Kültür ve Turizm Bakanlığı bölünsün mü, bölünmesin mi?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bakanlıklar yeniden yapılandırılırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kaldırılması öngörülüyor.

18/06/2018 16:04
Kültür ve Turizm Bakanlığı bölünsün mü, bölünmesin mi?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tümüyle yürürlüğe gireceği 24 Haziran sonrasına ilişkin yapılan teknik hazırlıklar çerçevesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bölünerek “kültür” bölümünün Milli Eğitim Bakanlığı’na, “turizm” bölümünün ise Ekonomi Bakanlığı’na bağlanacağı ileri sürülüyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyum kapsamında, uzun süredir Başbakanlık bünyesinde oluşturulan bir komisyon “bakanlıkların yeniden yapılandırılması” konusunda teknik hazırlık yapıyor. Bu komisyon, AK Parti bünyesindeki uyum komisyonları ile koordineli olarak, seçimlerden hemen sonra, “hangi bakanlıkların bölüneceği veya birleştirileceği, lağvedilecek kamu kurumları, birleştirilecek kurumlar ve yeni oluşturulacak kurumlarla ilgili” ayrıntılı bir rapor hazırladı.

Tüm bakanlıklar ile kurumların teşkilatlanmasını iyi bilen, bir anlamda “devletin hafızası” olarak nitelendirilen emekli üst düzey bürokratlardan da yardım alınarak hazırlanan rapor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu. Yeni sisteme uygun bir devlet yönetimi şemasının yer aldığı bu raporda bulunan öneriler konusunda son karar Erdoğan tarafından verilecek.

Gözlem'de yer alan haberde sektör temsilcileri ve uzmanlar, konuya ilişkin görüşlerini belirtti.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TEMELİ KÜLTÜRDÜR”

Ertuğrul Günay (Eski Turizm Bakanı) 

“Kültür ve Turizm Bakanlığı, siyasi iktidarların kültür ve turizm konularını yeterince içselleştirip özümsemedikleri için, her fırsatta vazgeçebilecekleri ya da yapısını değiştirecekleri Bakanlıklar arasında sayılıyor. Bu kez de, 24 Haziran (ya da 8 Temmuz) sonrası tümüyle kaldırılacağı, kültürün MEB'e, turizmin Ekonomi Bakanlığı’na bağlı alt kuruluşlar haline getirileceği söyleniyor.

Bu söylentilerin tümüyle art niyet ve bilgisizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Hiçbir ciddi yöneticinin, sorumlu ve bilgili iktidar sahibinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı kaldırmaya kalkışacağına ihtimal vermek istemiyorum.

Kültür ve turizm, çağdaş dünyanın gittikçe önem kazanan alanlarıdır 

Kültür, bir toplumun tarihsel ve güncel tüm varsıllığını ifade eden bir kavramdır. Bakanlık, kültür alanında yaptığı görev ve tüm işlevleriyle bu varsıllığı koruyup geliştirmeye ve toplumun yaşam kalitesini yükseltmeye çalışmaktadır.  Öte yandan turizm 20. yüzyılda tüm dünyada gelişen ve uluslararası ilişkilerde diyaloga, tanışmaya, barışa katkı yapan bir sektördür. Sadece ekonomik değil, aynı oranda toplumsal ve siyasal etkileri olan bir sektördür.

Kültür ve turizm, ayrı ayrı ve ikisi birlikte çağdaş dünyanın gittikçe önem kazanan alanlarıdır ve birlikte, birbirini destekler bir uyum ve anlayış içinde yönetilmesi ve işlemesi ülkenin marka değeri açısından büyük bir kazançtır. Geride bıraktığımız yıllarda kültür ve turizm alanında yaşadığımız olumlu gelişmelerin, dünyada, ülkemizin saygınlığına yaptığı katkı bilinmektedir. Aynı biçimde ülkenin çeşitli alanlarda yaşadığı tıkanma ve itibar kaybı, kültür ve turizmimizi de olumsuz etkilemiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür

Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken, yapılması gereken bu bakanlığı, barbarların hoyratlığına teslim etmek değil, daha önemseyerek, daha yüksek bütçelerle görev ve işlevine devam etmesini sağlamaktır. Atatürk'ün dediği gibi 'Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür."

Kültür değerlerimize özenle sahip çıkarak, bu değerleri, turizm yol ve yöntemleriyle yurttaşlarımızın ve dünyanın bilgi ve değerlendirmesine sunmak, çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek için yapılacak en doğru iştir.”

“SİYASET KRİZİ YAŞIYORUZ, TURİZM KRİZİ DEĞİL”

Bahattin Yücel (Eski Turizm Bakanı) 

“Kültür konusunun Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmasıyla Kültür Bakanlığı veya Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kalması arasında çok büyük fark yok. Sonuçta aynı siyasi anlayışla yönetilecek. Belki daha tasarruf sağlayabilecek bir durum da olabilir. Turizm’in Ekonomi Bakanlığı’na bağlanması da doğru olabilir, belki karar mekanizmalarının sağlıklı çalışabilmesi ve hızlı karar verilebilmesi açısından bunlar düşünülebilir.

Eğer bizim büyükelçiliklerimizde hakkını vererek tanıtım yapabilecek teknisyenler de belirlenmişse dünyanın farklı yerlerinde daha da iyi olabilir. Fakat bu “1960’lardan kalma yurtdışına birtakım insanları göndermek için icat edilmiş mekanizmalar” ile dünyadaki turizm hareketinin bugün geldiğimiz noktada doğru bağdaşabileceğini sanmıyorum.

Türkiye’nin turizmde yaşadığı en önemli sorun siyasal iktidarın tutumudur 

Siz gidip “Tanıtma Genel Müdürlüğü’nü kapatmayalım yoksa biz Türkiye’yi tanıtamayız, turist gelmez” biçiminde bir anlayışı savunursanız çok çağ dışı kalmış olursunuz. Burada önemli olan niyetten çok uygulamanın hangi bakış açısıyla yapılmış olacağıdır. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi’nin günümüze kadar uygulamış olduğu toplumsal ve ekonomik politikalar çerçevesinde bu iş yapılacaksa sonuç vermez.

Zaten Türkiye’nin turizmde yaşadığı en önemli sorun siyasal iktidarın tutumudur. Çünkü biz siyaset krizi yaşıyoruz, turizm krizi yaşamıyoruz. Türkiye’nin dış politikadaki yanlışlarından, içerideki baskıcı tutumlarından, Türkiye’ye talep olarak gelebilecek ülkelerdeki kamuoylarını irite eden birtakım kişisel yasaklamalarından kaynaklanan sıkıntısı var. Bu sıkıntı hükümetten kaynaklanıyor ama bu “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kapanması yanlıştır” anlamına gelmez.

Bence bu çok da doğru bir karar olur

Bence bu çok da doğru bir karar olur. Tabii, nasıl uygulanacağına bağlı. Turizmi, Ekonomi Bakanlığı’ndan çok Ulaştırma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı daha çok etkiliyor. Onun için daha üst otoriteye bağlı bir tür özerk kurum gibi değerlendirilmesi daha doğru olur. Yoksa bir turizm bakanı olmuş, olmamış, çok da önemli değil.”

“TURİZM VE KÜLTÜR ÖNEM KAZANACAK”

Yusuf Duru (Duru Turizm Yönetim Kurulu Başkanı) 

“Günümüzde her şey ekonomiye bağlı olduğu için çok önemli bir sektör olan turizmin ekonomiye bağlanması bence olumlu bir harekettir. Günün koşullarını göz önüne aldığımızda turizmin daha fazla önem kazanması açısından bir ricacı bakanlık olması yerine Milli Eğitim Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı gibi önemli, köklü bakanlıklara bağlanması doğru bir davranıştır.

Ancak bu kadar büyük kapsamlı bakanlıklar içinde turizm ve kültürün ağırlığının ve öneminin kaybolmaması şartlarının nasıl sağlanacağı üzerinde durulması gereken önemli bir husustur. Buradan çıkarılması gereken sonuç, turizmin ve kültürün daha fazla önem kazanmasını sağlayacaktır ve buna uygun tedbirler alınması pozitif sonuçlar verir.”


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.