet edilmesi, ülkelerine döndüklerinde gönüllü turizm elçilerimiz olmalarını sağladı. Bu da, ülkemizin dünyada tanınırlığını artıran en önemli faaliyet olagelmiştir.

Dünya'nın çeşitli ülkelerinde yaşamlarını sürdüren insanımızın bu çoşkuya ortak olmaları, 3 ve 4'üncü kuşaktan çocuklarının ellerindeki Türk bayraklarıyla tören alanlarında yapamadıkları kutlamaları, evlerinde, Atatürk posterleri önünde tören düzenleyerek vidoya çekip paylaşmaları, yaştaşları arasında vatanlarını tanıtmalarının ötesinde, Türk kültürü ve tarihini yaşatmaları anlamında çok büyük anlam taşımaktadır.

Dünyanın her yerinde 23 Nisan coşkusu

Belçika'dan görüntü paylaşan Ali Güzel'in, Atatürk Posteri önünde  ikibuçuk yaşındaki  ikiz kız kardeşleriyle ve ellerinde bayraklarıyla 23 Nisan'ı kutlaması ve duyduğu heyecanı görmek sevindiriciydi.

Almanya’da, gazeteci-yazar Günter Wallraf’ın 1983-1985 yıllları arasında, Türk işçi Ali kılığına girip, işyerlerinde ve sosyal yaşamda bir yabancı olarak karşılaştıklarını anlattığı Ganz Unten (En Alttakiler) adlı romanda, Ali’nin dedesinin de aralarında bulunduğu Avrupa’ya çalışmaya giden ilk kuşak vatandaşlarımızın karşılaştıkları zorlukların anlatıldığı satırları hatırladım.

Balkonlardan taşan mutluluk

Çoğunluğu kırsal yörelerimizden, para biriktirip dönmenin hayalini  kurarak çalışan, yaşadıkları ülkenin dilini öğrenmek için zamanları olmayan bu kuşaktan, doğdukları ülkenin dilini öğrenip, yaşamını tanıyan, ama aynı zamanda, dedelerinin, babalarının geldikleri ülkenin kültürlerini öğrenmeye  ve yaşatmaya azimli yepyeni bir kuşağın temsilcileri karşımızda. Kayseri’den Belçika’ya gidip maden ocaklarında çalışan dedesinin adını taşıyan Ali ve yaştaşları, artık altta kalmayacaklar gibi görünüyor.

Corana virüsü, tören alanlarına, caddelere, sokaklara çıkıp ‘Bu gün 23 Nisan, Neşe doluyor İnsan’ nidaları atmamızı engelledi, ama her yaştan çocuk, büyük küçük herkes, kendi kutlamalarını penecere ve balkonlarımızda yaptı, çocuklar şiirlerini balkonlarda okudu. Bağımsızlık aşığı bu ülke, 23 Nisan coşkusunu bütün dünyaya haykırmanın yolunu yine de buldu.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.