Silifke'de Türkiye'nin Tek Amfora Müzesi'ne Ziyaret...

Akdeniz kıyılarında balıkçıların ağına takılarak gün yüzüne çıkarılmış ve Mersin'in Taşucu beldesinde Amfora Müzede sergilenen çeşitli şekil ve boyda yüzlerce amfora, gezenlere, Akdeniz çanağında korsanlık hikayeleriyle dolu gemiciliğin ve deniz ticaretinin tarihine yolculuk yaptırıyor.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 22/05/2019 09:54
Silifke'de Türkiye'nin Tek Amfora Müzesi'ne Ziyaret...

Ankara'dan Silifkeli dostum Ömer ile Silifke'ye gitmek için İç Anadolu’muzu Akdeniz’e bağlayan, Konya ve Karaman, Mersin'in Mut'una doğru akan yolu tercih ediyoruz. Karaman’ı geçip Sartavul Geçidine ulaşınca Nisan ayında tepenin karla kaplı doğasıyla karşılaşıyoruz. Göksu Nehrinin Vadisinden aşağıya indikçe artan sıcaklık bize Akdeniz'e yaklaştığımızı müjdeliyordu. Her dönemeçte farklı doğa manzarasını fotoğraflamak için çok sayıda mola vererek, akşam saatlerinde Silifke'yi geçip Taşucu’nda, deniz kenarına ulaşıyoruz.

Konakladığımız Marina Oteldeki kahvaltıdan sonra, ben limanda yürüyüşe çıkıyorum. Ülkemizin ilk ve tek Özel Amfora Müzesi'ni limanın tam karşısında tarihi bir yapıda buluyorum.18.yüzyıldan kalma, zamanın Balık Pazarı olarak kullanılmış. Restore edilen bina, Arslan Eyice'nin Amfora Koleksiyonunu bağışladığı Taşucu Eğitim ve Doğal Hayatı Koruma Vakfına verilerek 1997 tarihinde Arslan Eyice Özel Amfora Müzesi açılmış.

Müzeye girdiğimde, antik Klikya bölgesinden Tarsus, Akdeniz çanağındaki Filistin Kıbrıs ve Suriye’den, Ege kıyılarından Knidos, Samos , Lesbos, Rodos adaları, Afrika'dan Mısır, Tunus, Avupa'dan İtalya, İspanya, Portekiz, Marmara bölgemizden Tekirdağ, Karadeniz’den Sinop üretimli amforalar arasında buluyorum kendimi.

Taşucu, Mersin ve Antalya açıklarından balıkçıların ağlarına takılarak toplanan ticari amforalar, bölgenin Antik dönemdeki ticari ilişkiler hakkında bilgi veriyor. Müzede sergilenen sayısı 400'ü aşan amforalar,   M.Ö. 7. yüzyıl ile M.S. 18. yüzyıl arasında Helenistik, Roma, Bizans dönemlerinde Akdeniz çanağında farklı yerlerde üretilmiş. Koleksiyonun en eskilerini M.Ö 7 yüzyıldan kalma Suriye-Filistin, Kıbrıs, Ege adalarından Thasos, Mende, Lesbos, Samos ve Khios'ta üretimi ticari amforaları oluştururken, M.Ö. 330-30 Hellenistik Döneminde şarap ihracatıyla ünlenen Datça, Knidos Rodos, Kos ve Korinth amphoraları da diğer bir amfora grubu olarak dikkat çekiyor..        

Arslan Eyice Taşucu Amphora Müzesi’nin Roma Dönemi (M.Ö. 30 –M.S. 395) ticari amphoraları ise Ege’de bulunan merkezler Samos, Efes, Kos, Anadolu’da Kilikia ve Pamphylia bölgeleri, Karadeniz bölgesinde Sinop, Kuzey Afrika’da Mısır, Tunus, Suriye, Beyrut, Filistin, ile Portekiz, İspanya ve Güney İtalya’da üretilen ticari amphoralar da müzede sergileniyor. Marmara bölgesindeki Ganos -Tekirdağ ve Kilikia bölgesindeki Tarsus'ta üretilen amphoralar da Bizans dönemini yansıtıyor.

Müzenin amforaları arasında eski bir piyano dikkatimi çekiyor. Müzeyi gezime eşlik eden Vakıf Başkanı Mustafa Devrim Eyce,isteyen ziyaretçilerin piyanoyu çalabildiğini söylüyor, soran bakışlarım üzerine. Müzede, ayrıca Taşucu'nun tarihine yolculuk yaptıran tarihi fotoğraflar ve tabloların yanında, günlük yaşamın yansıtan araç gereçler ile çeşitli Etnografik eserlerin sergilendiği bir bölüm de var.

Müzeden çıktığımda limandaki gezi tekneleri arasında koran resimleriyle bezeli olanları görünce, Romalıların M.Ö. 51 Kilikya Bölgesine vali olarak gönderdiği Çiçero aklıma geliyor. Akdeniz kıyılarında tehlike saçan, ticareti engelleyen korsanları ıslah etmek üzere bölgeye gelen Çiçero, hitabet gücünü kullanarak dağ ve deniz korsanlarını yerleşmeye ikna etmiş. Balıkçıların ağına takılıp Müzede gördüğüm amforaların arasında, korsanların batırdığı gemilerden denize saçılanlardan da olduğunu düşünmeden edemedim.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.