Ali Can Aksu-Turizoom Turizm Hotel Yönetim Kurulu Başkanı 

Türk turizmi, dünyanın en hızlı büyüyen sektörlerinden birinde önemli bir aktör olarak öne çıkmaktadır. Ancak sektörün uzun yıllardır taşıdığı bazı yapısal sorunlar, sürdürülebilir büyümenin önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Geçmişten gelen yanlış uygulamalar, mevzuattaki boşluklar ve en önemlisi bir “Turizm Meslek Yasası” eksikliği, Türk turizminin sağlıklı bir gelişim sürecine girmesini engellemektedir.

Geçmişten Gelen Yanlış Uygulamalar

Plansız Yatırımlar, Her Şey Dahil Sisteminin Yan Etkileri, Marka ve Kalite Sorunu, Uluslararası zincirlerin yanında güçlü yerli markaların azlığı, Türk turizmini dışa bağımlı hale getirmiştir.

Mevzuattaki Boşluklar sektörü belirsizliğe uğratıyor

Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin uyması gereken kurallar, farklı kanun ve yönetmeliklere dağılmış durumdadır. Bu da uygulamada standart eksikliğine yol açmaktadır.

Konaklama, seyahat acenteliği ve rehberlik gibi alanlarda düzenleyici çerçeve doğrultusundaki faaliyetlerin güncel ihtiyaçlara cevap vermesi sağlanmalıdır.

"Turizm Meslek Yasasının henüz hayata geçmemesi sektörün geleceğini zora sokuyor"

Turizm, milyonlarca kişinin ekmek kapısı olmasına rağmen, çalışanların mesleki haklarını, standartlarını ve görev tanımlarını düzenleyen bir meslek yasası hâlen bulunmamaktadır.

Bu durum, sektörde nitelikli iş gücü kaybı, yüksek personel devri ve düşük motivasyon gibi sorunları doğurmaktadır.

Eğitim kurumlarından mezun olan gençlerin sektörde kalıcı olmamasının temel nedenlerinden biri de bu güvencesizliktir.

Türk turizminin geleceği için köklü bir yeniden yapılanma şarttır:

Turizm Meslek Yasası acilen çıkarılmalı.

Nitelik odaklı bir turizm stratejisi benimsenmeli,

Mevzuat reformu ile ruhsat, denetim, teşvik ve yatırım süreçleri tek çatı altında, net ve hızlı işleyen bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Yerel kalkınma entegrasyonu sağlanmalı; turizm gelirleri sadece otellerde değil, bölge halkının ekonomisine de katkı vermelidir.

Turizmde gelir ve rakamlara dayalı bir politika yerine radikal çözümler geliştirerek, Türk turizminin geleceği sağlam zemine oturtulmalıdır.

Sonuç olarak;

Türk turizmi, yalnızca doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle değil, aynı zamanda yönetim modeli ve kalite anlayışıyla da dünyada örnek olabilecek bir potansiyele sahiptir. Ancak bunun için geçmişin hatalarından ders çıkararak, mevzuat boşluklarını kapatarak ve bir Turizm Meslek Yasası ile sektöre kurumsal güvence kazandırarak yeniden yapılanmaya gidilmesi kaçınılmazdır.