Bıçak kemiğe dayandı... Turizmciler olarak aşıya erişimimiz sağlansın

Turizmde hareketliliğin yaşanması için aşılanma sürecinin önemine dikkat çeken Corendon Turizm Grubu Başkanı Yıldıray Karaer, “Turizmciler olarak otel işletmecileri veya havayolu taşımacıları veya acentalar, tur operatörleri olarak bizim aşıya erişimimiz sağlansın” dedi.

24/01/2021 21:43
Bıçak kemiğe dayandı... Turizmciler olarak aşıya erişimimiz sağlansın

Gazeteci Mevlüt Yeni’nin moderatörlüğünü yaptığı 'MY TV, Yeni Bakış' programına katılan Corendon Turizm Grubu Başkanı Yıldıray Karaer, pandemi döneminin havacılık sektörüne etkilerini değerlendirdi. Turizmde hareketliliğin yaşanması için aşılanma sürecinin önemine dikkat çeken Karaer, “Turizmciler olarak otel işletmecileri veya havayolu taşımacıları veya acentalar, tur operatörleri olarak bizim aşıya erişimimiz sağlansın” ifadelerini kullandı.

Gündeme dair önemli konu ve konuklarıyla her hafta farklı bir konuyu MY TV Türkiye kanalımızda ekranlarınıza getiren MYGazete.com Genel Yayın Yönetmeni, Akdeniz Gazeteciler Federasyonu ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni’nin moderatörlüğünü yaptığı Yeni Bakış programının dün akşamki canlı yayın konuğu, Corendon Turizm Grubu Başkanı Yıldıray Karaer oldu.

BU TÜM DÜNYANIN KRİZİ OLDU

2020’yi değerlendiren Başkan Karaer, “Şu anda Ocak ayının son günlerine yaklaşıyoruz. Pandemiye Mart ortasında yakalanmıştık. Çok iyi 2020 senesi olacağı düşünülüyordu. Rekorların senesi olacaktı. Çok iyi hazırlıklar yapılmıştı. Ama pandeminin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştik. Çok fazla değişimler yaşadık hep beraber.

Hiçbir turizm organizasyonu, tur operatörü, acenta, otel işletmesi veya hava yolu 3 ay, 4 ay, 5 ay hiçbir şey yapmaksızın elini kolunu bağlayıp oturup beklemeye pek alışık değil. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de birçok kriz yaşadık. Ama bu artık dünyanın krizi oldu. Biz kendi kendimize temmuz ayında uçuşların başlaması gibi hareketliliğe başlama arzusundaydık” açıklamasında bulundu.

TEMMUZ AYINDA SEFERLERE BAŞLADIK

Almanya, Hollanda ve Belçika’dan ilk uçuşlara başladıklarını belirten Karaer, “Türkiye tarafında uçuşlarımıza temmuz ayında başladık. Uçakların uçması gerektiği, ekiplerin ilk hareketi alması gerekliliğini düşünmüştük.

Yurtdışından Türkiye’ye gelmek isteyen vatandaşların hareket oluşturacağını düşünmüştük. O yüzden Temmuz ayında bizim Anadolu uçuşlarıyla beraber seferlerimize başladık” şeklinde konuştu.

2020 YAZ UÇUŞLARINA ARA VERMEK ZORUNDA KALDIK

Birçok konu uçuşların zor şartlarda yapılmasına sebep olduğunu söyleyen Karaer, “Zor şartlarda, düşe kalka Ekim ayının sonuna geldik. Fakat kış döneminde beklenen 2. dalga hareketi ülkelerin tekrar hava sahalarını kapatmaları Türkiye’den dönen yolculardan test istenmesi, karantina beklentisinin olması. Baktık ki Kasım ayından itibaren bu uçuşları yapılmasını giderek zor bir hale getireceğini düşündük.

1 Kasım itibariyle de düşe kalka devam ettiğimiz 2020 yaz uçuşlarına ara vermek zorunda kaldık. Çok iyi hazırlanmış olduğumuz rekorların yılı olarak düşündüğümüz 2020 yılını maalesef çok az bir uçuşla ve uçuşlardaki doluluk oranları yüzde 50, yüzde 60 seviyelerinde olacak şekilde çok düşük yoğunlukla bu uçuşları yaptık. Ekim sonu itibariyle de kış döneminde tüm filoyu yere indirerek uçuşlara ara verdik” dedi.

ENGELLER SADECE TÜRKİYE İÇİN YAŞANAN ENGELLER DEĞİLDİ 

Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’da da hava yolu taşımacılığı yaptıklarına değinen Karaer, “Bu engeller sadece Türkiye için yaşanan zorluklar ve konulan engeller değildi. Tam sezonun sonunda Yunanistan ile yaşanan zorluklar, Yunanistan’da yaşanan zorluklar daha sonra İspanya hava sahasının Avrupa’dan İspanya’ya olan hava sahasının kapatılması aslında Türkiye ve diğer alternatif turizm destinasyonlarında operasyon yapılmasını çok zor bir hale getirdi.” yorumunu yaptı.

Örnek olarak Hollanda ve Belçika turizmini anlatan Başkan Karaer, “ Türkiye’yi 2020 boyunca hiç açmadılar. Hava trafiğini kesinlikle açmadılar. Ama Türk kökenli vatandaşların memleketlerine gelmelerine engel olmadılar. Bu vatandaşlar geldi. Kayseri gibi Konya gibi Ankara gibi Eskişehir gibi Zonguldak gibi destinasyonlara gitmelerine engel olmadılar. Çıkarılan zorluk dönüşte PCR testinin istenmesiydi. Karantina istenmesiydi” diye konuştu.

ÇOK ZOR BİR DÖNEM GEÇİRDİK 

Çok zor bir dönem geçirdiklerine dikkat çeken Karaer, “ Biz de kısa çalışma ödeneğinden tüm çalışanlarımızı faydalandırmaya çalıştık. Aylara göre alınan kısa çalışma ödeneklerinin üzerine maaşlarının bazen tamamını bazen bir kısmını tamamlayarak döneme bu periyodu geçmeye çalıştık.

Ama 1 Kasım’dan itibaren hiçbir uçuş faaliyetinin olmayacağını anladıktan sonra da ağırlıklı personelimizi Türkiye’de hem havayolunda hem otel işletmeciliği tarafında hem de acentacılık tarafında tamamen Kısa Çalışma Ödeneğini almak zorunda kaldık.

Yurtdışındaki personelimizin imkanları oradaki ülkelerin mali seviyeleri ile ilgili. Almanya’da Hollanda’da, Belçika’da çalışanlar maaşlarının yüzde 80’ini, yüzde 90’ini bu dönemde alabildiler. Yurtdışında çalışanların durumu Türkiye’den daha iyiydi” değerlendirmesinde bulundu.

AŞILANMADAN SONRA SEYAHAT ETMEYİ DÜŞÜNÜRLER

Aşı lafının edilmesi ile birlikte rezervasyonlarda hareketlenmeler yaşandığını vurgulayan Karaer, “Hollanda’da yaşananlar Almanya’da yaşananlar İngiltere’de olanlar Belçika’da yaşananlar bu negatif ortam bizi aslında 1 Nisan 2021’de paskalya ile başlar dediğimiz turizm hareketini tüm bunlara baktığımızda sanki bu işlerin biraz daha uzayacağını Nisan’ı kaybedeceğimizi başlangıcın Mayıs ayında mı olacağı, Haziran’da mı olacağı veya Temmuz’u mu bulacağını tam bilemiyoruz.

Tabii aşının ülkelerde hızlı olarak dağıtılması yapılması muhakkak bu zamanı öne çekecektir. Ama arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmelerle bizim içinde bulunduğumuz Avrupa kaynak pazarlarında seyahat edecek gruplara aşılamanın yapılması Temmuz’u bulacağı, Temmuz’un ortalarını bulacağı söyleniyor. İnsanlar tabi öncelikle aşılanma olduktan sonra seyahat etmeyi düşünürler diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

TURİZMCİLER OLARAK AŞIYA ERİŞİMİMİZ SAĞLANSIN

Artık bıçak kemiğe dayandı söyleminde bulunan Başkan Karaer, sektör olarak taleplerini iletti. Başkan Karaer konu ile ilgili şöyle konuştu: “Türkiye’de turizm sektöründe aşılanmanın hızlı şekilde yapılmasının Türkiye’deki turizm hareketinin başlamasında cesaretlendirici bir unsur olarak düşünüyoruz. Bunu Turizm Bakanımız’a da öneri olarak götürdük.

