Bende Varım: İç Turizm

Turizmle ilgili yapılan haberlerde karşımıza çıkan başlıklara göz attığımızda; ne kadar yabancı turist geldi? Ne kadar döviz elde edildi? Turizmi 12 aya yayarak daha çok nasıl turist çekebiliriz?

14/11/2018 14:47
Bende Varım: İç Turizm

Yakup Demir / Director Of Distribution & Call Center at Rixos CHQ Office

Hem lise hem lisans eğitimini turizm üzerine okuyan ve hayatını turizm ile kazanan biri olarak; dünyanın en çok turist çeken destinasyonları sıralamasında Türkiye’nin ilk 3’e girme hedefi konusunda tereddütsüz hemfikirim. (Gönlümden geçen sıralama bu)

Bu yazımda değinmek istediğim; iç turizme dolayısıyla yerli turiste ne kadar önem veriyoruz?

Başta Amerika ve en önemli Avrupa ülkelerinde total turizm gelirlerinin içerisinde iç turizmin payı 50% ve daha fazlası... (Detayları bundan sonraki yazılarımda detaylı anlatacağım) Öngörüleceği üzere turizm birçok farklı durumdan etkilenebilecek çok hassas sektörlerin belki de başında geliyor. Söz konusu hassasiyet o kadar kırılgan bir yapıya sahip ki bir demeçten kaynaklanabilecek siyasi bir kriz milyonlarca turistin bir ülkeden diğer bir ülkeye gidişini engelleyebiliyor. Beklediği milyonlarca turisti alamayan ülke; ekonomik kriz yaşar, başta otelciler ve acenteler olmak üzere ilgili paydaşlar operasyonlarında azalmalara gider ve kar/zarar dengelerinin sonucunda işten çıkarılan binlerce insana kadar uzun bir zarar listesi ortaya çıkar. Sıcak para akışını sağlanamadığında ülke ekonomisi zarar görür. Bu olumsuz maddeleri çoğaltmak, maalesef mümkün..

Total turizm stratejisinde her ne kadar yurtdışından gelecek ziyaretçiler hayati bir önem taşıyor olsada en az bu kadar önemli bir diğer ziyaretçi kitlesi bizzat yerli turistlerdir.

Bunun birden fazla sebebi var...

-Öncelikle yerli turist bu ülkede vergi ödeyen, bu ülkede doğan, bu ülkenin iyi gününe kötü gününe tanıklık eden dolayısıyla kendi ülkesinde tatil yapması, ülkesinin güzelliklerini tanıması en doğal hakkıdır.

-Siyasi, ekonomik ya da herhangi bir doğal afet durumunda en az tepki verip, tatilini ve seyahat planını devam ettiren kitle yine yerli turistlerdir. Yerli turist ülkemizi ziyaret etmeye devam eder, etmektedir.

-Doğru, adaletli ve planlı çalışmalar yapıldığı sürece yerli turist istikrarlı olarak turizm faaliyetleri içerisinde yer alacaktır.

Peki yerli turist sadece şehir merkezlerindeki alışveriş mekanlarını mi gezmeli, otellerde mi konaklamalı ya da sadece araçlarıyla akraba ziyaretlerine geldikleri açık bir şekilde belli olduğu halde sırf farklı bir plakaya sahip oldukları için turist mi sayılmalılar?

80 milyonluk bir ülkenin iç turizm konumlandırmasını ön plana çıkardığı takdirde turizm gelirleri içerisinde iç turizm payının ciddi bir paydaya sahip olacağına inanıyorum.

Deniz-kum-güneş üçlüsünün ne kadar önemli olduğunu ülkemizi istikrarlı bir şekilde ziyaret eden yabancı turistlerden ötürü biliyoruz. Ancak deniz-kum-güneş üçlüsü dışında ülkemizde yer alan müzeleri, ören yerlerini, milli parkları, tarihi mekanları ne kadar tanıyoruz ve ne kadar tanıtıyoruz?

Fırsat buldukça tarihi mekanları, müzeleri, tabiat parklarını, milli parkları ziyaret etme fırsatım oluyor.

Gözlemlerimden yola çıkarak daha iyi bir deneyimi şahsım ve ülkem adına hakettiğimizi ve buna bağlı olarak daha çok ziyaretçiye ulaşmanın mümkün olduğuna inanıyorum.

Geçtiğimiz 1 hafta içerisinde Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkını ve Kovada Gölü Milli Parkını ziyaret etme fırsatlarım oldu.

