TÜRSAB, icrada olan varlıklarını geri almak için olağanüstü genel kurula gidiyor
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de yayınlanan "Firuz Bağlıkaya ile TÜRSAB Gündemi" programında önemli açıklamalarda bulundu. Bağlıkaya, tek gündemle toplanacak Olağanüstü Genel Kurulda TÜRSAB Merkez Binası ile icrada olan varlıkların geri alınmasının oylanacağını söyledi.

TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de Gazeteci Mehmet Güneli’nin moderatörlüğünde 22 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleşen "Firuz Bağlıkaya ile TÜRSAB Gündemi" programında sektörde öne çıkan başlıklarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bağlıkaya; 27 Mayıs 2025 tarihinde düzenlenecek Olağanüstü Genel Kurulu, Sağlık Turizmi Yönetmeliği’ndeki değişiklikler ve Hac acentalarının ve Umre acentalarının yaşadığı sorunların ele alındığı programda merak edilenleri kamuoyu ile paylaştı.
TÜRSAB Yönetmeliği yürürlükte
İlk olarak mevcut TÜRSAB yönetmeliğinin bazı maddelerinin iptal edildiği iddialarını yanıtlayan Bağlıkaya, 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı ve TÜRSAB’ın da müdahil olduğu yönetmeliğin değişen maddeleriyle ilgili açılan davayı kazanıldığını ancak Bakanlığın davayı istinafa taşıdığını açıkladı. İstinaf aşamasından sonra davanın Danıştay aşaması olduğunu ifade eden Bağlıkaya, “Ortada kesinleşmemiş bir karar olduğu için yönetmelik hâlâ yürürlükte. Yani yeni yönetmelik, eski yönetmelik gibi bir durumumuz yok.
Eski yönetmeliğin devreye girmesi mümkün değil. Çünkü yeni yönetmelik var. Eğer bir yönetmelik hatası olsaydı ya da uygulamada bir hata olsaydı Bakanlık zaten Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ni yönetmeliğe uyma konusunda uyarırdı. O sonuç gelene kadar bakanlığın son çıkarmış olduğu yönetmelik geçerlidir. Bu davada Bakanlık ile TÜRSAB aynı taraftadır, itiraz edip dava açan taraf değildir ” dedi.
Bağlıkaya: Sağlık Turizmi Yönetmeliği’nin iptali için dava açtık
Programda geçtiğimiz haftalarda yayınlanan ‘Sağlık Turizmi Yönetmeliği’ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB olarak seyahat acentalarının hak kaybına neden olabilecek konular konusunda çok hassas olduklarını belirterek yönetmelikteki bazı maddelerin iptalini sağlamak için dava sürecini başlattıklarını açıkladı. Bağlıkaya, konuyla ilgili şunları kaydetti:
“Yeni yönetmelikte seyahat acentaları olmadan bu iş yapılabilir yorumu çıkıyor. TÜRSAB olarak hukuki süreci başlattık, USHAŞ’ın da varlığını sorgulayan bir dava açtık. Bugüne kadar 1200’ün üzerinde seyahat acentamız Sağlık Turizmi Yetki Belgesi aldı. Alınmış bir belgenin boşa gitmesi gibi bir durum söz konusu değil. Sağlık Bakanımız son derece makul ve anlayışlı bir kişi. Bizim itirazlarımızı yerinde ve haklı bulacaktır. Biz Sağlık Bakanlığıyla son derece yakın çalıştık, birlikte 10’larca toplantı gerçekleştirdik. Bütün bölgelerde birlikte toplantılar düzenledik. İlişkilerimiz gayet iyi. Bu işin çok kısa sürede geri döneceğini düşünüyorum. Yönetmelik bu haliyle devam ederse bile bu alanda çalışan seyahat acentalarımız zaten tur, transfer, otel rezervasyonu yapabilecek.
Yeni yönetmeliğe göre sağlık kuruluşları nelere zorunlu olacak?
Yeni yönetmeliğe göre de sağlık kuruluşları; tur, transfer ve otel rezervasyonu yapamayacak ve bir seyahat acentası ile çalışmak zorunda kalacaklar.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın burada da sorumluluktan kaçıyor olması onların bileceği bir iş. O işe biz müdahil olamayız ama sağlık turizmiyle ilgili konuların sadece Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın kurduğu bir anonim şirketin kontrolünde gidiyor olması makul bir şey mi? İçinde turizm var.
Turizmle ilgili herhangi bir kurumun yetkili olmaması kabul edilebilir bir şey değil. Bence bu yanlıştan çok kısa sürede dönülecektir. Tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın lobi gücü bizimkinden çok daha fazla. Yani onların müdahil olduğu bir şeyde bizim söylediğimizin yapılması söz konusu değil. İptal talebimiz o kadar güçlü ki orada bizim aleyhimize bir karar çıkmasını beklemiyoruz.”
