Antik dünyanın bilgelik merkezi gün yüzüne çıkıyor
Antik dünyanın önemli bilgelik merkezlerinden Klaros’ta arkeolojik kazılar, geçmişi gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Saya Holding ana sponsorluğunda gerçekleştirilen kazılar, kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıyor.

İzmir’in Menderes ilçesinde yer alan Klaros Antik Alanı’nda yürütülen kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle ve Ege Üniversitesi’nin bilimsel liderliğinde devam ediyor. Saya Holding ana sponsorluğunda gerçekleştirilen kazılar, antik dünyanın bu önemli kehanet ve bilgelik merkezini yeniden görünür kılmayı hedefliyor.
Antik bilgeliğin izinde
Klaros Kazıları, yalnızca arkeolojik bir süreci değil; aynı zamanda kültür ekonomisi, yerel kalkınma ve tarih bilinci açısından çok katmanlı bir dönüşüm sürecini de temsil ediyor. Antik Çağ’da Apollon adına kehanetlerin yapıldığı bu kutsal alanda yürütülen kazıların, bölgenin kültürel potansiyelini açığa çıkarmada stratejik bir rol oynaması bekleniyor.
Beş yıldır çalışmalar iki ana alanda yürütülüyor. Son dönemde ise Geleceğe Miras Projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmaların ilki, İS 1. ve 4. yüzyıllar arasında Klaros’a gelen ziyaretçilerin konaklaması için inşa edilmiş, antik dönemdeki ismiyle Katagogeion’da gerçekleştirilen kazılar. Kazıların bir diğer odak noktası ise Klaros’un güneyinde, ana kent Sahildeki Kolophon tarafında ortaya çıkarılan 50 metre uzunluğunda ve 7 mekândan oluşan Roma yapısı. Ayrıca kazı çalışmalarına paralel olarak koruma ve onarım faaliyetleri de hız kazandı.
Bir hafıza mekânı olarak Klaros
Kazıların bilimsel danışmanlığını yürüten Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Onur Zunal, Klaros’un yalnızca tarihî bir ören yeri değil, aynı zamanda bir hafıza mekânı olduğunu vurguluyor. Zunal, “Klaros, yaklaşık 3 bin yıl önce insanların geleceğe dair yön bulmak için başvurduğu bir merkezdi. Bugün ise her yeni buluntu, geçmişin sessiz tanıklığını geleceğe taşıyor” diyor.
Büyük İskender’in rüyası ve İzmir’in kaderi
Klaros’un, İzmir’in tarihsel kaderinde de önemli bir yeri bulunuyor. Antik yazar Pausanias’a göre, Büyük İskender bir gün gördüğü rüyayı Klaros’taki kahinlere yorumlattı ve bu kehanet doğrultusunda Smyrna’nın (bugünkü İzmir) yeni yerleşim alanı belirlendi. Bu yönüyle Klaros, yalnızca bir kutsal alan değil; şehir kurduran, medeniyet inşa eden bir bilgelik merkezi niteliği taşıyor.
Kazıların asırlık serüveni
Kazıların serüveni 1907 yılına kadar uzanıyor. Ancak savaşlar, kaynak yetersizliği ve yönetimsel nedenlerle sık sık kesintiye uğrayan çalışmalar, bugüne kadar yalnızca 51 yıl aktif olarak sürdürülebildi. Dönüm noktası ise 2001 yılında Ege Üniversitesi’nin kazı sorumluluğunu üstlenmesiyle yaşandı. Önce Prof. Dr. Nuran Şahin, ardından Doç. Dr. Onur Zunal’ın bilimsel danışmanlığında devam eden çalışmalar, bugün disiplinli ve sürdürülebilir bir biçimde ilerliyor.
Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, kültürel mirasın geleceğe taşınmasına katkı sağlamaktan duydukları sorumluluğu şu sözlerle ifade ediyor: “Bugün dünya şehirleri, kültürel mirası yalnızca geçmişin bir izi olarak değil, geleceğin inşa edici gücü olarak da görüyor. Klaros’a verdiğimiz destek yalnızca kazı alanına değil; aynı zamanda kültür ekonomisinin gelişimine, yerel kalkınmaya ve uluslararası tanınırlığa yönelik sürdürülebilir bir katkıdır. Bu yaklaşımımız evrensel sürdürülebilirlik ilkeleriyle de örtüşüyor. Türkiye’nin ve İzmir’in kültürel yükselişinde Klaros gibi merkezlerin geçmişle birlikte geleceği de inşa edeceğine inanıyor, bu tür örneklerin çoğalmasını diliyoruz.”
Klaros Kazıları’nın ilerleyen süreçte daha geniş kitlelerle buluşturulması, bilimsel yayınlarla desteklenmesi ve kültür turizmine katkı sunacak biçimde kamusallaştırılması hedefleniyor.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: