MOBİL REKLAM...

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 31/12/2019 23:40

Avrupa’nın başkenti Brüksel’de kamyonetin, arkasına monte edilmiş çift taraflı büyük ekranların birinde hareketli diğerinde sabit reklam dijital panoyla en işlek bulvarda dolaştığını görünce,60'lı yıllarda çocukluğumun geçtiği Kadirli'de yazlık/kışlık sinemalarda oynatılan film afişleriyle kaplanmış tabelalarla dolaşan çığırtkanları hatırladım.

Bir elinde boru, bir eliyle omuzunda taşıdığı o gün sinemada oynatılan film afişleriyle süslü suntadan yapılma tabelayla semt semt dolaşarak müşteri çekmeye çalışırdı çığırtkanlar. Çocukluğumuzda genellikle akşam üzeri dolaşmaya çıkan çığırtkanların bizim sokaktan geçişini merakla beklediğimizi hatırlıyorum. Farklı sinemaların tabelasını taşıyan çığırtkanların araka arkaya geldikleri olurdu. Afişlerinden beğendiğimiz filmleri seyretmeye cep harçlığımızın yetip yetmediğini,  öğrenmek için bilet ücretini her defasında sorardık. Konu komşu ailece gitmeye karar verildiğinde, sevinirdik. Kalabalık gidildiğinde çocuklardan para istemezlerdi. Filmlerin konuları hakkında bilgiler de veriyorlardı, günümüzün fragmanlarının verdiği mesajı, bilgiyi doğrudan veriyorlardı. Filmleri anlatıyorlardı adeta  etrafını saran bizlere.  Sinemaların girişlerinde de aynı tabelalar duvara yaslanmış durur, karşısında afişleri inceleyenler eksik olmazdı.

Yaya olarak semt semt dolaşan çığırtkanları, daha sonraları at arabaları üzerinde birbirine yaslanmış 2 tabaleyla görür olduk, daha hızlı geçiyorlardı artık. Lise yıllarına gelince kamyonetle geçmeye başlayan çığırtkanları fark etmezdik  çoğunlukla. Sinema önlerine konulan tabelalardaki afişleri inceleyerek gideceğimiz sinema ve filmi seçmeye başlamış, çığırtkanları sinema girişlerinde bilet kontrol edenler olarak görmeye başlamıştık artık.

TV'ler hayatımıza girince sinemalara ilgi azalmaya başlamış, videoların  çıkmasıyla sinemaya gidenlerin sayısının gittikçe azaldığını hissetmiştik.1976 yılında  çalıştığım gazetede sinemamızın jönlerinde Ayhan Işık'la yapılmış röportajın kasetini yazıya dökerken 'Japonya'da bir alet yapmışlar, istediğin filmi takıp izliyorsun. Sinemalar önemini kaybedecek..’ sözlerini unutamıyorum. Artık bir film ücretiyle 2-3 film izlenmeye başlanmıştı.

Reklam yağmurları ulaştığı tüketiciyi ihtiyacı olan ürün konusunda  bilgilendirdiği, tercihleri konusunda ikna ettiği gerçek. Her türden ürün reklamları artık gazete ve dergilerin sayfalarında, bilgisayarımızda  İnternet  dünyasındaki yayınlarda, sosyal medyada,  TV'lerde evimizin içinde, metro ve otobüs durakları, kavşaklar gibi şehrin çeşitli yerlerine yerleştirilen sabit  panolarda karşımıza çıkıyorlar. TV'deki reklamlardan uzaktan kumandayla kanal değiştirerek, posta kutularına ürün reklamlarına karşı apartman girişine 'reklam broşürleri atmayın' yazısı asarak , buna rağmen atılanları bakmadan çöp kutusuna göndererek ,gazete ve dergilerdeki reklam sayfalarını hızla çevirerek  bu reklam sağanağında kurulmaya çalışıyor günümüz insanı.

Ana caddelerin kesiştiği kavşaklar, metro duraklarının girişleri ve  peronlarda ebatları  gittikçe büyüyen panolara yanında,  geçmişin 'sinema çığırtkanlarının tabelaları’ teknolojinin imkanlarıyla geliştirilmiş yöntemi diyebileceğimiz mobilize reklamlarla karşımıza çıktı. Toplu taşıma araçlarında otobüs, tramvay, taksilerle tamamen ya da kısmen çeşitli ürün reklamlarıyla giydirilmiş olarak her an içiçeyiz.

Turizm sektöründe de, Tatil ülkeleri başta olmak üzere, çeşitli destinasyonların son yıllarda başta Avrupa ülkelerindeki  reklam kampanyalarında  doğal ve kültürel zenginliklerini yansıtan fotoğraflarla giydirilmiş, şehirlerin merkezi semtleri arasında sefer yapan otobüs ve tramvaylardan tatilcilere ulaşmak için gittikçe artan oranda yararlandıkları görülüyor.

Günlük yaşamımızın her  alanında karşımıza çıkan bu reklam türünden kaçmak da  pek mümkün değil gibi.....

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.