“Herkesin görüşüne saygılıyız ama Birliğin seçilmiş yönetim kurulu var”
TÜRSAB’ın yurt dışı fuar etkinlikleri ve bilgilendirme gezileriyle ilgili olarak gelen eleştirilere de yanıt veren Bağlıkaya, fuarlara katılım kararını TÜRSAB Yönetim Kurulu’nun aldığını ifade etti. Bağlıkaya, “Herkesin görüşüne saygılıyız ama buranın seçilmiş yönetim kurulunun aldığı kararlar bunlar. Yurtdışında; Türkiye’nin ana pazarlarından oluşan Dubai, Moskova, Berlin ve Londra’da olmak üzere 4 ana fuarımız var.
Bu fuarlara elimizden geldiğince, maddi durumumuzun müsait olduğunda en yüksek seviyede katılmaya çalışıyoruz. Fuarlarda Birliğimize ait standımızı üyelerimizin ücretsiz kullanmalarını sağlıyoruz. Efendim ne gereği var derseniz, bu sizin görüşünüz. Saygı duyarız ama bizim böyle bir kararımız var.
"Biz, yüzlerce kişiyi info gezilerine götürüyoruz"
İnfo ve tanıtım gezileriyle ilgili de şunu kesinlikle söyleyeyim: Biz bu eleştiriler geldiğinde üst üste iki kere gitmiş olan var mı diye bütün listeleri taradık. Sadece üç kişi ikinci kez gitmiş, o da İstanbul dışından. Biz, yüzlerce kişiyi info gezilerine götürüyoruz. TÜRSAB tarihinde ilk defa bizim dönemimizde bu gezilere katılma kriterleri belirlendi ve uygulanıyor. Yani bir kişinin iki dudağı arasında değil.
Kriterlerimiz; geçmişe dönük aidat borcu olmaması, disiplin cezası almamış olması, gezi yapılan yerle bir iş ilişkisinin olması ve aynı yıl içinde bu gezilerden birine katılmış olmaması. Bir geziye bazen 50 kişi, bazen 30 kişi bazen de 300 kişi müracaat ediyor. Kuzey Kıbrıs’a gittik. Efendim gittiğimiz yere bir faydası yokmuş. Bunu kim ölçüyor, nasıl ölçüyor. Sırf muhalefet olsun diye yapılan eleştiriler bunlar. Orası bizim vatanımız. Orada bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.”
“Burdur’da görevimizi yaptık”
Turizm Yüzyılı projesinin ilk ili olan Burdur’daki organizasyonla ilgili de açıklama yapan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya şunları kaydetti: “Burdur’dan balon kaldırdılar sonra bir daha balon kalkmadı deniyor. Burdur’da bir daha balon kaldırılması işi oraya tur yapacak seyahat acentalarının işidir. Biz Burdur'da gerçekten çok önemli bir şey yaptık. Antalya’ya 15 milyon turist geliyor, dibindeki Burdur'a giden turist yok. Lavanta bahçelerinden Sagalassos, Kibyra gibi kültürel varlıklara, gastronomiden Salda Gölü’ne, balon turlarına kadar ciddi bir potansiyel mevcut.
Biz bu destinasyonumuzda neler yapılabileceğini gösterdik. Biz oraya yüzlerce acentayı götürdük, aktivite yaptık. Envanter derledik. Bugüne kadar turizm ile ilgili yapılmış tüm çalışmaları derledik, toparladık. Bizim işimiz bu. Ondan sonrası, bu işin sürdürülmesi Valiliğin, belediyenin, ticaret odasının yani yerel yönetimlerin görevi. İkinci gideceğimiz yer Kars olacak. Efendim bunların ne faydası var? Size bir faydası olmayabilir ama bu bölgeye faydası var.
Yıllardır hep aynı şey söyleniyor; 5 tane şehirde ve belli bir dönemde turizm yapılıyor. Biz de bunu aşmak için elimizden geleni yapıyoruz. Biz destinasyonu seçiyoruz, o destinasyonda bir çalışma yapıyoruz ve farkındalık yaratıyoruz. O farkındalığı geliştirip devam ettirecekler oranın yerel yönetimleridir. Kars'ta da aynısını yapacağız. İnanın bana bazı şehirlerin valileri telefon edip bizim şehrimizde de yapın diye rica ediyorlar. Biz görevimizi yapıyoruz.”
“Eleştiri yapmak başka bir şey, mesnetsiz iddialarla saldırmak başka”
TÜRSAB’ın kruvaziyer yolcuları için hayata geçirmeye çalıştığı tramvay durağına ilişkin eleştirilere de yanıt veren Bağlıkaya, süreci şu şekilde özetledi: “Dönemin Valisi bir toplantıda bir arkadaşımıza Sultanahmet Meydanı’nın trafiğe kapatılacağını söylüyor. Metro A.Ş. ile konuşup kruvaziyer limanından tarihi yarımadaya bir tramvay seferi koyarak turistleri böyle taşıyın denmiş. Biz de bunu emir telakki edip bu projeyi başlattık. Projeyi yürüten arkadaşlarımız yönetim kuruluna sürekli bilgi verdiler.
Yönetim kurulu tutanaklarında var. Şimdi bu projeyi eleştiren arkadaşlar o zaman yönetimdeydi. Biz yönetim kurulu kararlarımızda herhangi bir itiraz şerhi bulamadık. Yarın öbür gün lastik tekerlekli araçlara Sultanahmet Meydanı kapatıldığında bu proje altın değerinde olacak. Çünkü başka türlü taşıma imkânı yok. Bu projeyi eleştiren arkadaşların ne yapmak istedikleri çok belli. Eleştiri yapmak başka bir şey mesnetsiz iddialarla troller vasıtasıyla Instagram, Twitter kampanyaları yapmak bambaşka bir şey. Bakın aleyhimize karalama kampanyası yapmaları için kime para verildiğini biliyoruz, ne vaat edilerek yaptırıldığını da biliyoruz. Parayı kimin götürdüğünü bile biliyoruz. Bu kadar kötü niyetli, çirkin işlere tevessül etmek ahlaksızlıktır.”
“TÜRSAB seçim sistemi değişmeli”
Açıklamalarında TÜRSAB seçim sistemini eleştirenlere hak verdiğini belirten Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB üyelerinin farklı şehirlerden gelerek genel kurula katılmalarının sıkıntılı bir süreç yarattığının altını çizdi. Bağlıkaya; “İnsanlar genel kurula gelmiyor. Bununla ilgili Bakanlığımız istişareye açık olsa Bakanımızla seçimle ilgili bir maddelik bu konuyu görüşmeye ve bu konuda mutabık kalmaya hazırız.
Ben bu işin uzmanı değilim ama insanlar bulundukları yerde oylarını kullanıp Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin yönetiminde söz sahibi olabilirler. Bunu mümkün kılmamız lazım. Bakın bir genel kurul daha geliyor. Kasım'da yine diyecekler ki efendim siz insanların ücretini ödeyip getiriyorsunuz. Bir insanın buraya gelişinin bedeli 400 ile 500 € arasında. 3.000 kişi gelse bir buçuk milyon euro. Gerçekten bu seçim sisteminin değişmesi çok daha iyi, faydalı olur” şeklinde konuştu.
TÜRSAB’a bağlı bazı Bölge Temsil Kurullarının kapatılmasına ilişkin eleştirilere de yanıt veren Bağlıkaya, iki BTK’nın kapatıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti: “Birliğin bölünmesi, kanunla kurulmuş halinin ortadan kalkması gibi gündem maddeleri vardı hatırlarsınız. Bu gündem maddeleri sırasında doğal olarak TÜRSAB'ın bütün seçilmiş organları tek yürek halinde bununla ilgili bir mücadele gösterdi.
Böyle bir durumda TÜRSAB’ın yönetimine seçilmiş olmakla birlikte Birliğin bölünmesi ve parçalanması yönünde tavır koyan BTK’ları kapattık. Bugün olsa yine kapatırız. Böyle bir demokrasi anlayışımız yok. Ben TÜRSAB'a hizmet edeceğim, Birliğin bir parçası olacağım deyip göreve gelip ondan sonra burayı yıkmaya çalışan arkadaşlara bizim tahammülümüz yok.”
“TÜRSAB’ın fabrika ayarı bizim ayarlarımızdır”
TÜRSAB’ın mali bilançolarının 3 ayda bir yayınlandığına ve tüm harcamaların raporda yer aldığına işaret eden Bağlıkaya, WTM Londra Fuarı’nın katılım bedelleriyle ilgili eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bağlıkaya; “Burada finansal tablolarımız duruyor. Yönetime geldiğimizde Birliğin 123 milyon dolar borcu vardı. Şu anda bir mali disiplinimiz var.
Bugüne kadar elde ettiğimiz esas faaliyet gelirimizin yarısı da banka hesaplarımızda duruyor. Bu finansal durum, işi gücü bırakmış, konu ne olursa olsun TÜRSAB’ı eleştirmekten başka hedefi olmayan malum arkadaşların iştahını kabartıyor. Burada bir mali disiplin var fabrika ayarları bizim ayarlarımızdır. Onların getirmek istedikleri ayarlar da bozmak istedikleri, talan etmek istedikleri ayardır.“
"Genel kurulda aday olup olmayacağıma Ağustos ayında karar verip açıklayacağım"
Eleştirilere açık olduklarını ancak küfür ve hakaret eden 3-5 kişinin bu yöntemle yol alamayacaklarını ifade eden Bağlıkaya, “Aday olacak arkadaşlara altın değerinde bir tavsiyem var; Hakaret ve küfredenlerle, bu mesleği küçük görenlerle, bu kurumu küçük görenlerle ve bu kurumun yönetimini küçük göstermeye çalışanlarla arana mesafe koy. Sırf birazcık popüler olayım diye hiçbir şekilde bu camianın tasvip etmeyeceği kişilerle yan yana gelirseniz o zaman işiniz çok zor, onu söyleyeyim.”
Genel kurulda aday olup olmayacağına Ağustos ayında karar vereceğini açıklayan Firuz Bağlıkaya, “Adaylık düşünmek için çok erken. Hem yönetim kurulumuzla hem BTK başkanlarımızla hem de işin başından beri birlikte olduğum, çok değer verdiğim profesyonel kadroyla oturup değerlendireceğiz. Ağustos ayında eğer devam edelim dersek edeceğiz. Etmeyelim dersek bırakacağız. Şu anda karar vermiş değilim” dedi.
“Umre yapan seyahat acentaları Hac da yapabilmeli”
Programda Hac seyahatleri ve Umre seyahatleri alanında yaşanan sorunları değerlendiren TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Hac kotasının sadece 170 küsür acenta sahibinin tekelinde olduğuna dikkat çekti.
Bakanlıklar arası Hac ve Umre Üst Kurulu’nda Hac seyahatleri ile ilgili kriterleri de bu 170 civarındaki seyahat acentası sahibinin belirlediği kişinin temsil ettiğine işaret eden Bağlıkaya, “Umre turu yapan arkadaşların tamamı Hac turu da yapabilmeli. 170 küsür Hac turu yapabilen acentayı temsil eden ve kendisi de Hac seyahati organizasyonu yapan bir arkadaş, Umre seyahatleri düzenleyen arkadaşların Hac seyahati organizasyonu yapabilmeleri ile ilgili kriterleri belirliyor. Böyle absürt bir şey olabilir mi? Sen kendi yaptığın işe rekabet edebilecek bir kesimin rekabet şartlarını belirliyorsun ne kadar güzel bir iş!” dedi.
Mevcut durumun bu alandaki rekabet koşullarını da ortadan kaldırdığına ve Hac seyahati fiyatlarının fahiş seviyelere gelmesine yol açtığını vurgulayan Bağlıkaya, konu ile ilgili olarak gerekli mercilere başvurduklarını, açtıkları davalarla sorunun hukuki zeminde de takipçisi olduklarını ve Umre seyahati düzenleyen her seyahat acentasının Hac Organizasyonu yapabilmesi için TÜRSAB olarak ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
“Olağanüstü Genel Kurul’da TÜRSAB’ın mallarını satın alma izni alacağız”
Olağanüstü Genel Kurul’un düzenlenme tarihine ilişkin de açıklama yapan Bağlıkaya, son yönetmelikte TÜRSAB’ın satın alma ve ipotek verme yetkisinin genel kurul kararına bağlandığını kaydetti. 2022 yılında gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul’da kürsü işgali nedeniyle TÜRSAB Merkez Binası’nın alınmasıyla ilgili gündem maddesinin onaylanamadığını hatırlatan Bağlıkaya, TÜRSAB Merkez binasının son taksitinin gelecek ay ödeneceğini ve ipoteğin kaldırılması için genel kurul onayının gerektiğinin altını çizdi.
Firuz Bağlıkaya, “TÜRSAB’ın malları icradan alınıyor. Birliğin kullanımındaki mallar alınıyor. Bölge Temsil Kurulu ofislerimiz satın alınıyor. TÜRSAB Limited'in iflas masası kıymet takdirlerine başladı. Bu yakında satacak demek. Şimdi biz bu satışa hazır olmaz isek bazı BTK binalarımız icradan satılacak. Dolayısıyla diyoruz ki genel kurula, kardeşim bize yetki verin icradan bize ait olan bu malları ihaleye girip satın alalım. Biz de gizli kapaklı hiçbir şey yok.
Her şey açık ve şeffaf. Bakanlığın denetçileri, müfettişleri burayı bizim dönemimizde belki 10 kere denetlediler. Müfettiş raporları yayınlandı. Bir de biz mallarla ilgili tüm listeyi zaten yayınladık. Bütün üyelerimizi ben genel kurulumuza davet ediyorum. Bu bizim bayram günümüz. Gelin bu gayrimenkullerin alımı için oyunuzu kullanın. Alınmasını istemiyorsanız o yönde oy kullanın.”
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: