Kadirli’de Ala Camii ile gelen turizm hareketi…

Romalılardan günümüze, tarih boyunca bazilika, kilise, camii olarak kullanılan yapı kompleksi Ala Camii’nin, kullanılan çelik çatı malzemesi ile eleştiri alan son halini görmek için gittiğimde, hem tarihi bir camii, hem de barındırdığı Flaviapolis kentinin mozaik ve arkeolojik kalıntılarıyla bir müze olarak gelenlere tarihi atmosferi yaşattığını gördüm.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 09/01/2023 16:33
Kadirli’de Ala Camii ile gelen turizm hareketi…

Kadirli’de, Muallim Bağının batı yamacında yer alan şehri tepeden gören  yapı kompleksi, antik dönemden bu yana, tapınak, kilise ve camii olarak ibadethane görevini yapan  Ala Camii, 2020’de yapılan restorasyon ve çevre düzenlemesiyle ibadet edilen Camii, barındırdığı mozaikleri, tarihin çeşitli dönemlerine ait mimari kalıntılarıyla ülkemizin ilk  arkeolojik parkı olarak müze haline gelmiş, yakınında açılan ve tarihi atmosferi tamamlayan Alacami Antik Ev ve Telvin Sahaf  Kafe ile Kadirli Turizmi için cazibe merkezi olmuş.

Romalılar döneminde M.S 70‘de bazilika, Bizanslılar döneminde M.S 5-6.yüzyılda  kiliseye dönüştürülmüş. Yapının bulunduğu alanda bir manastırın olduğu binanın ana bölümü M.S 10-11 yüzyılda şapele çevrilmiş, 1133’de ki depremde hasar görmüş, o dönemde bölgeye hakim olan Haçlılar tarafından onarılmış. Dulkadiroğlularından Alaüddevle’nin oğlu Sarı Kaplan tarafından 1489 yılında iç kısma bir mihrap, kuzeybatı duvarına bir minare eklenerek camiye çevrilmiş. 1865 yılında sarı taştan ek yapılar yapılarak, camii, mescit ve medrese olarak kullanılmış.1924’ten itibaren kullanılmayan bina kompleksinde 1961 yılında Prof. Dr. Halet Çambel başkanlığında kazı çalışmaları başlatılmış, camii içinde ve çevresindeki toprak ve molozlar temizlenerek mozaikler ortaya çıkarılmış, tespitleri yapıldıktan sonra üzerleri toprakla örtülerek korumaya alınmış. Bir temel kazısı sırasında 1932 yılında bulunan Hadrianusun anıtsal tunç heykeli İstanbul Arkeoloji Müzesine taşınmasından sonra, Kadirli’de müzenin Ala Camii de açılması amacıyla, sonraki yıllarda, çeşitli yerlerde bulunan taş eserler Ala Camii ana binası ve bahçesinde toplanmaya başlanmış.

İlk restorasyon çalışması 2006’da mozaiklerin onarılması çalışmaları yürütülmüş,2010’da ibadete açılmış, ancak kapsamlı restorasyon ve çevre düzenlenmesi 2015-2020 yılları arasında yapılmış. Ana yapıdaki kiremitle kaplı çatı korunmuş, duvarlarda zaman içinde meydana gelen hasarlar onarılarak, kuzey ve güney avlulardaki mozaikleri korumak için çelik çatı ile kaplanmış, mozaiklerin üzerinde camdan teraslar, bahçede yürüyüş yolları, seyir terasları yapılmış, tanıtıcı bilgilerin yer aldığı tabelalarla, turistlerin gezeceği güzergahlar meydana getirilmiş.

Ala Camii mozaiklerinde, girişin güneyinde kare şeklinde geometrik kare şeklinde, kuzey tarafta, geometrik şekiller, kuzeyde sekizgen, baklava dilimleri, çiçek, ağaç, gibi çeşitli bitki ve geyik, ayı gibi hayvan figürleri yer alıyor. Doğu avluda ızgara desenli, çizilerek oluşturulan haç formu denilen Hristiyan monogramı, daire tipi desenlerle bezeli. Mozaiklerdeki renkli kare şeklinde bitki, desenleri, bordürleri görünce, Kadirli’de kilim dokuyan kadınların desenleri nerden aldıklarını sorduğumda, gördükleri mozaiklerden şeklindeki cevabı hatırladım.

Geç Hitit dönemine uzanan Kadirli, Romalılar döneminde M.Ö 64’de başkenti Anavarza olan Roma eyaleti Ovalık klikyanın güneydoğusunda, M.S. 73 yılında Roma kralı Vespasiyan tarafından Flaviapolis adıyla yılında kurulan son şehir olmuş. Bölgeye 7. yüzyılda Abbasiler, 1071’den sonra Selçuklular hakimiyeti altına girmiş, ancak Beylikler döneminde sık sık el değiştirmiş. Yavuz Sultan Selim tarafından 1515'de Osmanlı İmparatorluğun katılan ve Kars-akeli' 'Pazar yeri' Kars pazarı' gibi adlarıyla bilenen Kadirli, 1865 de ilçe olmuş, şehirde Belediyelik l872 'de kurulmuş. 1. Dünya savaşında Fransız ve Ermeni işgaline uğrayan Kadirli 7 Mart 1920 işgalden kurtulmuş.

Son yıllarda temel kazılarında, bugünkü şehrin altında 6-7 dönümlük alana yayılan Flaviapolis antik şehre ait, çeşitli tarihi yapı kalıntıları ortaya çıkmış, Osmaniye Müze Müdürlüğü uzmanlarınca yapılan kurtarma kazıları yapılarak korumaya alınmış. Ala Camii ye yürüme mesafesinde flaviapolis adı verilen yapının tabanında mozaikler bulunmuş. Mevsimlerin adlarının çeşitli bitkilerle gösterildiği mozaiklerde, Yaz buğday, Bahar Çiçek, Sonbahar üzüm ile gösterilmiş. (Ayşe Ersoy makalesi) Koruma altına alınmış, ancak mozaiklerin ziyaret edilemiyor.

Alacami ve Arkeolojik Parkı ve Kent Müzesi ile birlikte, Şehir merkezinde, Flaviapolis yapısı ve mozaikleri olmak üzere, kurtarma kazılarıyla ortaya çıkarılan yapı kalıntılarının düzenlenerek ziyaret açılması, eski şehir dokusunu yansıtan konak ve evlerin restore edilerek, çevre düzenlenmesinin getireceği tarihi atmosfer, turistlerin şehir merkezinde kalış süresini uzatacak önemli bir unsur olabilecektir.

Ala Camie de ki gezimi bitirip şehirde yürüyüşe çıkıyorum. Kadirli’nin alışveriş merkezi Atatürk Caddesindeki Çamlı Kahve ve Çay Ocakları Sokağının demlenmiş çay kokusu ile, Kadirli’nin yerel tadı iriçkilin yaydığı atmosferi yaşıyorum. Derviş Paşa Caddesinde tarihi konaklar, evler de a açılan restoran ve lokantalar görüyorum. Yeni düzenlenen Kafeler sokağından kafenin birinde mola veriyorum. Kadirli’de gençlerin buluşma adresi olmuş sokak. Akşamları canlı müzik yapıldığını öğreniyorum bir işletmeciden. Aklıma, ilk gençlik yıllarımdaki Savrun Çayı kıyısındaki Parktaki Çay Bahçesinde zamanın ünlü sanatçıların konserleri geliyor.

Kahve içerken, Ala Camii’nin son restorasyonunda yapılan çelik sundurma nedeniyle gündeme gelen yoğun eleştirileri hatırladım. Yapı kompleksinin eski halinden bugünkü haline getirilmesi sırasında yapılan çelik sundurmanın ana binadaki kiremit rengi bir renk ile boyanmasının olumsuz görüntüyü en aza indirebileceğini düşündüm.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.