Kurşunlu Şelalesi, Tabiat Parkı, Antalya

Antalya havalimanına 12 km uzaklıkta, çam ağaçlarının arasında, 7 küçük göletin küçük şelalelerle birbirine bağlandığı 2 km’lik bir kanyon içinde yer alan bu şelale, hepimizin aradığı ancak bulmakta zorlandığı bir ihtiyacı 7 lira karşılığında bizlere ikram ediyor: Huzuru..

Keşke olmasa dediklerim;

Park içerisinde hizmet veren görevliler ve işletmeler Tabiat parkının vadettiği huzuru maalesef olumsuz etkiliyor. Örneğin nargile’nin tabiat parkı içerisinde ne gibi bir gerekliliği olabilir. Derme çatma hizmet veren bu küçük işletmelerde satılan yiyecek ve içeceklerin fiyatları neden çok yüksektir? Fotoğraf çekimi yapmak isteyen bir çifte giriş turnikesinde bahşiş sebebiyle yapılan zulmü ayrıca belirtmem gerekiyor.. Otobüs terminallerindeki çığırtkanlar gibi müşteri çekmeye çalışan kaba insanlarla böyle güzelliklerimiz nasıl turist çekebilir ya da bu insanları nasıl sık sık ziyaret etmeye teşvik edebiliriz?. Görevlilerin hal ve tavırlarının turizm ciddiyetine uygun olduğundan emin değilim. Profesyonel bir yönetim hem yerli hem yabancı turist için hayati önem taşıyor.

Kovada Gölü Milli Parkı, Isparta

Eğirdir’in güneyinde Eğirdir’e 29 km, Isparta merkeze 55 km uzaklıkta yer alan Kovada Milli Parkı; flora zenginliği, yaban hayatı çeşitliliği ve zengin bitki örtüsüyle yaklaşık 20.6 km’lik bir alanı kapsıyor. Çeşitli balıklar, onlarca bitki çeşidi ve yaklaşık 153 tür su kuşuna sahip harika bir milli park. Unutmadan söylemekte fayda var, park içerisinde kuş ve yaban hayatı hayvanları müzesi yer alıyor. İçi doldurulmuş hayvanlar ilginizi çekecektir, özellikle gerçek postuyla karşınızda duran bir ayıyı incelemek heyacan verici olabilir..

Keşke olmasa dediklerim;

Park giriş ücreti araçlar için 15 lira ve aracın büyüklüğüne göre fiyatlar değişiyor. 26 yıl önce I. Derece doğal sit alanı olarak kabul edilmiş bu milli parkta görevli olarak görebildiğim tek kişi; sivil kıyafetleriyle 60 yaşlarında elinde sigarası bulunan yaşlı bir amca. Ücreti aldı ancak fişi vermedi. El-kol hareketleriyle yaklaşık 30 saniye milli park hakkında bilgi verdi. Tuvaletler bakımsız. Mescid olarak kullanılan kulübenin üstünde Jandarma yazıyor. Kulübenin içinde ibadet yeri olduğunu anımsatan tek şey bir seccade. Derme çatma bir fast food mekanı var. Öte yandan yürüyüş yolları temizlenmediği için kazaya davetiye çıkarıyor. Milli parkın hemen girişinde 200 yıllık bir çınar ağacı var ancak ağacın dallarını kırmaya çalışan gençlere park görevlisi sadece bakmakla yetiniyordu. Parkın hemen girişinde yemek yapan bir öğrenci grubu ve öğretmenler vardı. Milli parka gelenlerin böyle bir tabloyu hak etmediklerini düşünüyorum. Her yerde mangal yapan insanlar, dumanlar var. Böyle keyifli bir ortamı incelemek, deneyimlemek ve doğanın tadını çıkarmak yerine sadece yemek yemeyi düşünmek bir tercih sebebi olabilir ancak parkın belli bir kısmında bu aktivetelere izin verilmeli. Mangal dumanına ihtiyacım olsaydı 150 km yolculuk yapmaya gerek olmazdı.

Her iki örneği göz önüne alacak olursak;

Birinci önceliğimiz doğal güzelliklerimize değer vermek, onları korumak ve en önemlisi onları ziyarete gelecek insanlara yerli ya da yabancı farketmeksizin modern, temiz ve saygılı bir hizmet sunulmasını sağlamak olmalı.

İkinci olarakta başta Kültür ve Turizm Bakanlığımız, İl Kültür Müdürlüklerimiz, yerel yönetimler, eğitim kurumlarımız, STK’lar olmak üzere iç turizmi teşvik edici geziler, ziyaretler planlanmalıdır. Sağlıklı, ayakları yere basan ve kararlı bir politikayla iç turizm farkındalığı geliştirebilir. Bunu yapmak için öncelikle bu ülkeyi ve bu ülke insanını sevmek gerekiyor. Gerisi kolay... “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere” Einstein.

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.