2015 Turizminden Geriye Kalanlar

2015’e turizmde iyi başladık fakat özellikle 2. çeyrekten sonra büyük bir düşüş yaşandı. İlk çeyrekte turizm geliri önceki yıla göre %1,3 artarak 4 milyar 868 milyon $ olurken ziyaretçi sayısı ise %5,5 artarak 5 milyon 344 bin 575 kişi oldu.

Zafer Türkmendağ Zafer Türkmendağ 31/12/2019 23:40
2015 Turizminden Geriye Kalanlar

Zafer Türkmendağ

Bu çeyrekte kişi başı ortalama harcama önceki seneye göre 38$ düşerek 912$ oldu. 2. çeyrekte turizm geliri önceki seneye göre %14 civarında düşerek 7milyar 733 milyon $ olurken ziyaretçi sayısı da %0,02 düşerek 10 milyon 751 bin 351 kişi olmuştur.

Ortalama harcama ise yaklaşık %12,23 gerileyerek 718$ oldu. Turizm geliri Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından oluşan 3. çeyrekte ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %4,4 azalarak 12 milyar 294 milyon 189 bin $ olurken ziyaretçi sayısı ise %0,02 artışla 17 milyon 409 bin kişi olmuştur.

Bu çeyrekte ortalama harcama 706$ oldu. Son çeyrekte önceki senelere göre biraz daha düşeceği öngörüldüğünde 31 milyar dolar gelir ve 40 milyon kişi ziyaretçi ile bu seneyi kapatacağımızı tahmin ediyorum (Rusya pazarı ve Ortadoğu krizinin etkileri ile azaltılmış hali). Rusya’da baş gösteren ekonomik kriz ve Ortadoğu sorunu Türkiye’nin 2015 turizmini büyük ölçüde yaraladığı açıkça görülmektedir. Rusya’nın ve Avrupa’nın yaratmış olduğu boşluğu doldurmak isteyen turizmciler fiyat kırma politikaları ile kişi başı ortalama harcamayı büyük oranda düşürdüler.

Yılın ilk üç çeyreğine ülke bazında baktığımızda ise ABD, Afrika Ülkeleri, Arap Ülkeleri, Almanya, Amerika Ülkeleri, Avustralya, Asya Ülkeleri, Bulgaristan, İran, İsrail, İsviçre, Suriye ve Ukrayna pazarlarında 2014’e göre artışlar olurken Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Danimarka, Hollanda pazarlarında düşüş ve en dikkat çekici olarak da Fransa, İspanya, İtalya, Japonya, Rusya ve Yunanistan pazarlarında yüksek oranda düşüşler olmuştur.

Özellikle İtalya(%-33), Japonya(%-43) ve Rusya(son çeyrek hariç %-20) gibi önemli pazarlarımızdaki yüksek orandaki daralmalar turizmcilere zor günler yaşattı. Ülkemiz Asya-Pasifik gibi gelişen pazarlardan belli ki nasibini almış fakat pazarlamada yeterli önem verilemediğinden pazar payında düşük bir oranda kaldığı görülmektedir. Açıkçası dünya turizm pazarlarına yönelik pazarlama çabalarının tümünün verimliliği siyasi ve konjonktürel yapıyla çok fazla ilişki içerisindedir.

Dolayısıyla siyasi istikrar ve güven ortamı olan ülkeler turizmden her zaman daha fazla faydalanacaklardır. Türkiye’de iç siyasi istikrar 1 Kasım seçimlerinde yakalanmasına rağmen maalesef öncesindeki ülke içi terör olayları ve Ortadoğu’daki istikrarsızlık ülkemizi derinden etkilemektedir.

Yine dünyada bir algı operasyonu yapılarak Türkiye’nin imajını Ortadoğu’daki terörist gruplarla paralel bir çizgiye getirilmeye çalışılmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin aktif rol oynayarak bir an önce bölge barışına katkı sağlayacak bütün önlemleri alması gerekmektedir.

Bu hem toplum refahı için hem de turizm için olmazsa olmazdır. 2015 turizm yılından çıkarmamız gereken 3 dersi hem akademik çalışmalara, hem merkezi ve yerel yönetimlere ve hem de öğrencilere aktarabilmek gerekli. Birincisi, her şeyin temelinde olduğu gibi turizmin temelinde de barış var. Bölgesel siyasi istikrarın sağlanması Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için hayati önem taşımaktadır.

Tam da söylendiği gibi iyi bir dış politika ile bir yandan ikili ve bölgesel ilişkileri geliştirirken, diğer yandan geliştirilen bu ilişkilerin yaratacağı sinerji ile küresel barış, istikrar ve güvenliği sağlamayı da hedefleyerek ülke imajımıza olumlu katkıda bulunacak ve ayrıca turizme sürdürülebilir manevi alt yapı oluşturulacaktır.

İkincisi, girdiğimiz pazarları iyi analiz ve takip etmemiz gerekli. Maalesef Türkiye’de turizm planlamasındaki eksiklikler bizi bazı pazarlara bağımlı yapıyor ve o pazarlardaki ekonomik krizler bizi de büyük oranda etkiliyor.

Türkiye turizmi artık post-modern turistin isteklerine daha fazla yönelmeli ve dış pazarlarda pazar bölümlendirmesini daha etkin yapabilmelidir. Örneğin İtalya pazarındaki bu sert düşüşün sebepleri ayrıntıları ile araştırılarak önlem alınırken Asya ve Arap ülkelerindeki gelişen turizm hareketliliği dikkate alınarak taktik pazarlama bu ülkelere de yönlendirilmelidir.

Son olarak ise ulusal olarak turizmde bir kriz yönetimi sistemimizin olmamasının sonuçlarına her seferinde katlanmak zorunda kalıyoruz. Merkezi yönetimin etkin rolüyle ve sektörel temsilcilerin, STK temsilcilerinin ve akademisyenlerin katılımı ile oluşturulacak bölgesel turizm yönetimi kurullarının oluşması gerekliliği uluslararası alanda rekabet edebilmemiz için mutlaka gereklidir.

Rusya ile yaşadığımız son uçak olayında da görebildiğimiz gibi makro alanda bir B planımız hiç olmadı. Turizm akademisinde hocalarımızdan öğrendiğimiz bir realite olarak turizm ekonominin can damarlarından birisidir ve eğer böyle krizlerde çıkış yolu bulunamaz ise hem ülke imajı sürekli zedelenir hem de istenilen refah düzeyi yakalanamaz.

Bakınız Paris’de terör olaylarından sonra hemen ünlü futbolcu İbrahimoviç ile bir video yayınlandı. Videoda İbrahimoviç Paris’i çok sevdiğini ve sokaklarında mutlu ve rahat bir şekilde dolaştığını söyledi. Bu aslında Fransa’nın turizmde kriz yönetimine verdiği önemi gösteren profesyonel bir yaklaşımdır. Sonuç olarak turizm vardır ve sürekli büyümektedir.

İster stratejik ve bilimsel olarak yaklaş ister yaklaşma bu senin kararındır. Şunu da asla unutmamak gereklidir ki turizm her ülkede hep olacaktır ve turizme hemşeriniz ile birlikte bilimsel ve planlı yaklaşmadığınız takdirde etkileri hep olumsuz olacaktır. 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.