Turizm endüstrisi değişmek zorunda
Özellikle son 10 yıl boyunca, başta popüler tatil noktaları olmak üzere, bazı bölgeler terör atakları ile sarsıldı.

Bu atakların çoğu genellikle Batılı turistleri vurmakla beraber, Dünya Ticaret Merkezi, Londra Metrosu ve Madrid saldırısı gibi sansasyonel saldırılar bir çok Amerikalı ve Avrupalı'nın evlerindeki günlük hayatını derinden etkiledi.
Doğal olarak da, bütün bu olaylar insanların tatil ile ilgili davranışlarını farklılaştırdı.
Sokaktaki insanların günlük hayatını hedefleyen Paris saldırısı ile her şey değişti. Yeni bir algı bütün dünyayı sarmaya başladı: Artık terör sadece belirli noktalara yönelik değil ve yüksek değere sahip tren ve metro gibi hedeflerden uzak durmakla terör saldırısından kurtulma şansı yok. İşin kötüsü artık Batı için terörün ithal edilmesi gibi bir tanımlama da söz konusu değil. Kapı komşunuz bile bir terör aktörü olabilir ve Batılı tarz yaşam sürdürenler de saldırı planlayıp gerçekleştirebilir.
Turizm için yeni bağlam
Yakın tarih gösteriyor ki bu kalıcı alarm bağlamının Batılılar için geçmişte bir örneği daha yok. Öte yandan turistler de artık güvenlik konularında daha hassaslar. Dikkatli bir planlama yapmak zorunda olduklarını biliyorlar. 2001’den bu yana her destinasyonun belirli bir risk içerdiğini öğrenmiş durumdalar. Örneğin Tunus ve Mısır Avrupalılar arasında çok popüler destinasyonlar ve son yıllarda yaşanan ataklara rağmen hala çok sayıda Batılı bu ülkelere tatile gidiyor.
Yeni gerginlik – aşırı şiddete ve hesap edilmeyen senaryolar da dahil olmak üzere- insanlarda korku ve uyarım yaratıyor. Her şeye rağmen, uzmanlar bütün bu şiddetin insanları tatil yapmaktan vazgeçieremediğine işaret ediyor. Dahası, insanlar her şeye rağmen tipik sosyal davranışlarını değiştirmiyorlar. Bu veri de hiçbir şeyin değişmediği ya da yakın gelecekte bir çok şeyin değişeceği gerçeğini de yadsımak anlamına gelmemeli. Bütün fenomen iki belirgin seviyede incelenmeli; Makro ve Mikro.
Makro Seviye
Global makro seviye bir şeyi çok net olarak gösteriyor; son 30 yılda meydana gelen savaşlar, jeopolitik gerginlikler, terör atakları ve doğal afetler turizm hareketini asla durduramadı. Tuhaftır, turizmde gerçek felaket İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk korkunç ekonomik krizde yaşandı. 2008’de patlayan bu kriz sembolik olarak Lehman Brothers Bankası'nın batışı ile anılır.
2008 ve 2009’da yaşanan bu kopuş hariç turizm yıllar boyunca sağlam ve düzenli adımlarla büyümeye devam etti. Eğer şartlar çok fazla değişmez ise, gelecek tahminlerine göre 2030’da yaklaşık olarak 2 milyar insan seyahat edecek.
Dünya Turizm Örgütü’nün 2015’in ilk 8 ayı için yayınladığı rapor da pozitif trendi doğruluyor. İlk sekiz aydaki uluslar arası seyahat oranı, bir önceki yılın aynı periyoduna göre yüzde 4.3 artış gösteriyor. Geçen yılın son çeyreğinde yaşanan trajik gelişmelerin trende etkisi ile ilgili veriler henüz netleşmedi, ama tahminlere göre 2015 genel verilerinde çok büyük bir değişiklik gözlemlenmeyecek.
Terör ikliminin hiçbir etkisinin olmadığı iddia edilemez. Turizm adeta bir çeşit Telafi Etkisi tarafından yönetiliyor. Ne zaman bir destinasyon ile ilgili güvenlik algısı ortaya çıksa, insanlar farklı bir seçenek bulup daha güvenli yerlere yöneliyor.
Mikro Seviye
Mikro bağlamda ise işler değişiyor. Terörizm kısa vadeli performansı olumsuz etkiliyor. Hem saldırılar hem de bu saldırıları abartarak haber yapan medya insanların zihninde bir ‘kurtulmak etkisi’ yaratıyor. Kuzey Afrika ülkeleri buna iyi bir örnek. Arap Baharından önce, 2010 yılında Mısır 14 milyon uluslararası ziyaretçi ağırlamıştı. 2014 yılında bu sayı yüzde 32 azalma ile 9.6 milyona düştü. Tunus ise 2010 yılındaki 9 milyon ziyaretçiden 2014 yılında, yüzde 12 azalma ile 6 milyona kadar geriledi.
Geçen yılın Christmas tatiline ait veriler çok açık olarak gösteriyor ki, popüler Avrupa başkentleri, bu tatilde, geçen yıllara göre çok daha tenha ve sakindi. En vahim düşüşü yaşayan başkent ise Paris’ti. Ziyaretçi sayısı aşırı bir düşüş gösterdi. Geçen yıllara göre neredeyse hiç Amerikalı ve Japon ziyaretçi kaydedilmedi. Roma da bu kötü deneyimi yaşadı. Bu yıl için ilan edilen Katolik Kilisesi Yıldönümünün Roma’ya çekeceği Katolik hacılar sayesinde önemli bir hareketlilik yaratacağı tahmin ediliyor. Yine de 2016 tahminlerinde Roma turizmi için yüzde 10 azalma öngörülüyor.
Popüler başkentlerden kaçan turistler Sevilla, Lizbon, Kuzey Ülkeleri başkentleri, Karayipler, Mauritius ve Maldivler gibi egzotik destinasyonları tercih ediyorlar. Fransa, Türkiye, Tunuz ve Mısır bu yıl da can yakacak ölçüde düşüş yaşayacaklar.
Evet, tarih insanların seyahatten vazgeçmeyeceklerini gösteriyor. Ama uzmanlar turistlerin davranışlarının mutlaka değişeceğini öngörüyor. Belli ki turistler, özellikle uzak coğrafyalara seyahat ederken öncelikle güvenlik konusuna odaklanacaklar. Öte yandan turistlerin tercihini belirleyecek bazı sosyal ve politik kararlar da olacak. Ülkeler vize politikalarını, ulaşım yollarını değiştirebilecekler.
Uçaklara biniş daha zor ve çetrefilli hale gelecek. Gümrükler belki de işkence gibi uygulamalara sahne olacak. Müzelerin açılış ve kapanış saatleri ile oynamalar olacak. Bütün bunların orta ve uzun vadede destinasyon tercihlerine büyük bir etki yapması beklenebilir.
1997-2016 arasında gerçekleşen terör atakları:
Kasım 1997: Luxor (Egypt)
Eylül 2001: New York (USA)
Ekim 2002: Bali Island (Indonesia)
Mart 2004: Madrid (Spain)
Ekim 2004: Taba (Egypt)
Nisan 2005: Cairo (Egypt)
Temmuz 2005: Sharm-el-Sheikh (Egypt)
Temmuz 2005: (London)
Nisan 2006: Dahab (Egypt)
Eylül 2013: Nairobi (Kenya)
Mart 2015: Tunis (Tunisia)
Haziran 2015: Sousse (Tunisia)
Ekim 2015: Russian airbus from Sharm-el-Sheikh (Egypt)
Kasım 2015: Paris (France)
Kasım 2015: Bamako (Mali)
Aralık 2015: Derbent, Dagestan (Russian Federation)
Ocak 2016: Hurghada (Egypt)
Ocak 2016: Istanbul (Turkey)
Ocak2016: Jakarta (Indonesia)
(www.tourism-reviem.com sitesinden tercüme eden: Adil Gürkan)
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: