Adalet böyle olunca turist de gelmiyor

"Türkiye'nin en büyük birkaç probleminden biri hiç şüphesiz uluslararası standartlarda bir hukuka ve adalete sahip olmamasıdır" diyen Hürriyet yazarı Taha Akyol, geniş mağduriyet yaşatan bu durumun turizm sektörünün yurt dışındaki imajını da kötü etkilediğini vurgulayan bir yazı kaleme aldı.

22/12/2017 14:21
Adalet böyle olunca turist de gelmiyor

Akyol'un "Adalet böyle olunca" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Türkiye’nin en büyük birkaç probleminden biri hiç şüphesiz uluslararası standartlarda bir hukuka ve adalete sahip olmamasıdır. Bu yüzden geniş mağduriyet duyguları yaşanırken, öbür yandan ekonomi de bundan çok olumsuz etkileniyor; turizm dahil.

Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Timur Bayındır, dünkü açıklamasında 2017’de turist sayısında iyi gelişmeler yaşandığını ama fiyatların çok düşük olduğunu söyledi.

Dahası, “kongre turizmi”nde hiçbir kıpırdama olmadığını, şartlar iyi giderse ancak 2020’den sonra bir kıpırdama olabileceğini de belirtti. Bu neyin göstergesidir?

KONGRE TURİZMİ?

Büyük ve güçlü uluslararası kuruluşlar uzman bilim insanlarını, yöneticileri davet ederek güvenli ve konforlu otellerde bir hafta-on gün ‘kongre’ yapar. Düzenlemesi birkaç yıl öncesinden yapılır. Çok iyi para bırakırlar. Bunlar artık gelmiyor.

Ucuz turist geliyor, pahalı ve üst düzey kongre organizasyonları gelmiyor.

Bir süredir duyuyordum, Türkiye’de casus, ajan diye gazeteci ve öğretim üyeleri tutuklandığı için insanlarda “ne olur ne olmaz” diye çekingenlik başlamıştı.

İşte, “Büyükada’da gizli casuslar toplantısı” diye tutuklamalar yapıldı, yer gök birbirine katıldı; fos çıktı!

Üniversite çevrelerinde “yabancı hocalar gidiyor” gibi yakınmalar yaygındır.

Daha önce DW ve Bloomberg gibi haber kuruluşları “Türkiye’den dışarıya beyin göçü olduğunu”, akademisyen ve uzmanlarda yurtdışına yerleşme eğilimi görüldüğünü haber yapmışlardı.

“Kongre turizmi” verileri niye kötü, görüyor musunuz?

İş dünyası niye ‘OHAL kalksın’ diyor.

Türkiye elbette terörle mücadele ediyor, edecek. PKK’nın çözüm süreci döneminde kazdığı hendekler, kurduğu tuzaklar, depoladığı patlayıcılar nasıl kaldırıldı? Günlerce sokağa çıkma yasağı ilan edilerek, binlerce insan yerlerinden çıkarılarak...

Teröre karşı çok etkili kara ve hava operasyonları da yapıldı.

Bunları yaparken OHAL yoktu, hükümet de hiç yetkisizlikten yakınmıyordu. Demek ki OHAL’siz terörle mücadele mümkündür.

Evet, Türkiye 15 Temmuz 2016’da vahşi bir darbe girişimine maruz kaldı. OHAL ilanı gerektiğini o zaman ilk söyleyenlerden biri bendim.

Türkiye “darbeyi bastıran demokratik ülke” görüntüsünün avantajlarını çok iyi kullanabilirdi. Fakat diplomasi ihmal edildiği gibi “OHAL hukuku”na bile uymayan ölçüsüz işlemler avantajları dezavantaja çevirdi. Uzun bir listeye gerek yok.

Avrupa Konseyi’ne göstermek için bir “OHAL Komisyonu” kuruldu, fakat hâlâ tek karar vermedi!

Siyasi atmosfer de belli...

Türkiye’nin “hukuk devleti” imajına daha da gölge düştü; yol açtığı sıkıntılar ortada."

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.