Turizm cenneti İğneada'ya nükleer santral yapılacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Türkiye'de yapılacak üçüncü nükleer santralin Trakya’nın en önemli turistik bölgesi İğneada’da gerçekleşeceğini açıkladı.

31/12/2019 23:40
Turizm cenneti İğneada'ya nükleer santral yapılacak

İğneada, İstanbul'a yaklaşık 3 saat uzaklıkta bulunuyor. Doğal bir zenginlik barındıran İğneada, Türkiye’nin en büyük Longoz Ormanları’na sahip. Milli Park alanı olan İğneada, alternatif bir turizm bölgesi.

Koruma altında olan ve tek bir çivi çaktırılmasına izin verilmeyen bu muhteşem coğrafya, dünyanın sayılı orman ve kumul ekosistemine sahip. Orman Bakanlığı’nın, koruma altına aldığı bu alanda nükleer santral yapılması kararına nasıl tepki vereceği ise, merak konusu oldu.

Doğal sit alanı olan İğneada, Bulgaristanı da içine alan bir ekosistem. O nedenle Bulgaristan da İğneada’ya nükleer santral yapılmasına karşı. Bulgaristan, İğneada’nın devamı olan ve kendi sınırları içinde bulunan bölgede turizmi geliştirmek için çalışıyor. Bulgaristanlı yetkililer, İğneada’ya nükleer santral  yapılmaması için Türk yetkililerle de görüşüyor.

Bütün dünyanın kıskançlıkla baktığı bir yer olan İğneada’daki  Longoz Ormanı, dünyadaki üç örnekten biri. Trakya’nın turizm cenneti  İğneada’da nükleer ya da termik santral yapılmasına halk kesinlikle karşı. Bugün açıklanan karar da, İğneada halkını oldukça huzursuz etti. Geleceğe taşınması gereken bir dünya mirası olan İğneada’da  inşaat yapmak demek, Türkiye ekosistemine de darbe vurmak demek.

İğneada, Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı, Trakya'nın Karadeniz sahilinde yer alıyor. 22 kilometrelik bir sahile sahip olan İğneada, İstanbul'a yaklaşık 3 saatlik mesafede bulunuyor. Nüfusu, 2082 kişi olan kasabanın yazları turizmin etkisiyle nüfusü 10 bini geçiyor. Geçim kaynakları arasında ormancılık, balıkçılık ve pansiyon işletmeciliği olan İğneada, çeşitli bitki ve balık türlerine ev sahipliği yapıyor.

LONGOZ (SUBASAR) ORMANI NE DEMEK?

Longoz, denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel ekosistemdir. Yalnızca belirli ağaç (örneğin, dişbudak, kızılağaç, vs), bitki (örneğin, göl soğanı, su menekşesi, vs) ve kuş (örneğin, kara leylek, balıkçıl, vs) türleri bu yaşam ortamını tercih ederler.

Bu ekosistemin devamlılığı için en temel koşul, bol suyun devamlı var olmasıdır. Su, getirdiği kil ve organik materyal ile bu sahaların topraklarını mineral ve organik materyal yönünden zenginleştirir. Bu sucul ormanlar yağmur ormanları gibi gürdür. Bununla birlikte, yağmur ormanları gibi sadece yağışa ve hava nemine değil, daha çok 'taban suyu'na bağımlıdır. Bu özellikleri ile tropikal bölgelerin 'mangrove' ormanlarına benzer.

Longoz ormanları nadir rastlanan ekosistemlerdir. Türkiye'de İğneada (Kırklareli),  Acarlar (Sakarya) ve Sarıkum'daki (Sinop) longoz ormanlarının yanı sıra, Kızılırmak Deltası'nda da (Samsun) longoz niteliğine sahip ormanların çok küçük kalıntıları kalmıştır.

Bunların dışında yeterli büyüklük ve kapalılığa sahip alüvyal-subasar orman kalmamıştır. Bu nedenle elimizde kalan son longoz ormanlarının varlıklarını sürdürmeleri çok önemlidir. (SF)

(İllüstrasyon-Hürriyet)


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.