Türkiye'ye geldiğinden haberi olmayan turist var

Sürdürülebilir bir turizm ekosistemi isteyen turizm sektörü temsilcilerinin bu konuda ısrarla altını çizdiği ve her fırsatta dile getirdiği bir husus var. Türkiye’nin 2014’ten sonra kaybettiği turisti gerçekten geri kazanıp kazanamadığı.

İstatistiklere göre Türkiye kriz döneminde kaybettiği turisti hızla geri kazandı. Ancak sektör temsilcilerine göre gözden kaçan çok önemli detaylar var.

Türkiye için gelmiyor

Türkiye’deki turizm anlayışının dar bir kalıba sıkıştığını, sektörün kabuğunu kırıp başka denizlere açılamadığını söyleyen Cornelia Diamond Genel Müdürü Zafer Alkaya, “Eğer kendimizi kandırılmak istemiyorsak, 2014’e bakmamız gerekiyor. Bu yılın rakamlarını kriz yılları ile karşılaştırırsak,  yanlış yaparız. Evet turizm iyi toparlandı. Dipten zirveyi gördü ama gelen kitleyi analiz etmemiz lazım.

Hepsi dip fiyattan gelen gruplar. 2014’te ağırladığımız zengin aileler değil. Bu yıl gelenlerin arasında belki de Türkiye’ye geldiğinden haberi olmayanlar var. Onlar liste fiyatına bakıp en ucuzu seçen turistler. Seneye Yunanistan daha ucuz fiyat verirse oraya gidecek. Bunlar bizim turistimiz değil” dedi. Şu anda bir turistin oda başı maliyetinin 15 Euro'dan başlayıp 50 Euro'ya kadar çıktığını anlatan Alkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

Maliyet 15 Euro'ya düştü

15 Euro'luk maliyet ne demek? Hizmette kaliteden ödün verip, sürümden kazanmak demek. Bu maliyetle rekabetçi bir fiyat sunabilirsin ama, getirdiğin turist de en fakir turist olur. Biz Belek’te 4 yıl önce en zengin turistlerini ağırlıyorduk. Şimdi yine Ruslar’ı ve Avrupalılar’ı ağırlıyoruz ama harcama gücüne bakıldığında arada dağlar kadar fark var.

Belek’te durum farklı. 50 Euro'luk maliyetler ve kaliteli bir hizmet var ama, buna rağmen eski kitlemiz yok. Bize para kazandıracak kısımda kriz hiç geçmedi. Emre Eser imzalı haberde, paket turizmden bir an önce sıyrılmamız gerektiğini ifade eden Alkaya’nın anlatımlarından öne çıkan diğer başlıklar da şöyle:

Destinasyon modeli

“Türkiye’yi tanıtırken artık İspanya gibi tanıtmalıyız. Destinasyon modeline acil geçiş yapmamız gerekiyor. O zaman şu anki gelirleri katlayabiliriz. İspanya nasıl Kanarya Adaları, Costa del Sol, Andalusia gibi bölgeleri kendinden bağımsız pazarlıyorsa; biz de Bodrum’u, Alanya’yı, Belek’i, Alaçatı’yı pazarlamalıyız. Pazarlamada agresif olmalıyız. Türkiye’ye gelip antik kentleri, doğal parkları gezecek turiste ihtiyacımız var. Çeşitlilik şart.”

Golfçüler gelemiyor

“Belek için konuşmak gerekirse, dünyanın en önemli Golf destinasyonlarından birisi. Burayı bir kere gören vazgeçemiyor. Ancak buraya Avrupa’dan çok az uçuş var. Golfçüler gelemiyor. Havalimanına 20 dakika mesafe, bizim için çok büyük avantaj. Fakat kullanamıyoruz.”

Gece hayatını canlandırmalıyız

“Turizmden para kazanmak istiyorsak gece hayatını canlandırmamız. Kongre turizmi için lobi yapmamız ve futbol takımlarını Antalya’ya çekmemiz lazım. Kişi başına turist harcamasını 1.000 Doların üzerine böyle çıkarabiliriz.”

6 sıra otel var

“Turizmde kendi ayağımıza sıktığımız konulardan birisi de yatırımlar. Antalya’da sahile bir otel yapılmış. Sonra onun arkasına 5 sıra daha otel yapılmış. Arkadakilerin sahille alakası yok. Ne oluyor fiyat kırıp rekabete giriyorlar.

Olan ilk yatırımı yapana oluyor. Kalite düşüyor. Antalya’nın yeni yatırıma ihtiyacı yok. 700 bin yatak kapasitesi var. Sadece Antalya’da 600 kadar 5 yıldızlı otel var. Bu İspanya’nın genelinden fazla.”