Doğduğumuz şehirleri, kasabaları, köyleri, kimimiz ilkokulu ortaokulu bitirip yatılı okula gitmek, kimimiz liseyi bitirip yükseköğrenime devam etmek için terk ettik. Kimimiz de bulduğumuz bir iş için başka şehirlere gittik. Sılaya, Sadece okul tatillerinde ya da iş yerinden aldığımız izinlerde gidip gelmeye başladık. Ya da yurtdışında iş imkanlarının ortaya çıkması ile yeni ortamlarda yaşamaya, uyum sağlamaya çalıştık.

Zamanla aile ziyaretlerinin yerini tatil beldelerinde geçirilen tatiller almaya başladı, doğduğumuz yerlere gidişlerimizin sayısı azalmaya, aile ziyaretleri için kimse kalmayınca da sadece kaybettiğimiz yakınlarımıza son görevimizi yapmak için gider olduk, doğduğumuz yerlere yabancılaştık.

Çocukluğumuzun, ilk gençlik günlerimizi geçirdiğimiz yerleri yalnızlaştırdık ama anılarımızı hemşehrilerimizle tazelemeyi bırakmadık. Vakıflar, dernekler kurarak bir araya gelmeyi sürdürdük, uzaktan da olsa doğduğumuz yerlerin sorunlarıyla ilgimiz var olmaya devam etti. Ancak tatil planlarımızı yaparken, hep başka yerleri düşünmeyi bırakmadık. Köyümüzün ve ülkemizin turistleri olamaya başladık.

Valilikler, kaymakamlıklar ve belediyeler Şehirlerin, kasabaların hatta köylerimiz kendilerini tanıtmak, kendi insanlarıyla beraber yerli ve yabancı turist çekmek için yoğun bir maddi ve manevi çaba içindeler ve özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük metropollerimizde festivaller, tanıtım günleri, kokteyller, şenlikler vb etkinlikler düzenliyorlar.

Adanalıyım, Trabzonluyum, Rizeliyim, Mersinliyim, Vanlıyım, İstanbulluyum, Konyalıyım, Diyarbakırlıyım, Kayseriliyim, Karslıyım, Keşanlıyım, Ceyhanlıyım, Bodrumluyum, Kadirliliyim, Marmarisliyim, Kemerliyim, diyen bizler, vakıf ve dernek lokallerindeki buluşmalarımızı büyüdüğümüz şehirlerde yapmaya başlamamız ve hemşehriler olarak, doğduğumuz yerlere, yaşadığımız şehirlerdeki çevrelerimizden insanları da götürüp onlara bizzat tanıtarak tanıtım çalışmalarında cesaretlendirerek destek olabiliriz.

Bu seyahatlerimizi, sadece anılarımızı tazelediğimiz hemşehri buluşmalarının ötesine götürebilir ve fotoğraflarını ve filmlerini gösterdiğimiz doğduğumuz yerlerdeki okulumuzu, mahallemizi, köyümüzü, kasaba ve şehrimizi görülecek yerleri, yemekleri, beraber büyüdüğümüz arkadaşlarımız, komşularımızla insanları yeniden görme ve tanıtma imkanı yaratabiliriz.  

Yaşadığımız şehirlerdeki çevremizle doğduğumuz, büyüdüğümüz yerlerdeki çevremizi buluşturacağımız birkaç günlük seyahatlerimiz Nostalji Turları olmaktan çıkıp, zamanla tatile yapmaya dönüşebilecek, iç turizmimize ayrı bir ivme kazandırabilecektir.

GLOBALİZM’DEN türetilen bir kavram olan GLOLOKALİZM Global düşünüp, yerel (lokal) özelliklere uygun hareket etmeyi ifade ediyor. Bu yeni düşünceyi aşina olduğumuz Hemşehrilik anlayışının bir türevi olarak değerlendiriyorum.
Geleceğin ekonomik ve turizm kararlarında glolokalizmin etkili olacağı bir döneme girerken düşünür Nermi UYGUR’un Sinoplu Diyojen’in felsefesinden esinlenerek geliştirdiği “Sinoplugiller” kavramının da yeni dünya hemşehriliği anlayışında birlikte yer bulacaklarını düşünüyorum.

Dünyada yaşayan 10 milyon vatandaşımızın vatan tuttukları ülkenin kentlerinde dostluklar geliştirmek adına aradıkları çözümlerin fikirler ve düşünceler etrafında da yoğunlaşabileceğini görmüş oluyoruz.