Türkiye’ye çok para harcayan turist lazım, artık ucuzlayamayız
“Rixos Premium Belek’te gecelik yaklaşık bin euro (45-47 bin TL). Ucuz değil ancak aynı standartlarda hizmeti İspanya, İtalya, Amerika veya Dubai’de alsanız 2-2,5 katına çıkar. Mısır’da ise benzer konsepti 400 dolara sunuyoruz. Yani ürünün bulunduğu konum ve hedef kitle fiyatı belirliyor. Tersane İstanbul şehrin ‘yeni eski merkezi…”

Oksijen TV’de Güzem Yılmaz Ertem’e konuşan Rixos Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, turizm sektöründen, genel ekonomik gidişata Rixos yatırımlarından, Tersane İstanbul’a kadar merak edilen bir çok konuyu anlattı.
2025 zor bir yıl; yüksek enflasyon, faiz yükü, kur baskısı… Turizm sektörü bu ortamda nasıl ilerliyor?
Elbette zor bir yıl. Ama Türk turizmi artık olgunlaşma dönemine ulaşıyor. Türkiye’ye baktığınızda Akdeniz çanağındaki diğer ülkelerin gelişim serüvenine benzer bir gelişim gösteriyor. Yani her şeyi enflasyona da bağlamamak lazım. Evet, enflasyon çok yüksek, maliyetlerimiz çok arttı, fiyatlarımız arttı. Ama diğer yönüyle de biz artık tamamen sayıya, yani 60 milyon turist, 70 milyon turiste gitme şansına sahip bir ülke değiliz. Bize bundan sonra daha çok nitelikli, daha çok harcama yapabilen, tekrar tekrar gelen turist lazım. Artık Türkiye’yi, İstanbul’u, Antalya’yı, Bodrum’u, Fransa’nın güneyiyle, İtalya’yla, Yunanistan’ın belli bölgeleriyle kıyaslayabilecek bir seviyeye taşımak zorundayız. Çünkü bundan sonra çok fazla ucuzlayamayız. Yani onu geriye getirelim, tekrar ucuzlatalım, işi zor. Tabii turizm belli bedellerle yapılıyor. Yani siz bir ziyaretçi sayısını artırmaya konsantre olduğunuz müddetçe karşılığında da bedeller ödüyorsunuz, yatırımlar yapıyorsunuz. Buna çevre diyebilirsiniz, orman diyebilirsiniz, yeni yol yapma diyebilirsiniz, yeni altyapı yapma diyebilirsiniz, suyunuzun eksilmesi diyebilirsiniz, hava kirliliği diyebilirsiniz, deniz kirliliği diyebilirsiniz, çok çalışan diyebilirsiniz. Bütün bunlarla beraber bir turizm yapıyoruz. Yani bedavadan bir şey yok açıkçası. Gelen ziyaretçiye biz karşılığında aslında bir hizmet sunuyoruz. Başka ülkelerin yaptığı gibi markalaşmaya gitmeliyiz.
Türkiye’deki otellerin fiyatları yabancı turist için pahalı mı?
Bu sorunun cevabı segmentine göre değişir. Örneğin Rixos Premium Belek’te gecelik yaklaşık bin euro (45-47 bin TL). Evet, ucuz değil ancak aynı standartlarda hizmeti İspanya, İtalya, Amerika veya Dubai’de almak isterseniz fiyat 2 ila 2.5 katına çıkar. Mısır’daki tesisimizde ise benzer konsepti 400 dolara sunuyoruz. Yani ürünün bulunduğu pazar, hedef kitle ve konum fiyatı belirliyor. Antalya’daki oteller şu anda doluluk açısından iyi durumda olsa da yatırımcıların karlılığı düşük. Bu noktada, hizmet kalitesi ve yatırım maliyeti arasındaki dengeyi korumak çok kritik. Turist sayısını artırmak kadar, doğru segmenti çekmek de önemli. Özellikle Avrupa ve Körfez pazarları bu açıdan büyük potansiyel taşıyor.
Yabancı yatırımcı Türkiye’ye nasıl bakıyor?