Önerimiz şu, biz turizmciler olarak otel işletmecileri veya havayolu taşımacıları veya acentalar, tur operatörleri olarak bizim aşıya erişimimiz sağlansın. Biz bunun parasını kendi cebimizden verelim. Firmalar kendileri ödesinler bu aşıyı ve personellerine bu aşılanmanın hızlı şekilde yapılmasını sağlasınlar.”

Başkan Karaer, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Bu global bir kriz. Almanya’daki turizmci de negatif olarak etkilendi. Avusturya’daki de. Herkesin derdi aynı. Bütün havayolları aynı sorunu yaşıyor. Havacılık sektöründe bir yıl uçakların uçmaması, personelin evde oturması, mühendisin, teknisyenin hiçbir şey yapmıyor olması ve kısa çalışma ödeneği gibi mümkün olmayacak bir şeye razı olması uzun süreli mümkün değil. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Artık bizim başlamamız gerekiyor.

Hazır mısınız derseniz tabi kafa olarak kalben hazırız. Ama endişemiz var. Personelim paslanması, uçakların yerde kalması ilk çıkacağı seferlerde teknik arıca oluşması gibi endişelerimiz var. Bunların giderilmesi için toplantılar yapıyoruz. Elimizden geleni yapacağız. Aşı lafının konuşulması ile beraber rezervasyonlarda bir artış var. Hem tur operatörü olarak hem havayolu olarak Türkiye’nin yanında diğer tatil destinasyonlarına da hizmet veriyoruz.”

ANTALYA REZERVASYONLARDA İLK SIRADA YER ALIYOR

Aşı sürecinin başlaması ile beraber rezervasyonlarda bir artış yaşandığının altını çizen Başkan Karaer, süreci şöyle özetledi:

“Her gün rezervasyonları takip ediyoruz. Geçen sene bu zamanlar pandeminin esamesi okunmuyordu. Geçen seneye göre rezervasyonlar yüzde 50 seviyesinde. Bu da fena değil. Rezervasyonlarda biz Nisan’ı zorluyoruz. Ama Mayıs’a, Temmuz’a ve Ağustos’a rezervasyon geliyor. En fazla da Ekim ayına rezervasyon geliyor. İyi bir tarafı var. Antalya her zaman gelen rezervasyonlarda ilk sırada yer alıyor.

Almanya’sından Belçika'sına kadar Norveç'inden Bulgaristan’ına kadar Türkiye yapmayan hiçbir tur operatörü hiçbir işletmenin para kazanması mümkün değil. Çünkü Türkiye’nin sunmuş olduğu hizmetler çok fazla."

TURİZMİ HOMOJEN ŞEKİLDE YAYMAK LAZIM

Karaer konuşmasına şu şekilde devam etti:

"Antalya için 20-25 milyon turist veya Türkiye için 60-65 turist hedefliyorsak eğer Türkiye’nin tüm bölgelerine turizmi homojen şekilde yaymak lazım. Antalya’nın potansiyeli çok yüksek. Tesis enflasyonu veya yatak enflasyonu olacak diye korkmamak lazım.

Mümkün oldukça çeşitlendirmek lazım. Pandemi döneminde bile futbol grupları Antalya’ya geliyor. Türkiye’de turizmi 12 aya yaymayı becerdik. Bizim turizmci olarak tek isteğimiz birazcık huzur ve barış ortamı.”

2021’DE FİYAT DEĞİŞİMİ VAR MI?

Karaer, turizmde fiyatların düşmesinin beklenmesine rağmen bunun mümkün olamayacağının altını çizerek şunları söyledi:

“Artık turizmcinin para kazanması lazım. Fiyatlar tabi ki bu kriz anında bir takım tesislerde düştü. Bir kısmı az bir kısmı çok düşürdü fiyatlarını. Zaten tesislerin bir kısmı 2020’de hiç açmadı kapalı kaldı. 2021 senesinde fiyatların düşmesi için bir sebep yok. Ama beklenti fiyatların düşmesi yönünde. Artı bunun yanında Avrupa’da tur operatörlerinin telkinleri de bu şekilde. 2021 senesinde fiyat artışının kabul edilmeyeceği bir yıl olacağı.”


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.