TRAFİK KAZALARI

Hatice Arısoy 31/12/2019 23:40

“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil”diyor FUZULİ.Ülkemizin trafik kazaları hakkında çok söz söyleniyor ama nafile!

       Geçtiğimiz 9 günlük Şeker Bayramı tatilinde; 20milyon yurttaşımız bir yerden bir yere hareket halinde ve 5 milyona yakın taşıt da yollardaydı. Uzun bayram tatilleri, yurt genelinde meydana gelen kazalarla özdeşleşti. Örneği az bulunur göç hareketi yaşanıyor bu tatillerde.Kazalarda yıldan yıla bilanço artıyor.2008’deki 9 günlük bayram tatilinde, kazalarda ölenlerin sayısı 147 iken,3 yıl sonra 2011’deki 9 günlük bayram tatilinde sayı 175’e çıkıyor.Bini aşkın yaralı var.Yılın toplamına bakarsak zayiat,orta boy bir savaştakine yakın.

           Bayram sevinci yaşamak için yollara düşenlerin birçoğu, tarifi mümkün olmayan acılar içinde buldular kendilerini. Karayolları yine “kan gölüne” dönmüştü. Trafik kazaları hayatları henüz gök(i)ken biçiyor. Ocakları söndürüp, ömür boyu engelli yaşamaya mahkum edebiliyor. Sanki, terör, iç savaş ve doğal afetlerle yarışıyor adeta.

          Bir ülkenin trafik düzeni ve kazalarının azlığı; o ülkenin ve insanlarının medeni dünyadaki, kalite düzeyinin, güvenirliğinin olabildiğince yüksek olduğuna işarettir.

          Gelişmişliğimiz, zenginliğimiz dünyanın hangi coğrafyasında olduğumuza değil; insana değer vermemizin, eğitimimizin hangi kademede olduğuna bağlıdır.

         Trafik kazalarının çok olması uluslararası kamuoyundaki imajımızı olumsuz etkiliyor. Turizm mevsiminde tercihlerini başka ülkeler için kullanmalarına neden olabiliyor. Dolayısıyla, bir kayıp da bu alanda yaşanıyoruz.

          Bunca duble yol yapılıyor, ama kazalarda azalma olacağına artış devam ediyor. Bu durumu seyredip kabullenecek miyiz? Hemen her aileye (uzak veya yakın) acılar yaşattı, yaşatacağa da benziyor.

        Konunun uzmanlarına göre, kazaların önde gelen nedenleri: trafik kurallarına uymama, sürücü hatası birinci sırada. Aşırı hız. Hatalı sollama. Trafik ışık ve işaretlerine uymama. Dikkatsizlik. Kırmızı ışıkta geçme. Araç kullanırken cep telefonuyla konuşma. Alkol. Yorgunluk. Uykusuzluk…Kuşkusuz, salt bu sayılanlarla sınırlı değil.Yol hataları,kavşaklarla ilgili arızalar,dökülen mıcır ve uyarı işaretlerinin yetersizliği…

         Sayıp döktüğümüz kaza nedenleri yine de eksik kalmakta. Öyle ki ,motorlu araçlar son teknolojiyle de donatılsalar;yere-iklime uyum sağlamada yetersiz kalabiliyor.Zaman zaman büyük markaları üreten fabrikaların”.. filan model otoların bilgisayar sistemlerindeki sorunu gidermek için…” geri çağırdıkları bilinmektedir. Kazayı yapan sürücüden başlayarak;yolun özelliğine,aracın mekanik donanımına,işaretlemelere kadar uzanan bir sürü etken devreye girmekte.Dolayısıyla kazanın gerçek nedenini saptamak da pek kolay olmamakta.

      Karayollarının araçlara –sürücülere güvenli sürüş olanağını yeterince sağlayıp sağlamadığı da sorgulanabilir.

       Ehliyeti aldık, tamam denmemeli. Belli peryotlarla bilgiler yenilenmeli, denetlenmeli. Cezalar caydırıcı olmalı. Ehliyet kurslarında mutlaka “ruh sağlığı uzmanlarının ”denetiminden geçilmeli. Sürücülerin çoğu; trafik kuralına göre değil, o anki haleti ruhuyesine göre davranmakta.

         Hava durumunu izleme ve yol şartlarını öğrenme alışkanlığını edinmeliyiz.

         Karayollarının yükü, alternatifler yaratarak hafifletilmeli. Dört tarafı denizlerle çevrili ülkemizin deniz ulaşımı güçlendirilmeli. Özellikle tatil aylarında, turizm yörelerindeki limanlara yolcu ve araç taşıyan gemiler sefere konmalı. Demiryollarımızın gerekli bakımı yapılarak günün teknolojisiyle geliştirilmeli.

       Binlerce kilometrelik yolu, gece-gündüz demeden, bir an önce varmak için, kazaları göze alan sürücülere, emniyetli ve konforlu yolculuklar sağlanabilinir.

    ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız/Mısralarımda/Dokunabilir misiniz/Gözyaşlarıma ellerinizle? /Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,/Kelimelerin kifayetsiz olduğunu/Bu derde düşmeden önce/Bir yer var, biliyorum;/her şeyi söylemek mümkün;/Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;/Anlatamıyorum!

Orhan Veli KANIK

.