Yatırımcılar son derece pragmatik; kâr ve çıkış imkanına bakıyorlar. Son üç-dört ayda Türkiye’ye 100 milyar doların üzerinde para girdi. İyi yönetilen şirketler Türkiye’de batmaz; aksine dalgalı dönemlerde fırsat yakalayabilirler. Türkiye bölgesel merkez olma potansiyeliyle önemli fırsatlar sunuyor. Ancak yatırım kararlarında siyasi istikrar ve hukuki öngörülebilirlik de yatırımcı açısından belirleyici oluyor. Yatırımcı stopaj oranının yarın değişip değişmeyeceğini ya da yeni bir düzenlemenin gelip gelmeyeceğini bilmek ister.
Dubai’de beş yıllık satışı iki ayda yaptık
Yurtdışındaki yatırımlarınız ne aşamada?
Dubai sermaye ve yetenek çekme konusunda dünyada benzersiz bir örnek. Rusya-Ukrayna savaşı talebi daha da artırdı. Orada iki büyük gayrimenkul projemizi, normalde dört-beş yılda yapmamız gereken satışı iki ayda tamamlayarak kapattık. Bu hız, piyasanın ne kadar sıcak olduğunu gösteriyor. Dubai’nin cazibesi sadece vergisiz ortamdan değil, güvenli liman algısından da geliyor. Yurtdışı projelerimizde Türkiye’den mimar, tedarikçi, aşçı gibi birçok kalemi ülkemizden götürerek dolaylı ihracat yapıyoruz. Böylece sadece sermaye değil, know-how ve istihdam da ihraç etmiş oluyoruz.
Tersane İstanbul projesinden bahsedelim. Burası sizin için nasıl bir anlam taşıyor?
“İstanbul en az bir Paris, Londra, New York kadar dünyadan nasıl tüketici alır, nasıl potansiyelini değerlendirir?” Bunu hep kendi kendimize sorduk. Galataport’la İstanbul’un bence Tarihi Yarımada’sıyla, suyuyla ve hak ettiği altyapıyla buluşma teşebbüsünde bulunduk. Onlar çok başarılı bir iş yaptılar. Biz de yüzyıllardır halka kapalı, askeri alan olan tersaneleri İstanbul’un adeta yeni merkezi haline dönüştürmenin gayreti içerisinde olduk. O vizyonla yola çıktık. Çünkü İstanbullusunuz, İstanbul’da yaşıyorsunuz. Çok iyi biliyorsunuz ki alışveriş, konaklama, eğlence, yeme içme, kültür hepsi birbirinden kopuk. Yani birinden diğerine gitmek için trafikte boğuşma mücadelesi başlıyor. Bunların hepsini Tersane İstanbul’da buluşturmak istedik. Çünkü alan çok geniş. Lokasyon İstanbul’un bence en merkezi alanı. Tarihi Yarımada’yla yüz yüze ve Haliç’i yaklaşık 2 kilometre kucaklayan önemli bir merkez. Tersane İstanbul tamamıyla İstanbul’un “yeni eski merkezi”.
Osmanlı’nın ihtişamını yaşamış bölgedeyiz, en ihtişamlı dönemin geçtiği alanlardayız. Biz de onu tekrar buraya, burada canlandırmak istedik. Aslında geçmişin ihtişamını gelecekle buluşturmak istedik. Ve en doğru mekan da tersanenin, Haliç’in, buradaki eski tersanelerin olduğuna inanıyoruz. Burada bir Rixos Otel var tersanenin içerisinde ama iki tane daha otelimiz var. Bir tanesi Amerika’da çok meşhur Delano diye bir marka. Bir de yine kendimize ait, dünyada konaklama sektöründe ses getirecek yeni bir marka oluşturduk Aliee diye. Onu da hemen Rixos’un yanına açtık Burası bittiğinde neredeyse 10 bin kişinin istihdam edileceği bir yer olacak. Yani birçok boyutuyla burada ilklerin olduğu bir merkez oluşturuyoruz.
Haberin devamı için: https://gazeteoksijen.com/ekonomi/rixos-yonetim-kurulu-baskani-fettah-tamince-turkiyeye-cok-para-harcayan-turist-lazim-artik-ucuzlayamayiz-249015
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: