Tatili değil turizm sezonunu uzatabilmek
Bir şeyin evvelini ve ahirini düşünmeyince ortaya çıkan sonuçlar da tartışmalı oluyor. Daha önce de bayramların önüne arkasına denk gelen iş günlerini tatil edip, “Haydi buyurun eğlenceye, dinlenceye, turizmciler kazansın” dendiğinde ilk tepki, üretim cephesinden, sanayicilerden geliyordu.

Güntay Şimşek-Habertürk
Bir şeyin evvelini ve ahirini düşünmeyince ortaya çıkan sonuçlar da tartışmalı oluyor. Daha önce de bayramların önüne arkasına denk gelen iş günlerini tatil edip, “Haydi buyurun eğlenceye, dinlenceye, turizmciler kazansın” dendiğinde ilk tepki, üretim cephesinden, sanayicilerden geliyordu.
Çünkü çarkların durması demek, ülkenin üretiminin, gelirinin düşmesi anlamına geliyor. Ay ay istatistikleri tutulan sanayi kapasitesi kullanım oranları, çeşitli sebeplerden zaten istenen seviyelere çıkmakta zorlanıyordu, böylece uzun tatiller yüzünden verimlilik oranları iyice aşağı inmiş olacak. Bugün herhangi bir alışveriş merkezine (AVM) gidin ve oralarda çalışanları bir dinleyin bakalım, insanca tatil yapamadıklarına dair ne hikâyeler duyacaksınız...
AVM konusunda çıkarılmak istenen yasanın takıldığı noktalardan birisi de pazar günlerinin tatil yapılma isteğiydi. Sektörün oyuncuları karşı çıktılar. Ama buralarda çalışanlar haftada bir gün izni bile doğru dürüst yapamazken, bayramlar bahane edilerek resmi kurumlar için tatiller acayip bir şekilde uzatılabiliyor. Devlet tatile çıkınca zaten özel sektör iş yapamaz hale geliyor ve mecburen onlar da üretime ve çalışmaya ara veriyorlar. Haklı olarak sanayiciler bu durumdan şikâyet ediyorlar.
Alenen tepki gösterenlerden birisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan oldu. Hükümetin, Kurban Bayramı tatilini kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için 9 güne çıkarmasını sanayiciler üzüntüyle karşılarken, turizmcilerin sevinçle karşıladığına dair haberler okumuşsunuzdur. Ancak turizmciler cephesinde de geç verilen tatil kararı sebebiyle durumun sanılandan farklı olduğunun altını çizeyim. Aslında ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamama durumu var. Fakat, “Biz Muhammedi’yiz, bari vatandaşa yaranalım” diye mevzu tevil edilebilir.
Konuya turizmciler açısından bakıldığında ise başka bir tuhaflık söz konusu. Çünkü son anda uzatılmış tatil kararı çıkınca, yurtiçi ve yurtdışındaki turizm tesisleriyle vatandaşın da faydasına olacak şekilde anlaşma yapmaya, araştırmalara zaman kalmıyor.
Mesela son yıllarda erken rezervasyon oranlarının yükselmesiyle tatil fiyatlarında Avrupalılara yaklaşıldığını turizmciler anlatırken, temel argüman olarak neyi kullanıyorlardı? Erkenden tatil kararının verilmesi, planların önceden yapılmasıyla, erken rekabet/pazarlık başlıyor, tur operatörü, havayolu ve otelcilerin kısaca sektöre yön veren oyuncuların programlı hareket etmeleri sağlanıyor ve fiyatlar aşağıya çekiliyor. Hasılı Kurban Bayramı’na bir hafta kala verilen uzatma kararı sebebiyle vatandaşın daha pahalı tatil yaptığını da söylemeye gerek var mı?
Evet, turizmciler uzun tatil sebebiyle bu işten en kârlı çıkan taraf gibi görünseler de, onlar da böyle bir karar çıkana kadar ciddi sıkıntı çektikleri için keyfini süremiyorlar.
Bu şekilde uzatılan tatillerin fayda/zarar ilişkisine dikkat edilmediğinin altını çizerek, Kurban Bayramı’nın 2015 yılında ne zaman olacağı, önü ve arkasındaki çalışma günleri de belli olduğuna göre kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için uzatılmış tatil kararı neden son haftaya kadar bekletildi? Gerçekten merak ediyorum.
Ülkemizin tatillerle, turizmle sıkıntısı olduğu aşikâr. Mesela tatili uzatmayı düşünenlerin, turizm ülkesi Türkiye’de turizm sezonunu tüm yıla yayabilmek için nasıl bir planları var? Ya da önlerinde ciddiyetle ele alınacak böyle konu var mı? Cevap aramamız gereken asıl soru bu. Üstelik tatil yapana da, turizmciye de, ülkeye de katma değer sağlayacak adım, tatilleri değil, turizm sezonunu uzatmaktan geçiyor.
Çalışanlar için sağlıklı bir şekilde haftalık, aylık ve yıllık tatil saatleri tüm sektörler için halen düzenlenebilmiş değil. Mesela 6 ay çalışıp 6 ay yatan turizm çalışanı için çözüm şart. Haftanın 7 günü açık AVM’ler için de insani çalışma ortamı gerekiyor. Bu husus örneklerle uzatılabilir. Fakat öte yandan üretim tarafımız da henüz zayıf. Türkiye’nin son 10 yıllık imalat sanayii kapasite kullanım oranına bakıldığında ortalama % 70 oranlarında ve hiçbir yıl % 80’i yakalayabilmiş değiliz.
Bu sebeple devlet yetkililerinin, İSO Başkanı Bahçıvan’a ve oportünist davranmayan turizmcilere, bu kararları alırken kulak vermesi gerekiyor.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: