Artan yaşam maliyetleri ve yüksek enflasyon oranlarının otellerde çok daha fazla hissedildiğini bu nedenle fiyat artışlarının yüzde 50-70’lere kadar çıkmak durumunda kaldığına dikkat çeken Vardar, “Bu yurt dışı taleplerini bir nebze azalttı fakat erken rezervasyon döneminden sonra herhangi bir fiyat artışı yapılmadığı için yurt içi taleplerinde azalma yaratmadı. Erken rezervasyonları bilinçli şekilde kullanan Türk tatilcilerimiz için bir fırsat oldu.
"Biz fiyat artışlarını en makul şekilde yansıttık"
Biz de onlara bu fiyat artışlarını en makul şekilde yansıttık. Genelde yüzde 10-15 oranlarında seyreden yerli turist yoğunluğu, bu sene yüzde 30-35lere çıktı. Yurtdışından azalan talebi Türk tatilciler kapattı diyebiliriz. İç turizmde turist akışı devam ediyor, kişi sayısında bir azalma yaşanmadı evet ama geçtiğimiz sene 5.7 olan gecelemeler 4.9’lara düştü. Ortalama 1 gece kadar kısaldı tatiller” şeklinde konuştu.
Vardar, yurtiçi turlarda her sene bir önceki senenin fiyatları maksimum yüzde 20-30 oranında artırılarak sezona başlandığını, fakat bu sene yüzde 60-70 gibi bir fiyat artışı ile bu başlangıcı yaptıklarını vurgulayarak: “Sezon içerisindeki maliyet artışlarının devam etmesi özellikle yurt dışı tarafında döviz kontratlarındaki artışı yüzde 20-25 oranlarında oldu.
“Doluluklar yüzde 80-90 dolaylarında. Yüzde 100 dolu olan tesislerimiz de var"
Otellerin içerisindeki enerji, gıda ve personel kalemlerinde meydana gelen zamlar bu artışların nedeni oldu. Sadece konaklama da değil, akaryakıta gelen zamların ulaşım maliyetlerini de artırdı. Hem havayolunda, hem de kara yolundaki artışlar, bir misafirin otelde konaklayacağı bir gecenin maliyetine eş değer hale geldi” dedi.
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında gelen taleplerin artmaya başladığını otel doluluklarının ise daha iyi durumlarda olduğunu açıklayan Vardar, “Doluluklar yüzde 80-90 dolaylarında. Yüzde 100 dolu olan tesislerimiz de var. Hizmeti ve misafir memnuniyeti iyi, fiyat artışları daha uygun olan ve bu artışı kalitesi ile dengeleyen tesisler doluluklarla ilgili problem yaşamıyor.
2022’nin yarattığı coşkuyla karlılığı artırmak için fiyatlarda daha fazla artışa giden tesisler yeterli doluluğu yakalayamadı. Bu durum sadece Türkiye için değil, dünya turizmi için de aynı şekilde ilerledi. Bu da bize 2024’e daha temkinli ve makul fiyat artışları ile girmemiz gerektiğini gösterdi” ifadelerinde bulundu.
"2024’te daha temkinli olacağız"
Vardar, gelecek 2024 sezonu ile ilgili olarak ise şu değerlendirmeleri yaptı, “Kur oranları son 4-5 aydır şu aynı rakamlarda seyrediyor. Bu durum bir sonraki sene enflasyon maliyetlerinde ne şekilde karşımıza çıkar bilemiyoruz. Bu durum zaman içerisinde oturacaktır. Devletimiz de konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor.
Umuyoruz ki enflasyon oranları önümüzdeki sene daha dengeli bir seyir izleyip bunu tüketiciye daha makul artışlarla yansıtabileceğimiz oranlarda olursa hem yurt dışından hem de yurt içinden daha fazla misafiri ağırlayabiliriz.
Hep ifade ediyoruz; tatil bir lüks değil, ihtiyaç. 2024’te daha temkinli olacağız. Bu sene sezonun Eylül, Ekim ve Kasım’a kadar uzamasının olumlu olacağını düşünüyorum. Şu an otellerdeki doluluk oranları Mayıs ve Haziran’a göre çok daha iyi bir noktada. Umuyorum ki Türk turizmi olarak hedeflediğimiz rakamlara ulaşırız.”