İETT’NİN 74 NOLU OTOBÜSÜNÜN SERÜVENİ

Şaban Ali Yaşaroğlu Şaban Ali Yaşaroğlu 31/12/2019 23:40
1955’te açılan İstanbul Hilton Oteli’nin çalışanlarından bir grup arkadaşımız bir araya gelerek “Hilton Çalışanları Yapı Kooperatifi” adı ile bir oluşumu hayata geçirdiler ve üye kaydına başladılar.
Peşi sıra kooperatif için arsa arama çalışmasını sürdürdüler. Mecidiyeköy Fulya Mahallesi, Ortaklar Caddesi nihayetindeki yamaçta 16 dönüm araziyi kooperatif için satın aldılar. Arsa üzerinde 17 blok bina ve 144 daire yapılması için bir müteahhitle sözleşmeyi imzaladılar.

1960 yılının başından itibaren de çekilen kuraya uygun tamamlanan dairelere üyeler taşınmaya başladılar. Ben, Hilton’un açıldığı günlerde Beyoğlu Tokatlıyan (Konak) Oteli’nde çalıştığım için ilk başlarda kooperatife üye olamamıştım.
Otelin açılışından iki yıl sonra 1957’de Hilton’a geçtim ve sonradan çalışma arkadaşım olan Şeref Yılmaz’dan farkını ödeyerek dairemi devraldım ve böylece ben de kooperatifin üyesi oldum. Şeref benden 3 bin lira fark istediğinde biraz düşündüğümü görüp bana; “ Bak kardeşim, ben Adapazarı’na taşınıyorum.
Seni seviyorum, senden başkasına teklif yapmadım. Bir başkası beş bin verir, fakat ben senin almanı istiyorum. Bugün Londra’da, New York’ta bir dairen olsa nasıl sevinirdin değil mi? Otuz yıl sonra İstanbul, Mecidiyeköy’de bir dairem var dediğinde aynı sevinci yaşayacaksın” demişti.

Daire sahiplerinin tümü siteye taşınmış ve dairelerine yerleşmişlerdi. Ben de 1963’ün ortalarında taşındım. O yıllarda Ortaklar Caddesi özellikle sonlarına doğru çok tenhaydı. Cadde üstü parmakla sayılacak kadar evler bulunmaktaydı. Sitenin dairelerinde su akmaz, elektrik yanmazdı. Evleri odun ve kömürle ısıtmaya çalışıyorduk. Gaz lambası gibi zaruri ihtiyaçları “Kamil Bakkal”dan satın alıyorduk.

Üstelik doğru dürüst yol ve ulaşım aracı da yoktu. Yaklaşık bir km.lik yolda asfalt olmadığından sivri taşlar nedeniyle ayakkabılar da dayanmıyordu. Mahallede bir tek (Şoför Kemal) Kemal Bey’in taksisi bulunuyordu. Özellikle yaşlılar için zor koşullar mevcuttu semtimizde… Örneğin; bugünkü gibi Mecidiyeköy’ün merkezinde terminal olmadığı için Levent’ten dolu gelen otobüslere bindin bindin, binemedinse yarım saat sonra ikinci arabaya binebilinirdi o yıllarda Mecidiyeköy’de. Zaman içinde elektrik, su ve bir ölçüde yol da halledildi. Fakat ulaşım sıkıntısı devam etmekteydi sitemizin.

Böylece çağdaş altyapı hizmetlerinden de yoksun olarak bir süre katlanmış oldular “Hilton Sitesi”nin sakinleri. Bu durum 1969 yılına kadar devam etti. Ne var ki, 1969 yılı genel seçim yılı idi. Bir sabah evimin mutfağında çocuklarımla sabah kahvaltısını yaparken, önümüzdeki meydanda bir hareketlilik gözümüze çarptı. 7-8 kişilik bir insan kümesi yanlarında yeşile boyanmış kocaman bir koç. Oğlum Evren’e “Hele bak dışarıda ne oluyor!” dedim. Oğlumun evden çıkmasıyla geri dönmesi bir oldu.

Coşku ile “Baba mahalleye otobüs geliyor!”dedi. Hepimiz oğlumun coşku yüklü sevincine katıldık. Bu defa ben kalkıp alandakilerin yanına gittim ve kendilerine hoş geldiniz diyerek tek tek hepsinin elini sıktım. Gruptakilerden bir tek Fulya Mahalle Muhtarımız Berber Hüseyin Filiz’i tanıyor, diğerlerini tanımıyordum. Muhtar Hüseyin Filiz bana “Adalet Partisi Şişli İlçe Başkanı, Adalet Partisi İstanbul İl İdare Kurulu Üyesi, İETT Daire Başkanı ve diğerlerini tanıttıktan sonra, “Adalet Partisi mahallemize otobüs getiriyor.” dedi. Ben de hepsine teşekkür ederek, “Mahalle ve sitemizin çok önemli bir ihtiyacını karşıladınız.” dedim. Otobüs geliyor diye alanda toplanan sitemizin sakinleri de topluca teşekkür ettiler.

Ertesi sabah İETT’nin 74 nolu otobüsleri mahalleye geldiler. Yarım saat ara ile “Hilton Sitesi – Eminönü” hattına sefer yapmaya başlamış oldular. Mahalleli de memnun. Bu durum yaklaşık 10 gün kadar sürdü. Çünkü genel seçim günü geldi, mahallemize de seçim sandığı kondu ve oylar kullanılmaya başlandı. Mahallemizin sandığı açılıp oy sayımı yapıldığında; sandıktan 1.Cumhuriyet Partisi, 2. Türkiye İşçi Partisi, 3. Adalet Partisi olarak açıklandı. Bir gün sonra Adalet Partisi mahalle otobüsümüzü seferden kaldırdı. “Hilton Sitesi – Eminönü” hattını 1960 Genel Seçim sonrasında iptal etti.

Ben o yıllarda CHP üyesi ve Şişli İlçesi İşçi Komisyonu Sekreteri idim. Fulya Mahallesi 4 yıl otobüssüz kaldı. Sitemizin sakinleri de eskisi gibi araç çilesini çekmeye başladılar. Bu durum, dört yıl devam etti, ta ki 1973 Genel Seçimi’ne kadar…1973 yılı Genel Seçimi’nde CHP iktidara geldi ve Bülent Ecevit Başbakan oldu. Peşi sıra yapılan yerel seçimlerde de İstanbul’u CHP kazandı ve Ahmet İsvan Anakent Belediye Başkanlığı’na seçildi. Ben de CHP Şişli İlçesi İşçi Komisyonu Sekreterliği’nden, CHP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atandım.

Ancak dört yıl öncesinde, Adalet Partisi’nin beklediği oyu alamayınca Fulya Mahallesi’ne yapmış olduğu haksızlığı bir türlü yüreğime sindiremiyordum. Bu nedenle İl Yönetim Kurulumuzun olağan toplantısında, yapılan bu haksızlığı gündeme getirdim. İl Başbakanımız Aytekin Kotil ve bazı kurul üyeleri; “Bu belediyenin işi, kurulumuzda görüşülmemesi gerekir.” diyerek itirazda bulundular. Ben tekrar söz alarak “Bakınız arkadaşlar, Adalet Partisi oy alabilmek için mahallemize otobüs tahsis etti.

Beklenen oyu alamayınca otobüsü kaldırdı ve mahalle halkını cezalandırdı. Bu rakip partinin keyfi bir tasarrufu ve siyasi bir karardır. Kırşehir’i hatırlayın, DP Kırşehir’den milletvekili çıkaramayınca Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı’nın memleketi olan Kırşehir ilini ilçeye indirmiş, böylece Kırşehir halkını cezalandırmıştır Demokrat Partisi İktidarı.

Kaldı ki, mahalleye yeni seçilen Muhtar Fehmi Özgen, seçim süresi propaganda konuşmalarında mahalleye otobüsü tekrar getireceğinin sözünü verdi. CHP Şişli İlçesi Anakent Belediye Meclisi’nin 15 üyesinin ortak önergesini de İETT Müdürler Kurulu reddetmiştir. Evime 13 bin mahallelinin imzası ile gelen Muhtar Özgen, otobüsün geri getirilmemesi karşısında muhtarlıktan istifa edeceğini söylüyor. Tekrar ediyorum, bu siyasi bir karardır.

Bunu düzeltmek de bizim görevimizdir.” dedim ve konu gündemimize girmiş oldu. O geceki toplantımızda Başkan Kotil, Belediye Başkanı Ahmet İsvan’la konuyu görüşmek üzere bizden yetki istedi. Kurul olarak oy birliği ile istenen yetkiyi Başkan’a verdik. Başkan İsvan, İETT Müdürler kurulundan bilgi istemiş. İETT Genel Müdürü Saffet Gürtav, henüz değişmemişti ve AP’nin koyu bir yandaşı olduğu söyleniyordu.

Bu nedenle Müdürler Kurulu’nun Belediye Başkanı İsvan’a verilen bilgi yanıtı olumsuz ve gerekçe de şöyleydi: “ Yolları dar, 11 metre otobüs için saha yetersiz, dönüş sahasının yeterli hale gelmesi için sitenin 1. Blok’unun yıkılması şarttır. Üstelik yolcu kapasitesi de yeterli sayıda değildir.”
O günlerde Belediye Başkanı Ahmet İsvan bizim mahalleye milletvekili bir arkadaşının evine gelir. Yemekte hizmet eden ve evin temizliğine bakan bayanın duyacağı bir ses tonu ile İsvan; “Yaşaroğlu bu mahalleye İETT otobüsünü getirmek istiyor. Bu dar yolda otobüs mü çalışır?” der ve sofrada gülüşmeler olur.

Akşam o hanım eşine olanları anlatır. Bayanın kocası mahallemizin sakinlerinden olan dostum Nuri Bey, eşinin duyduklarını bana nakleder. Nuri Bey’in söylediklerine inanmam, “İsvan benim için kesinlikle öyle konuşmaz, yengem yanlış duymuştur.” dedim Nuri Bey’e. Nuri Bey ısrarla doğru olduğunu bana inandırdığında ise çok üzüldüm. Çünkü Belediye Başkanımız Ahmet İsvan’ı CHP İl Yönetim Kurulu seçim öncesi “parti içi üyelerimizle ve basınla tanıştırma” görevini bana vermişti.

Karar gereğince Belediye Başkan Adayı olan İsvan’ı hazırladığım programa uygun olarak ilçe ilçe dolaştırıyor, basın mensupları ile tanıştırıyor, çeşitli etkinlikler düzenliyor ve gece geç saatlerde evime dönebiliyordum.
Sabah erkenden Belediye Sarayı’na indim. Fen İşleri Müdürü Çetin Kumbar’dan Fulya Mahallesi Ortaklar Caddesi Sakız Ağacı Sokağı’nın bir metre kadar genişletilmesini rica ettim ve genişlettim. O hafta CHP İstanbul İl Yönetim Kurulu toplantısında İl Başkanı’na otobüs konusunu sorduğumda Aytekin Başkan bana; “Yaşaroğlu, İsvan’la görüştüm, İETT Müdürler Kurulu olumsuz rapor vermiş.

Bu durumda o mahalleye otobüs veremiyoruz dedi Belediye Başkanımız.” dediğinde; “ Sayın Başkan, ben bile bile parti suçu işlemeyi göze alarak konuyu Ankara’ya kaydıracağım ve Genel Başkan Ecevit’e anlatacağım. (Bir kurul üyesinin kuruldan izin almadan bir konuyu Genel Merkez’e götürmesi parti tüzüğüne göre suçtur.) Bu haksızlık mutlaka çözülecek ve otobüs mahalleye geri gelecek.” dedim. Kararlı sözlerimi dikkatle dinleyen, beni iyi tanıyan ve inandığım doğruların peşini bırakmayan bir yapıda olduğumu bilen İl Başkanım: “Yaşaroğlu yarın neredesin?” diye sorduğunda, yarın sabah beşte Hilton’da iş alacağım ve öğleden sonra saat ikide işi bırakacağım yanıtım üzerine “Yarın telefonumu bekle.” dedi.

Nitekim saat 13.00’de Başkan beni telefonla aradı; “Geliyoruz, bizi Hilton’un kapısında bekle.” dedi. İl başkanımın beraberinde Şişli Belediye Şube Müdürü Erdoğan Tüzel, İETT Taşıtlar Daire Başkanı Erdoğan Üzel ve İstanbul Belediyesi Fen İşleri Müdürü Çetin Kumbasar olduğu halde, dört araba ile Hilton’un kapısının önüne geldiler ve beni de alarak Hilton Sitesi’nin önüne geldik. Aytekin Bey yanındakilere, “Bu meydanda otobüs rahatça manevra yapabilir mi?” diye sordu.
Hepsi birden “Döner.” demeleri üzerine, “ Ben de döner diyorum. Erdoğan Bey, yarın sabah otobüs mahalleye gelsin.” dedi. İşte, o günden bu yana 37 senedir kesintisiz “Eminönü-Hilton Sitesi” seferini yapan 74 nolu İETT Otobüsünün serüveni… Cezalandırılmış olan bu otobüsün Fulya Mahallesi halkının hizmetine tekrar sefere konulmasında katkısı olanları rahmetle anar, hayattakilere esenlikler dilerim.

Şaban Ali YAŞAROĞLU
Turizm ve Eğitim Danışmanı
Ottoman Hotel Imperial




Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.