Turizm sektörü ve tesislerimiz iklim değişikliğine hazır mı?

İnsanlık tarihi boyunca dünyanın coğrafî özellikleri bir kaç defa değişmiştir. Belirli dönemlerde, dünyamızın unsurları arasındaki doğal dengenin çeşitli nedenlerle bozulmasına bağlı olarak, iklimde de büyük değişmeler olmuştur. Bu değişiklikler özellikle 19. yüzyıldan itibaren insanoğlunun etkisini olduğu bilimsel olarak ta kesinleşti.

02/09/2019 08:04
Turizm sektörü ve tesislerimiz iklim değişikliğine hazır mı?

Orhan Genceli / TUROYD Yönetim Kurulu Üyesi

Türkiye karmaşık iklim yapısı içinde, özellikle küresel ısınmaya bağlı olarak, görülebilecek bir iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden birisidir. Doğal olarak üç tarafından denizlerle çevrili olması, arızalı bir topografyaya sahip bulunması ve orografik (yamaç) özellikleri nedeniyle, Türkiye’nin farklı bölgeleri iklim değişikliğinden farklı biçimde ve değişik boyutlarda etkilenecektir. Sıcaklık artışından daha çok çölleşme tehdidi altında bulunan Güney Doğu ve İç Anadolu gibi, kurak ve yarı kurak bölgelerle, yeterli suya sahip olmayan yarı nemli Ege ve Akdeniz bölgeleri daha fazla etkilenmiş olacaktır.

Meydana gelecek iklim değişiklikleri, tarımsal faaliyetlerde hayvan ve bitkilerin doğal yaşam alanlarında değişikliklere yol açacak, özellikle yukarıda belirtilen bölgelerimizde, su kaynakları bakımından önemli sorunlar ortaya çıkacaktır.

Gelelim sektörümüze; bilimsel araştırmalara göre gelecekte ülkemizin bazı bölgelerinde kasırgalar, kuvvetli yağışlar ile onlara bağlı seller ve taşkınlar gibi meteorolojik afetlerin şiddetlerinde ve sıklıklarında artışlar olurken, bazı bölgelerinde uzun süreli ve şiddetli kuraklıklar ve bunlarla ilişkili yaygın çölleşme olayları daha fazla etkili olabilecektir. Otellerinizde fırtınalara ve artık güncel hayatımıza olan sağanak yağış ve sel etkisinden önlemlerinizi acil almanız gerekir. Çatılarınız doğa ile barışık olmalı, yağan yağmur suları denize akıp gitmemeli bu suları biriktirip sezonda kullanmalısınız, bunu yapan oteller var ama parmak sayılısı az maalesef.

Özellikle orman yangını artışları artık güncel hayatımızda, orman arazilerine yakın hata orman içerisine kurulmuş tesisler bu bilinçte mi, tesisleriniz de bu yangın durumunda gerekli önlemleri almanızın zamanı geldi de geçti bile. Hatta işletme ruhsatlarına yerel yönetimler bu şartları koymalılar ve gerekli önlemin alınması için rehberlik etmelidirler.

Tarımsal üretim potansiyeli azalmaktadır. Bölgelerde sürdüre bilinir tarımın olması için bu tesislerin birleşerek tedarik zincirlerinin ayakta kalabilmesi için tarıma destek olmaları gerekir. Yoksa ithal sebze meyve, et ve sütle hizmet ederek rekabet etmeleri zor olacaktır.

Kısacası küresel ısınmanın sektörümüze olabilecek etkileri ve alınabilecek tedbirler ile ilgili çalışmaların; sektör yatırımcı ve çalışan STK ları ile yerel ve merkezi yönetimlerin acil toplanıp önlemler almaz zamanı gelmiştir.

Unutma en ufak katkın gelecekte kaderimiz olabilir!

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.